Okullar açıldı. Çocuklar uzun bir tatilin ardından yoğun tempolu günlere başladılar. Tabi anneler de öyle. Özellikle okula ilk defa adım atan çocuklar hastalanmaya daha yatkın olacaklar. Kış yaklaştıkça bu daha da fazla karşımıza çıkan bir sorun olacak.
Mikropları yenmenin iki önemli kuralı var: Temizlik ve beslenme. Besinlerle çocuğumuzu daha dirençli hale getirmemiz mümkün. Bunun için sebzeden ete hiçbir besini atlamadan tüketmelerini sağlamamız gerekiyor. Çocuğumuz bizi taklid eder. Bizim yemediğimiz bir şeyi ona yedirmemiz gerçekten çok zordur. Bu nedenle bütün ailenin sağlıklı besleniyor olması gerekir.
Çocuklar, okul çağında büyür ve gelişirler. Bedenleri gibi zekaları da beslenme düzeninden etkilenir. Zeka ve beden gelişimi için öncelikli besin öğesi proteindir. Kurban Bayramı, çocuklarımızı sağlıklı beslememiz için de güzel bir fırsat oldu. Çünkü et iyi kaliteli protein içerir. Bununla beraber kemikteki kalsiyum da çocuğumuzun gelişiminde önemli katkı sağlar. Her ikisini çok ta ekonomik bir şekilde elde edebiliriz. Elimizde, kurbandan kalan kemiklerle hazırlayacağımız et suyu, bütün yemeklere eklenebilir. Böylece hem protein hem de kalsiyum açısından zengin yemekler elde edebiliriz.
İyi bir et suyu, hayvanın kaval kemiği gibi kalın, bol ilik içeren kemiklerinden yapılır. Kalsiyumun ve proteinin suya geçmesini sağlamak için uzun süre kaynatılması gerekir. Ve eğer biz içine biraz sirke eklersek, besin ögeleri suya daha kolay geçer. Kokudan hoşlanmayan çocuklar için, bu et suyu kaynarken içine kereviz dalı, maydonoz dalı, bir bütün kabuklu soğan, defne yaprağı atabiliriz. Tuzunu da ekledikten sonra tencerenin kapağını kapatmadan üzerindeki köpükleri ala ala mümkün olduğunca uzun süre kaynatmalıyız. Suyu ne kadar uçurursak, o kadar yoğun ve lezzetli bir et suyu elde ederiz.
Boyalı yumurtalar, ilginç ve iştah açıcı olur. Aynı zamanda yapımı da oldukça kolaydır. Yumurtaları haşlarken kaynatma suyuna soğan kabuğu atarsak parlak bir kahverengi, maydonoz sapı atarsak sarı renkli bir yumurta elde edebiliriz. Daha parlak bir sarı için zerdeçal, ıhlamur kullanabiliriz. Hatta leylekayağı bitkisi bulabilirseniz yumurtayı maviye de boyayabilirsiniz.
Peynir sevmeyen, yemeyen çocukları tek çeşit peynire zorlamazsak iyi olur. Eğer tüm peynirleri dener ve aile bireyleri yendiği halde yememekte ısrar ederse, herhangi bir alerjisi de yoksa süt, yoğurt gibi diğer ürünlere yönelebiliriz. Ya da içinde peynir bulunan omletler, poğaçalar yaparak bu ihtiyacı giderebiliriz.
Tarifi: Yumurta, un, süt, tuz ve baharatları karıştırıp eritilmiş tereyağında bir yüzünü pişirin. Ardından üzerine peynirinizi parçalayıp olduğu gibi ya da ince kıyılmış yeşilliklerle karıştırarak ekleyin. Omleti yarım daire şeklinde katlayıp biraz spatula ile bastırın. Yuvarlak kenarının yapıştığından emin olduğunuzda ocaktan alın. Bu işlem ortalama 5-6 dakika sürer. Afiyet olsun.
Mikroplarla savaşmak için güçlü bir bünye gerekir. Bunun içinse vitaminler ve antioksidanlar muhakkak alınmalı. Bizim en çok bildiğimiz antioksidan ise C vitamini. C vitamini maydonoz, brokoli,kabuklu yeşil elma gibi koyu yeşil ve böğürtlen, karadut, mor, kırmızı erik, siyah üzüm gibi koyu kırmızı meyve sebzelerde bol bulunur. Çocuğumuzla birlikte yemek, onun daha kolay yemesini sağlar. Günde bir kaç hurma yemek çocuklarımızın bağışıklığını güçlendirir. Güzel ve sağlıklı bir eğitim öğretim yılı olma-
sını diliyorum. Afiyet olsun.
