|

Ölümünün 72. yılında Joseph Roth üzerine

Geçtiğimiz 27 Mayıs günü itibariyle Joseph Roth’un ölümünün 72. yılını idrak ettik. Eserlerinin çoğu artık Türkçede bulunuyor. Sıra Magris’in incelemelerine ne zaman gelecek bilinmez ama “Mektuplarda Bir Hayat” yayınlanabilir pekala.

Yeni Şafak ve
04:00 - 20/06/2017 Salı
Güncelleme: 08:14 - 20/06/2017 Salı
Yeni Şafak
Joseph Roth
Joseph Roth

ADNAN ÖZER

Joseph Roth’un öldüğü yıl Claudio Magris doğdu. Tarihin ve kaderin bu cilvesini böylece not etmemizin sebebi Magris’in bize Joseph Roth’u en iyi anlatan eleştirmen olmasıdır. Selanik’ten göçüp İtalya’nın Trieste şehrine yerleşmiş Yahudi bir ailenin çocuğu olan Magris, Roth’u ilkin Il mito absburgico nella literatura austriaca moderna (Modern Avusturya Edebiyatı’nda Habsburg Efsanesi, 1963) adlı incelemesinde konu edinir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun son çocukları diyebileceğimiz Robert Musil, Stefan Zweig, Joseph Roth ve Hermann Broch dönemin refah içindeki kozmopolit Viyana’sında adeta bir “yazarlar hanedanı” kurdular. Magris de buna atıfta bulunur. Bugün dünyaca tanınan Triesteli eleştirmen ve yazar, daha sonra Joseph Roth e la tradizione hebraico-orientale, (Joseph Roth ve Doğu-İbrani Geleneği, 1977) adlı çalışmasında Roth’u başlı başına inceleyecektir.

MEKTUPLARIN ÇOĞU ZWEIG’A

Joseph Roth’u anlamak için Magris’in söz konusu bu eserlerine başvurma gereği açıktır. Bu bir yol, kişiliğinden ziyade edebi verimini anlamak için... Bir başkası da, kişiliği üzerinden yazarlığı ve eserleri hakkında -romanlarındaki karakterlere varıncaya- çıkarımda bulunmak için izlenecek yoldur.

Bu yola koyulursak, Blanche Gidon’un evine uğramamız gerekecek. Tabii bir zamanlar Paris’teki evine. Bu hayali ziyarette bizi bazı belgeler bekler. Roth’un Fransızca çevirmeni ve aynı zamanda dostu olan Gidon, onun mektuplarını evinde bir yatağın altında saklamış. Kurtarılan 500 mektup var, bunların 450’si 1911-1939 yılları arasında kaleme alınmış. Gidon mektupları Alman yazar ve yayıncı Hermann Kesten’e teslim etmiş ve “Mektuplarda Bir Hayat” adıyla kitaplaşmış.

Roth, Profesör Otto Forst-Battaglia’ya 1932 yılında gönderdiği mektuptaki bir cümlede hayatını özetler gibidir: “Ben, demiryollarında çalışan (bunama nedeniyle erken emekli olan) Avusturyalı bir baba ve Rus-Polonyalı Yahudi bir annenin oğluyum.” Babasına konulan teşhis, tıpta delirium tremens olarak geçen alkolizmin sonucu bir hastalığı işaret ediyordu ki Roth da alkol bağımlısıydı...

Mektupların çoğu yakın arkadaşı Stefan Zweig’a yazılmış. Kolay zamanlardan zor zamanlara, mutluluktan felakete doğru sürüklenen kaderlerinin hikayesi gibi okunurlar. Birinde “Hala görmüyor musun? Sözcük öldü, adamlar köpek gibi havlıyorlar” diye uyarıyordu arkadaşını.

Geçtiğimiz 27 Mayıs günü itibariyle Joseph Roth’un ölümünün 72. yılını idrak ettik. Eserlerinin çoğu artık Türkçede bulunuyor. Sıra Magris’in incelemelerine ne zaman gelecek bilinmez ama “Mektuplarda Bir Hayat” yayınlanabilir pekala.

Roth’un romanları, konularının sürükleyiciliği ve masal tadında anlatımıyla kolay okunuyor. Bir kere o iyi bir gazeteci-yazardı, topluma hitap etmesini biliyordu, ikinci olarak da kendisinden önceki büyük yazarların romanlarıyla boğuşmaktan kaçınmıştır. Gazetecilik yüzünden böylesi okumalara vakit ayıramadığını bizzat kendisi ifade etmiştir.

Bugünlerde özgün bir yazar okunmak istenirse, kafelerde yazan, hem de büyük harflerle; “Ben otellerin adamıyım” diyen Joseph Roth iyi bir seçenektir. İşte “Sonsuz Kaçış” ve “İmparatorlar Mezarlığı” adlı romanları da tazece yayınlanmış bulunuyor!

#Joseph Roth
#Mektup
7 yıl önce
default-profile-img