|

"Kültür ve sanat gerilim haline getirilmesin"

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal gazetecilere yaptığı açıklamada Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'ne değindi. Kültür ve sanat alanında gerilim hatlarına takılıp kalmak istemediğini söyleyen Ünal, AKM hususunda fikri olan varsa dinlemeye hazır olduğunu da ifade etti.

Yeni Şafak
08:41 - 28/04/2016 Perşembe
Güncelleme: 08:43 - 28/04/2016 Perşembe
Diğer
akan Ünal, Rusya krizi ve terör saldırılarının ardından turizmde yaşanan gelişmeleri ve projelerini anlattı.
akan Ünal, Rusya krizi ve terör saldırılarının ardından turizmde yaşanan gelişmeleri ve projelerini anlattı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, İstanbul Taksim'deki tartışmalı Atatürk Kültür Merkezi'nin akıbetinin ne olacağı konusunda, “Bu konuda bir fikri olan var ise dinlemeye her zaman açığım. Kültür ve sanatla ilgili konuların bir gerilim alanı haline getirilmesine karşıyım" dedi. Bakan Ünal, Rusya krizi ve terör saldırılarının ardından turizmde yaşanan gelişmeleri ve projelerini de anlattı. Bir grup gazeteciyle bir araya gelen Bakan Ünal, sorularımıza şu yanıtları verdi:



"Gerilim hattı olmasın"


Kültür ve sanat ile ilgili konuların bir gerilim alanı haline getirilmesine karşıyım. Kültürel kalkınma eylem planını açıkladık, bunu tartışalım. 'Türkiye'nin güçlü bir opera geleneği vardır' açıklamasını yaptım, küçük çapta bir tartışma başladı. Ne güzel; bu tartışılsın ya da Türkiye'de kültür ve sanat dünyamız ile ilgili başka bir tartışma çıksın ve konuşalım. Bunu bir gerilim hattına, fay hattına dönüştürmeyelim. Ama AKM üzerinden oluşan, TÜSAK üzerinden oluşan belli gerilim hatları var ve ben bu gerilim hatlarına takılıp kalmayı düşünmüyorum. Bu konuda bir fikri olan var ise dinlemeye her zaman açığım.



Anadolu Kültür Külliyesi


Düşündüğümüz sadece bir müze yapmak değil. Başkent'e yakışır kültür ve sanat mekânlarının bulunduğu, geniş bir planlama gerçekleştirmek. Yani içerisinde milli kütüphanenin, müzenin, sanat galerilerinin, sanat atölyelerinin, tiyatro salonlarının ve kongre merkezlerinin olduğu, Ankara'nın kalbinde, bütün Anadolu'nun bugüne kadarki hikâyesinin olduğu büyük bir Anadolu kültür külliyesi düşünüyoruz. Planlamayı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte yapacağız.



Şehrin hafızası


Edirne, Kars, İznik, Konya, Diyarbakır, İstanbul, Ankara gibi şehirlerimizde, Avrupa'da 'old city' denilen şehrin ilk kurulduğu yerin tam anlamıyla ortaya çıkarılması, tarihi dokunun ihya edilmesi... Çünkü şehrin karakterini o şehrin ilk kurulduğu merkez belirler. Dolayısıyla şehrin kimliğini, hafızasını ve kültürünü bizim inşa etmemiz gerekiyor. Çünkü şehrin hafızasını ve kimliğini inşa etmediğiniz zaman şehir kültür üretmiyor. Bundan dolayı, şehirlerimizde, İstanbul Suriçi, Ankara Suriçi, Diyarbakır Suriçi gibi kentsel ve tarihi sit alanlarının yoğun olduğu bölgeleri özel bir düzenlemeyle, yeni bir anlayışla ele almalıyız.



Koruma kurulları


Bu kurulların neyi koruyacaklarını önce net bir şekilde ortaya koymak lazım. Şehrin hafızası, kimliği, tarihi dokusuyla ilgili bir envanter oluşturduğunuz zaman, gerçek anlamda neyin korunacağını da netleştirdiğinizde bu anlamlı oluyor. Bir şehirde önemli olan şudur: Korunması gerekenler neler, yenilenmesi gerekenler neler, yeniden neler yapılacak? Yani şehrin gelişimini sağlayacak alanların nereler olması gerektiğinin belirlenmesi gerekiyor.



Dört büyük opera salonu


Bazı şehirlerimizdeki kültür ve sanat etkinliklerine turistler çok ciddi anlamda ilgi duyuyor. Burada kültür sanat etkinliklerine katılmak istiyorlar ama gelen turisti o etkinliklerle buluşturacak organizasyon az. Hem Ankara'da hem İstanbul'da iki büyük opera salonu düşünüyoruz. Şimdi kültür merkezlerinin de fonksiyonlarını değiştiriyoruz.



Kültür- Tarih - İnanç turizmi


Dünya Turizm Örgütü'nün 2030 öngörülerine göre, önümüzdeki süreçte kültür-tarih-inanç turizmi öne çıkacak. Yani insanlar bir yere gittiğinde oranın kültürel tarihi dokusuyla ve oranın sanat etkinlikleriyle daha çok ilgilenecekler. O yüzden bir kültür ekonomisi oluşturmamız ve onu da turizmle birleştirmemiz gerekiyor. Şimdi diyorlar ki “Kültür ve Turizm Bakanlığı'nı ayırmak lazım." Hayır, tam tersine Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bir arada olması gerekiyor. Kültürel dokunun, mirasın korunması, yaşatılması, bunun bir ekonomiye dönüştürülmesi ve bunun turizmle buluşturulması için...



"Devlet kültür dikte etmez"



Kültür ve sanat canlı, yaşayan ve gelişen bir alan. Devletin görevi de bu alanın yaşamasını, gelişmesini sağlamak, etkinliğini artırmak, bunun için altyapı oluşturmak, ön açıcı ve kolaylaştırıcı olmak. Devletin burada bir kültür dikte etmesi ya da bir sanat biçimi dikte etmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Devlet içerik dikte etmez, devlet toplumun kendi kültürünü ve sanatını üretebilmesi için altyapı oluşturur. Kültür ve sanatı toplum kendisi üretir. Devlet “Şunu şöyle üret, şu sanat alanı kötü, bu sanat alanı iyi" diyemez ki. Bu, ideolojik angajmanlarımızdan uzak tutmamız gereken bir alan. Maalesef kültür ve sanatı kendi iktidar alanı olarak gören ve üstten bakan, otoriter bir dil üzerinden, her yeni şeye karşı çıkan bazı yapılar var ve gerilim üretiyor. Sanat ideoloji içindir diyen bir küçük kesim var. Sanat devletin ideolojik aygıtı da değildir. Yüksek bir kültür ve sanat, devletin ancak yumuşak gücü olabilir.


#Kültür ve Turizm Bakanı
#Mahir Ünal
#Atatürk Kültür Merkezi
8 yıl önce