Evini, yurdunu bırakıp farklı coğrafyalara giderek hayata tutunmaya çalışan mülteciler, bu süreçte pek çok zorlukla karşılaşıyor. Çadırlarda, sınır boylarında ve kendilerine ayrılan bölgelerde yaşam mücadelesi veren mülteciler, genellikle beslenme ve barınma konusunda destek görüyor. Her gün onlar için düzenlenen onca panelden, toplantıdan ve etkinliklerden habersiz yaralarını sarmaya çalışan bu mültecilerin farklı ihtiyaçları da var aslında: Dünyada olup bitenlerden haberdar olmak... Bu amaçla “Refugeesnow” yani “Şimdi Mülteci” adlı bir oluşuma imza atan bir grup genç, dünyanın dört bir yanında faaliyet gösteriyor. Geçtiğimiz günlerde kurulan ve teknolojik gelişmelerle mültecilerin hayatını kolaylaştırmayı amaçlayan bu grup, ilk defa Dünya İnsani Zirvesi'nde bir araya geldi. Geliştirdikleri projeleri 50'den fazla iş adamı ve bilirkişilerle paylaşan gençlere İBM, Global Citizen, Google, Microsoft ve Ericsson gibi büyük şirketler de sponsor olarak destek veriyor. Mültecilerin güvenli internet hizmetlerinden faydalanıp, dünyada yaşananları takip etmesi ve teknolojik araçlara ulaşmasını sağlamak amacıyla sosyal medyada da “ #Hack4Humanity” hashtagiyle uzun bir süre faaliyet göstermeyi planlayan gençlerle bir araya geldik.
Oluşuma Amsterdam'dan katılarak destek veren organizatör Marian Spier, mülteci krizinin sadece Suriyelilerden ibaret olmağını belirtiyor. Global bir krize dönüşen mülteci sorunu için teknolojik çözümler bulmaya çalıştıklarını ifade eden Spier, “Biz de 170 kişilik bir grup olarak 4 ana problem üzerinde çalışıyoruz: İlki iş sıkıntısı. 'İş açısından onlara nasıl yardım edebiliriz?' buna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Çünkü mülteciler ülkelerinin dışında çok az bir paraya çalışıyorlar. İkinci problem dil sıkıntısı. Üçüncüsü mültecileri sosyal hayata nasıl dahil edebileceğimizle alakalı. Dördüncüsü ise eğitim. Bu ana problemler üzerinde çalışıp bu anlamda teknolojik fikirler ve ürünler ortaya çıkarmaya çalışacağız” ifadelerini kullanıyor. Ağustos ayında yeni fikirler üretmek için tekrar bir araya geleceklerini dile getiren Spier, “Bunları yaparken Batının düşünce sistemiyle bir şeyler ortaya koymayacağız. Çünkü böyle yaparsak fikrimiz mülteciler arasında ilgi görmez ve boşuna çabalamış oluruz” ifadelerini kullanıyor.
Etkinliklere Çin'den destek veren 19 yaşındaki Tallis Liu, mülteciler için teknolojik anlamda bir şeyler yapılması gerektiğini düşünmüş. Tallis “Teknoloji aslında sosyalleşmek ve sosyal hayata girmek demek. Teknoloji aslında tüm politik kurallardan ve hükümet hatalarından uzak bir şey. Herkes harekete geçmeli ve bu hareketi günümüzde teknolojileriyle birlikte rahatlıkla gerçekleştirebiliriz. Çünkü teknoloji dini kimliğin, etnik kültürün çok ötesinde bir şey. Grupla birlikte ürettiğimiz fikirler ve ürünler de umarım bu açıdan faydalı olur” şeklinde konuşuyor. Ürettikleri projelerle kamplarda yaşayan insanların internete ulaşmaları için yazılımlar geliştireceklerini de sözlerine ekleyen Tallis “Biz bir araya gelerek ilham verici yeni çözümler üretiyoruz. Ortaya çıkan fikirler direkt olarak mültecilere ulaşacak ve onlara fayda sağlayacak” diyor.
Londra'da yaşayan 26 yaşındaki Florian Rutsch, geçmişlerini çok çabuk unuttuklarını söyleyerek “Biz tarihimizi çok çabuk unutuyoruz. Almanya'nın geçmişine baktığımızda pek çok Almanın evlerini terk etmek zorunda kaldığını görürüz. Olayların arkasına
baktığımızda aslında bir anda hepimizin mülteci konumuna düşebileceğimizi görmemiz gerekiyor” diyor.
İstanbul'da yaşayan Hamoudeh Mahdoun, Suriye'de yaşanan iç savaştan dolayı Türkiye'ye sığınmış. Mültecilerin teknolojiyi kullanma konusunda ciddi sorunlar yaşadığını dile getiren Mahdoun, kendisini de bir 'teknoloji mağduru' olarak tanımlıyor. Mültecilere teknolojinin daha iyi tanıltılması gerektiğini söyleyen Mahdoun “ Bazı küçük çözümlerle insani teknolojinin biz mülteciler için iyi çalışmasını sağlayabiliriz. 3 ay önce Türkiye'ye geldiğimde burası için aklımda pek çok soru vardı. İstediğim sorulara internetten yanıt bulamadım. Güven meselesi bizim için çok önemli. Çünkü güvendiğimiz içerikler bizi topluma kolayca adapte eder. Teknolojik gelişmelerle geride bıraktığımız yakınlarımızla haberleşebileceğiz” diyor. Avrupa'ya gitmeye hazırlanan ama Türkiye'deki pozitif enerjiyi ve atmosferi görünce gitmekten vazgeçen Mahdoun, bu oluşumun faydalı işler yapacağına inandığını belirtiyor.
Gruba Danimarka'dan katılan Johan Bender, geçtiğimiz yıl Avrupa'da eğitim görürken mülteciler için arkadaşlarıyla bir araya gelip fikirler üretmeye başlamış. Grup olarak insanların hayatında olumlu anlamda değişiklikler yapmak istediklerini belirten Bender, “Bizler mültecilerin ne tür sorunları olduğunu biliyoruz ve bu anlamda devletlerden destek istiyoruz. Avrupa'nın mültecilere karşı tutumu aslında bize hayatın ne olduğu hakkında yeni bir bakış açısı kattı.Biz de onların toplumun bir parçası olduklarını hissettirmek için bir şeyler yapmalıyız dedik ve harekete geçtik. Sadece biz değil herkes harekete geçmeli” ifadelerini kullanıyor.
