|

Modern ıstırap: Dijital devrim

İsmet Özel’in meşhur bir sözü var, “Gidişat hiçliğedir” diye. Yeni kuşaklar ve yeni teknolojilere adapte olmuş bizler için de bu kadar dostluk, fırsat, bilgi arasında gidişat hiçliğe mi diye sormadan edemiyor insan.

Yeni Şafak ve
04:00 - 20/04/2016 الأربعاء
Güncelleme: 20:41 - 19/04/2016 الثلاثاء
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
İbrahim Sığın

Medya ve İletişim Uzmanı


Tarihin her dönemi yeni buluşlara, yeni teknolojilere sahne olmuştur. İnsan hayatına giren her yenilikte büyük bir toplumsal dönüşüm gerçekleştirmiş ve toplumun alışkanlıklarını, sosyolojisini derinden etkilemiştir. Tarım toplumu, Rönesans, Aydınlanma dönemi; Fransız, Sanayi Devrimi derken ve sonunda dijital çağa bütünüyle adapte oluşumuz ile kendimizi eğlence sektörünün*çağında bulduk. Haz duymadığımız bir şeyin kıymeti de yok neredeyse artık. Haz ve eğlence toplumuna dönüşümün elbette bir hikayesi var.



Hikâyeyi, İnsanların makineleşmesini aslında en iyi özetleyen şey rakamlar. 2005'de 500 milyon internete bağlı cihaz varken bugün 2020'de 50 milyar cihaz olacağı öngörülüyor. Bugün her evde en az üç-beş farklı nesne internete bağlı. Yer değiştirdiğimizi, farklı bir etkinlik içinde olduğumuzu düşünsek de aslında bir ekrandan diğer ekrana geçiş yapıyoruz. Ekranlar arası geçiş sadece gözleri, bedenleri etkilemiyor elbette; bireyi, toplumu, kültürü, alışkanlıkları kökten değiştiriyor.



YENİ MEDYA GERÇEKLİKLERİ


Koca bir dünya ile karşı karşıyayız ve bu koca dünyanın da kendine has gerçeklikleri var. Herkesin söz söyleyebildiği bir alan İnternet, böyle bir ortamda da ortaya bir armoni çıkması da haliyle imkansız. Kontrolsüz bu yapıda, dezenformasyon diye bir gerçek var. Yüzlerce yanlış bilgi ve o bilgiler ışığında inşa edilen/edilecek algılar. Ne yazık ki yeni medya dünyasında algı, gerçekliğin ötesinde seyrediyor.



Bu dünyaya dair bir başka gerçeklik de 'her şeyin abartılması' durumu. Bunu bilerek hareket etmek, bunu gözeterek adım atmak şart. Kimsenin yoğurdum ekşi demediği gibi, burada da kimse olumsuz bir şeye sahip değil; tam aksine herkes dört dörtlük. En acı gerçeklik ise 'sosyal medyanın diline düşmek' olsa gerek. Bu dünya tamamen eğlence üzerine kurulu, alay üzerine inşa edilmiş alan. Yıkıcı rolü, yapıcı rolüne nazaran çok fazla. O yüzdendir ki bir açık bulduğunda insanı da hüsrana uğratacak bir yer.



VİZONTELE VE ÇÖLDE İNTERNET ARAYAN NESİL


Vizontele'yi izleyen herkesin çok iyi bildiği bir sahne vardır. Belediye Reisi Nazmi Bey eve Vizontele'yi getirir ve eşi Siti Ana'nın, “Bey bu nedir?” sorusuna karşılık, “Bu Vizontele hanım, dünyayı ayağımıza getirecek” der. Bunun üstüne Siti Ana'nın cevabı da derin bir sorgulamaya götürecek bir cevaptır: “Sebep?”



Hayatımıza her yeni giren şey, bize bir şeyler vaat ederek girer. Dijital Devrim ve onun hayatımıza soktukları da böyle. Artık her şey o kadar hızlı ki, hiçbirimiz 'Sebep' diye bir sorgulama içine girecek zamana sahip değiliz.



Bu hız toplumunda dönüşüm ciddi boyutlarda olunca davranışlar da, tepkiler de değişiyor. Sosyal medya ve yeni teknolojiler ile de toplumun büyük değişimler yaşadığı bir gerçek. Artık en temelde çevre oluşum şeklimiz değişti. 140 karakterlik dünyalarda birçok farklı karakter tanıdık ve onlar belki de temas halinde olmasak da 'sanal' dostlarımız. Önceliklerimiz değişti bu dünyada. Çölde artık su değil, internet arayacak bir nesil var. Belki de çölde su bulmak için de 'en yakın su nerede' diye arama motorundan bir arama yapacak nesil(ler)...



Farklı seslerin mecra bulduğu, herkesin bir şekilde ulaşılabilir olduğu, hiyerarşinin ortadan kalktığı bir dünya burası artık. Tüm bu değişimlerin de farklı bir toplumu inşa ettiği de çok açık.



YENİ MEDYA VE YENİ NESİL


Bu dönemi tanımlarken 'Dijital Yerli' ve 'Dijital Göçmen' tanımlamaları sıkça kullanılır. Bu çağ biraz da yerliler-göçmenler arasında yaşanan bir savaş. Bilginin çocuktan-babaya, öğrenciden-öğretmene aktığı zamanlar. Dijital Göçmenler, yani üst kuşağa 'anormal' gelen aslında bu çağın içinde doğmuş kuşak için çok 'normal' olan şeyler. Burada normal-anormal analizlerinden öte üstüne yoğunlaşılması gereken nokta nesli tanımlamak.



Birkaç madde ile özetlemek gerekirse, yeni nesil; onu kuşatan hızdan dolayı daha tahammülsüz. Her şeyden öte istikrarsız. Artık bu ve sonraki kuşaktan bir işte yıllarca çalışmasını beklemek neredeyse imkansız. Sanal çevreler ile birçok şeyden haberdar bir kuşağı bir yerde sabit kılmak çok zor.


Artık bilgiye ihtiyaçları da yok. Önlerine Google denen bir gerçek var ve anında istediklerine ulaşma imkanlarına sahipler. Bilgiden ziyade ihtiyaçları olan kategorizasyon ve analiz.



GİDİŞAT HİÇLİĞE MİDİR?


İsmet Özel'in meşhur bir sözü var, “Gidişat hiçliğedir” diye. Yeni kuşaklar ve yeni teknolojilere adapte olmuş bizler için de bu kadar dostluk, fırsat, bilgi arasında gidişat hiçliğe mi diye sormadan edemiyor insan. Çok fazla analiz yapılabilir elbette ama her şeyin bu kadar hızlı geliştiği, her gün bir başka cihazla bizi internete bağladıkları bir dönemde durup düşünmek de oldukça zor. Cem Karaca'nın yıllar öncesindeki şarkısı ile bitirmek en doğrusu:



“Bindik Bir Alamete, Gidiyoz kıyamete


Yol dediğin yol gibi, Ulaşmalı bir yere


Biz dön baba dönelim, Geliyoz aynı yere


Bu döngü kısır döngü, Başı varda sonu yok


Dönüyom dönemiyom, Sonunda bir çıkış yok.”


#Dijital devrim
#İsmet Özel
#İbrahim Sığın
٪d سنوات قبل