Adnan Alahmad, Suriyeli bir galeri sahibi. 25 yıldır hem koleksiyonerlik hem de yayıncı olarak sanata destek veriyor. Savaştan önce Halep’te iki galerisi vardı. Yaklaşık dört yıldır İstanbul’da yaşayan Alahmad’ın Kuzguncuk’ta Kelimat adında bir sanat galerisi bulunuyor. O sıradan bir galeri sahibi değil. Ortadoğulu ve Türk sanatçılar arasında bir köprü kuruyor. İstanbul’da düzenlenen birçok sergiye yurt dışından çok önemli ve özgün sanatçıları getiriyor. İstanbul’da yaşayan Suriyeli sanatçılara platform oluşturuyor. Ayrıca Türk sanatçılara da elinden geldiğince sergileme desteği veriyor. Alahmad, birkaç gün önce Twitter’da gündem olan "Suriyeliler gitsin" kampanyasıyla ilgili ise “Yürütülen bu kampanya Türk halkının alicenaplığına ve dostluğumuza gölge düşürmez. İncinmiyoruz çünkü haklı değiller ve Türk halkı bizi kardeşleri olarak görüyor biz de öyle. Kötü niyetliler umurumuzda değil” diyor.
Adnan Alahmad ‘Suriyeliler ülkelerine veya başka bir yere gitsin artık’ diyenlere soruyor: “Neden döneyim? Neden savaşa dönelim? Ben burada mutluyum. Buraya çalışmaya geldim. Türk kültürü ve sanatı üzerine çalışıyorum. Türkiye’de 450 galeri var. Kelimat bu galerilerin en önemlileri arasında. Ben kültür taşıyıcısıyım. Türkler bizi anlamalılar. Biz aynıyız. Yüzlerimiz, gözlerimiz aynı. Sözlerimiz aynı. Kültürümüz aynı. 400 sene beraber yaşadık. Bu toprak aynı toprak.” Alahmad İstanbul'a geldiğinden beri hemen hemen İstanbul'un tüm galerilerini ziyaret etmiş, sahip ve yöneticileri ile tanışmış. Devamlı olarak sergileri, galerileri ve sanatçıların atölyelerini ziyaret ediyor. Üniversiteleri, güzel sanatlar fakültelerini de ziyaret edip herkesle tanışıyor. Kelimat Sanat Galerisi’nin Türkiye ve Ortadoğu arasında bir kültür sanat köprüsü olmasına çalışıyor.
Alahmad tıpki bir kültür araştırmacısı, sanatçı avcısı gibi çalışıyor. Galerisinde oturup beklemiyor. Nerede popüler olmayan ama çok iyi eserler veren bir sanatçı var, Türk veya Ortadoğulu ayırmaksızın gidip onu buluyor ve çıkarıyor. Eserlerine galerisinde yer veriyor. Sali Turan, Fatih Urunç, Zeynel, İbrahim Alhassoun, Ruken Aslan, Mahmut Aydın bu isimlerden yalnızca birkaçı. Bu sanatçılarla ilgili katalog şeklinde kitaplar da bastıran Alahmad bu kitapları Londra, Bahreyn, Dubai gibi önemli sanat merkezlerine gönderdiğini ve bu sanatçıların tanınmaları için çalıştığını kaydediyor. Kudüs Projesi Sergisi için Almanya, İtalya, İspanya, Mısır, Paris, Suriye, Lübnan, Bahreyn ve Suudi Arabistan gibi ülkelerden çok sayıda sanatçıyı bir araya getirdiği için ayrıca gurur duyuyor. Alahmad tam bir sanat aşığı. Gözü sanattan başka bir şey görmüyor.
Gelecekteki projelerinden bahsederken de gözlerinin içi gülüyor. “Türkiye’de çok ciddi koleksiyonerler, çok önemli galeriler, dünya çapında değerli sanatçılar ve çok önemli Contemporary İstanbul Sanat Fuarı var. İstanbul’da ilk sergimizi açtığımız 2015 yılı Ocak ayından beri hep olumlu olarak karşılandık, takdir ve teşvik gördük. Contemporary İstanbul 2016’ya katıldık inşallah 2017’de de yer alacağız” diyen Alahmad, her seferinde sanatçı dostlarımızın muhteşem paylaşım ve arkadaşlığı için minnettar olduğunun altını çiziyor. Türk ve Suriyeli sanatçıları arasındaki diyaloğun hayati önem taşıdığına inanan Alahmad, bu iletişimin bir parçası olduğu için ne kadar övünse az.
Halep 6 yıldır savaşın içinde. Alahmad, savaşın ilk üç yılını Halep’te geçirmiş. “Dünyanın en kötü sesi savaş sesi” diyor ve ekliyor: “Şu anda Suriye bütün dünyaya büyük bir ders. Biz savaş ne demek çok iyi biliyoruz. Toprak her zaman çok önemli. Toprak en büyük devlet. Toprak ve bayrak… Bu topraklar Osmanlı toprağı, Mimar Sinan’ın, Fatih Sultan Mehmed’in, Abdülhamid’in toprağı. Şu an Suriye’de bir toprak yok. Amerika, Rusya, İran şu an Suriye’de.”
Kuzguncuk, insanı İstanbul'un yaşanabilir bir yer olduğuna inandıran bir yer. Tabi şeker gören karınca gibi üşüşüp orayı da mahvetmezsek iyi. Kelimat, Bostan Sokak'ta bulunuyor. Geniş camları sokağa açılıyor. Alahmad'ın Kuzguncuk'la ilgili izlenimleri şöyle: “Kuzguncuk tarihi ile ilgili kitaplar okudum. Kuzguncuk’u İstanbul’da yaşayan pek çok insandan daha iyi tanıyorum. Burada şairler, yazarlar, mimarlar, sanatçılar, diplomatlar, akademisyenler olarak çok hoş bir ebru meydana getirmişler. Kuzguncuk İstanbul’un yaşanacak en güzel semtlerinden biri. Kuzguncuklular başta muhtarımız Ali Faik Kaptan olmak üzere bizi sevgi ve muhabbetle kabul ettiler. Kelimat'ın Kuzguncuk’a kattığı değerin de farkındalar. Galerimiz pek çok Kuzguncuklu dostumuzun evinden sonra en çok uğradığı mekandır. Çok değerli komşulara sahibiz, hamdolsun.”