Dünya Bizim Kültür sitesi 2008 yılında hizmete giren ve yayınlarını bugüne kadar sürdüren bir internet sitesi.Sadece ülkemizde değil dünyanın ulaşabildiği hemen her yerde, medeniyetimizle ve bizi biz yapan değerlerle ilgili kültürel gelişmeleri izleyicilere aktarmaya çalışıyor. Tüm haberlerini özgün olarak hazırlamaya çalışan site, Bahçelievler Belediyesi'nin katkılarıyla Dünya Bizim Buluşmaları adı altında birçok panel hazırladı. Panellerin yapıldığı sırada Youtube'dan canlı olarak takip edilebildiler. Şimdi ise ub paneller “Dünya Bizim Buluşmaları" başlığı altında kitaplaştırıldı.
“Kültür Hayatında Dergiler Neden Önemlidir?" paneline Cafcaf Dergisi'nden Asım Gültekin, Yedi İklim Dergisi'nden Ali Haydar Haksal, İtibar Dergisi'nden Furkan Çalışkan, Genç Dergi'den Süleyman Ragıp Yazıcılar ve Barbar Dergisi'nden Ümit Yaşar Özkan katılmış. Yedi İklim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal öğrenciyken yeni bir dergi çıktığında heyecanla o dergiyi almaya gittiklerini ve keyifle dergiyi okuduklarını söylüyor.
Gazeteci, yazar Ayşe Böhürler'in de konuşmacı olarak katıldığı “Türkiye'de Televizyon ve Televizyon Bağımlılığı" panelinde Böhürler, 1990'lardaki teknolojik gelişmelerin ve darbe sonrası yaşanan apolitik hayatın girişimcilerin teşvikiyle özel televizyon kanallarının ortaya çıktığını söylüyor. Türkiye'nin özel kanallarla birlikte kendini bambaşka piyasa ilişkilerine dayalı bir televizyonculuk anlayışı içinde buldu" diyor ve ekliyor: “Özellikle şov ve eğlence formatındaki haber programları öne çıktı. Gazetecilik okumuştum ancak başörtüsü nedeniyle çalışmam mümkün değildi. Ancak ev merkezli olarak birçok dergi ve gazetenin çıkma hazırlıklarının içinde olmuş , medya dünyasından kopmamıştım. Başörtülü yapımcılar olarak bizler o dönemde daha çok işin mutfağında ve dolayısıyla arkasında kaldık."
Panelde tartışılan bir diğer konu ise “Geçmişten Günümüze Kültür Yayıncılığı". Panele konuşmacı olarak katılan İnsan Yayınları'ndan İsmail Akıncı gençlik yıllarında babasının kitap alırken “Bugün yeni bir çocuğum oldu" diyerek yaşadığı heyecanı dile getiriyor. Bu heyecanı yaşayarak büyüdüklerini söyleyen Akıncı “Bugün okuyucuya içi boş kitapları satıyorlar" diyor.
