|

Masumiyet çizgisinde aşkın kıyamı

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/02/2016 Perşembe
Güncelleme: 20:53 - 10/02/2016 Çarşamba
Yeni Şafak
YUSUF GÜNEŞ



Hakkını vere vere okuyup anlamak üzere bu kitabı eline almış olan okuru, yazarın kendi sözleriyle daha baştan uyarmakta yarar var: “Hayati Sır bir sessizlik alanıdır! Sükuna ermiş 'bir' benlikle anlaşılabilir ancak! Çünkü o bir Cennet sözüdür… Akleden bir kalp için yazar!” Yeter ki biz bu “cennet sözlerine” itibar ederek açık bir kalple okuyalım. “Kelimeler söze gelmeden önce kalbi tavaf ederler. Kalem sonra yazar onları” diyen bir yazarın kitabı başka türlü nasıl okunabilir ki. Böyle okuduğunuzda, kitabın baştan sona “aşka davet” niteliğinde olduğunu görüyorsunuz. Ayrıca bu davete icabet edebilmek için gerekenler ise en yalın, en samimi, en özlü biçimde dile getirilmiş.



Hayati Sır'ın, aşkla hayatını buluşturmak isteyen okura önerisi çok açık: “Masum bir kalp, mazlum bir hayat.” Ne var ki, haz peşinde koşmanın, haz düşkünlüğünün ise “haz için zulüm” anlayışına yol açarak, “masum bir kalp, mazlum bir hayat”ı imkansızlaştırdığı, dahası “Melekleri yok! Ağacı! Rüzgarı! Bulutu! Kuşu! Kurdu! Güneşi yok! Yalnızlığı bile yok!” dediği “sürü gibi yaşanan” bir hayat tarafından insanın da, yaşam ortamının da bozulup kirletildiğinin altı çiziliyor. Bu kirlenmeden insanın nasıl arınıp temiz kalabileceğine dair, kitabın pek çok yerinde feyz alabileceğimiz kıymetli sözler var.


“Aşk'ın 'bir' hali olarak 'insan'!” diye yazan çizen bir kalbin mana ve aşktan gayrı ne davası olabilir ki. Tabii bir insanın davası aşksa, tevhit ehli olmaya bakmalıdır. Bu kitabın “muvahhit” bir kalem tarafından yazıldığına şüphe bırakmayacak pek çok cümleyle karşılaşıyorsunuz. Ama şu sözler bu konuda çok çarpıcı bir örnek: “Toprak hepimizi bir'ler! Hayat ve ölüm 'bir'dir! Geldiğimiz ve gideceğimiz yer de 'bir'dir! İnsan da 'bir'dir, kainat da! Söz de 'bir'dir vücut da! Erkek de 'bir'dir kadın da! Maden de 'bir'dir, bitki de ve tüm yeryüzü de! Aslında yeryüzü ile gökyüzü de 'bir'dir! Kainatta ne varsa 'bir'dir! Ve tek bir kelime vardır aslında hepsinin özünde; Aşk.”



GÜNÜMÜZ İNSANINA BİR ÖĞRETİ


Yazarımıza göre, bu çeşit anlayışın, insanın da kâinatın da “ahengini” bozduğu açıktır. Oysa, “insan bir ahenk koruyucusudur.” Ama şeytani bir hız ile insanın parçalanarak kâinatla, sözle, yazıyla olan ahenginin bozulmak istendiği de açıktır. Okudukça, bu kitapla yapılmak istenenin, “dijital haz” ve “hız” içinde aslından uzaklaşmış kire pasa batmış insanın temizlenerek, “hakikatini” bilir hale gelmesi, “aşka” layık kılınması olduğunu derinden kavrıyorsunuz. “Şeytan kelimelerle düşünemez, sayılar'la düşünür ve hakikati gizler! Manayı da bilmez!” veya “Tek 'bir' zaman ve tek 'bir' Aşk!” diye yazan, çizen bir kalbin mana ve aşktan gayrı ne davası olabilir ki.



Akıcı ve şiirsel bir dilinin hatta daha da ileri giderek bütüne yayılmış bir iç müziğinin olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim. Ey Kalbim! Aşka 'Söz' Verdik'in okuru şaşırtan, adeta kendinden geçiren bir özelliği de, okuyanı sürekli yazılı metninin dışına taşırarak kendi kalbinin içlerine sevk eden bir ilham zenginliğini barındırması. Yazarın “yazamadıklarımızın üzerinden de 'oku'yun bizi” dileği gene yazar marifetiyle gerçekleşmiş görünüyor. Neredeyse her satırında, insana bir zamanlar Rabbine verdiği “sözü” hatırlatan bir kitap için daha çok şey söylenebilir.





Ey Kalbim! Aşka Söz Verdik


Hayati Sır


Hayy Kitap


Şubat 2016


144 sayfa




#Hayati Sır
#şiirsel
8 yıl önce
default-profile-img