|

Merkezin sancılı arayışı

Şair, düşünür ve ressam Frithjof Schuon; Rene Guenon, Martin Lings, Seyyid Hüseyin Nasr ile birlikte Gelenekselci Ekol’ün öncü isimlerinden biri. Schoun, ‘Bir Merkeze Sahip Olmak’ adlı eserinde antropolojiyi bütün seviyelerinde ele alırken, Batı’nın manevi sancılarını konu ediyor.

Yeni Şafak ve
03:00 - 11/05/2016 Çarşamba
Güncelleme: 02:14 - 11/05/2016 Çarşamba
Yeni Şafak
FUAT ÖMER ÇETİNKAYA


Sanayi Devrimi sonrasında Batı insanının içine düştüğü keşmekeş onun dine yönelik zayıf halde bulunan temayüllerini daha da uzak kılmış ve bu dönemde profan (din dışı) alan dinî alanı ihata etmeye başlamıştır. İnsanlığa asırlarca ışık tutan dinî geleneklerin özünde mukim olan Ezeli Hikmet ya da Perennial Wisdom, Batı insanını girdiği darboğazdan çıkarma imkânına sahip yegane reçete olarak ortaya çıkmaktadır.



SURETLER DEĞİŞSE DE HAKİKAT KALIR


Batı insanıyla alakalı yapılan bu tespitler elbette bir genelleme olup zikredilen Ezeli Hikmet'e vasıl olmaya matuf hararetli gayretler göze çarpmaktadır. Dinin handiyse arka plana itildiği bu kesif devrede Gelenekselci (Traditionalist) ismiyle maruf bir oluşum tarih sahnesine çıkar. Gelenekselci ifadesi elbette yeni bir kavram değildir. Ancak Gelenekselci Ekol tarafından sistemleştirilmiş ve ilkeleri daha uygulanır bir hale getirilmiştir. Bu Ekol'ün büyük temsilcileri bir Fransız mütefekkir ve mutasavvıf olan Rene Guenon, Hint Metafiziğinin büyük bir temsilcisi olan Ananda Kentsih Coomaraswamy, İsviçre ve Alman asıllı bir ressam, şair, mütefekkir ve mutasavvıf olan Frithjof Schoun'dur. Gelenekselci Ekol'ün mensupları elbette ismi geçen mütefekkirlerle sınırlı değildir. İngiliz edip, mütefekkir ve mutasavvıf Martin Lings, Huston Smith ve özellikle Ekol'ün şu an hayatta olup en fazla ürün ortaya koyan üyesi İran asıllı mütefekkir Seyyid Hüseyin Nasr, Gelenekselci Ekol'ün en tesirli sözcüleri arasındadır.



Gelenekselci Ekol dinlerin özünde mukim olan ve suretler değişse de kendisi değişmeyen Ezelî Hikmet'in (Perennial Wisdom) insanı aslî haline (Premordial State) döndüreceği ve modernizmin ona yüklemiş olduğu tüm eksiklik ve kötülükleri de defedeceği fikrinden hareketle, dinlerin özünde bulunan bu aslî hakikati gün yüzüne çıkarma çabasını taşımıştır.


Gelenekselci Ekol mensupları arasında her gelenekten düşünürler var olsa da, baskın olan görüş İslâm dini çerçevesinde olup Kelamî (Teological), Metafizik (Metaphysical) ve Tasavvufî (Esoteric) görüşler bize bu Ekol'e mensup olan mütefekkirlerin yüzeysel bir yaklaşımdan ziyade özlü ve derinlemesine çıkarımlarda bulunduklarını göstermektedir.



DOĞULU ESERLERİN ETKİSİ


Ekol'ün önemli iki sözcüsü olan Rene Guenon ve Frithjof Schoun Gelenekselci Ekol'ü hakkıyla temsile yetkin iki mütefekkir olup derin dilsel, metafizik, kelamî, felsefî ve sanatsal kabiliyetlerini bu görüşleri anlaşılır kılmada azamî gayret göstermişlerdir. Bu iki büyük şahsiyetin kitap ve makalelerindeki düşünceleri, Ekol'ün sadece devirsel bir oluşum olmaktan çok ciddi bir disipline dönüşmesina imkan vermiştir. Schuon (Şeyh İsâ Nûreddin Ahmed, eş-Şâzilî el-Alavî el-Meryemî) 1907 'de İsviçre, Basel'de doğmuş olup ailesi Alman'dır. Müzisyen bir baba, edebiyata düşkün bir anne ve Doğu ile Avrupa edebiyatlarına dair sohbetlerin sıkça gerçekleştiği bir aile ortamı, Schuon'un edebî ve sanatsal açıdan ufkunun açılmasına sebep olmuştur. Genç yaşında Bagavat Gita ve Binbir Gece Masalları'ndan aldığı haz, Gelenekselci Ekol'deki Doğu vurgusunu perçinlemiştir. Bu dönemlerde metafiziğe ve Platon'un eserlerine hayli ilgi duymaktadır.



1930'da İslam'a ilgi duymaya başlamıştır. 1932 'de Cezayir'e giden Schuon, geleneksel hayatın canlı bir şekilde devam ettiği bu beldede meşhur Şâzilî Şeyhi Ahmed el-Alavî gibi bazı önemli arif ve âlimlerle tanışma fırsatı bulur. 1938'de Mısır'a uğrar. Burada yıllarca mektuplaştığı Guenon'la tanışır. İlk kitabı olan Dinlerin Aşkın Birliği onu, Seçkin bir metafizikçi, ileriyi gören, ayrıca geleneksel öğretileri manevî olarak en etkili bir şekilde ortaya koyan biri olarak tanıttı. Schuon her ne kadar kamuoyunun gözünden uzak durmaya çalıştıysa da, batınî hayata ve ebedî bilgeliğe yönelen kimselerce büyük ölçüde tanındı. Hem Doğu'dan hem de Batı'dan pek çok seçkin entelektüel kimse, Cenevre Gölüne nazır olan evinde onun ziyaretine geldiler.



İNSAN BİLGİYE KARŞI EĞİLİMLİDİR


Schuon'un çalışmaları diğer çalışmalarda bulunmayan bir simetri ve dahi bir kaliteye sahiptir; yazılarında manevî tedavi kalitesinden bir şeyler katan bir denge ve bütünlük söz konusudur. Bu anlamda Schuon, yalın bir üslupla ve ezelî hikmete ilişkin yazılar yazmış, ona çağın ihtiyaçlarına mukabil doğrudan ve taze bir vurgu katmıştır. Geçtiğimiz günlerde raflarda yerini alan “Bir Merkeze sahip Olmak”, Türkçe'de ilk kez yayınlanıyor. Dört ana bölümden oluşan kitabın önsözünde, maneviyatta herşeyin bir biriyle ilişkili olduğunu belirten yazar, İnsanın her zaman için, ilkelerin ışığını daha az önemli konulara yansıtma hakkı olduğunu ve insanın yeri gelir, böyle yapmak mecburiyetinde kaldığını belirtir. İnsanî olan ve dolayısıyla manevî olan her şeyin, özü gereği kendisinin bakış açısına dahil olduğunu ekler. Devamını önsözden birlikte okuyalım: “Bunu söyledikten sonra, şu soru sorulabilir: Hâlidî hikmet (sophia perennis) bir “hümanızm” midir? Cevap, ilkece “evet” olacaktır. Ama gerçekte cevap “hayır” olacaktır; çünkü terimin geleneksel anlamı itibariyla hümanızm fiilen, mutlak manada insanı değil, düşmüş insanı yüceltmektedir. Modernlerin hümanizmi pratikte, parçalı insana yönelik bir faydacılıktır; insanın kendisini, mümkün olduğunca faydasız olan insanlığa mümkün olduğunca faydalı kılma iradesidir. Bütüncül antropolojiye gelince, biz kesinlikle bu kitapta ona dair bir izah sunmaya çalışacağız.”



Kitaptan bir alıntı: “Her insan Tanrı sevgisi aracılığıyla “ne ise o olmaya” çalışmalı, kendisini, kendisini bozan ve Düşüş'ün izlerinden ibaret olan yapay üstyapılardan soyutlamaya gayret etmeli, böylece tekrar kökü kurtarıcı kesin bilgi/yakîn ve tepesi ilâhî cemâli müşahede huzuru olan bir ağaç olmalıdır. İnsan tabiatı kendisinin İlâhî Model'ine ilişkin birleştirici bilgiye karşı eğilimlidir: sevgi ve yumuşak kalp, tek bir şeydir (amore e'l cuor gentil sono una cosa).”







• • •


Bir Merkeze Sahip Olmak


Frithjof Schuon


Çev.: Tahir Uluç


İnsan Yayınları


2016


191 sayfa




#Frithjof Schuon
#Rene Guenon
#Martin Lings
#Bir Merkeze Sahip Olmak
8 yıl önce