CHP'nin 1 Kasım genel seçimleri için belirlediği slogan “Önce Türkiye”. CHP'nin Mülkiyelilik ruhu ile varlığını sürdürdüğünü düşünecek olursak, bu sloganı Mülkiyeliler Birliği'nin “Önce Mülkiye, sonra Türkiye” sloganından ayrı düşünmek mümkün değildir. Gerçek olan da budur, çünkü CHP'nin arka bahçesi niteliğindeki Mülkiyeliler Birliği, kendisini CHP'de var ve ifade edebilen bir birlik. O bakımdan, “Önce Mülkiye, sonra Türkiye” sloganından mülhem “Önce Türkiye” sloganını da, tabii olarak “Önce Mülkiye, sonra Türkiye” şeklinde okuyup anlamakta bir sakınca olmamalı. “Önce Mülkiye sonra Türkiye” sloganının doğuş hikâyesi olarak şunu işitmiştim: 70'li yıllarda sol görüşlüler Mülkiye'de dernek seçimlerini kazanınca “bugün Mülkiye'yi kurtardık, yarın da Türkiye'yi kurtaracağız” diyerek böyle bir slogan geliştirirler. Ne kadar doğru bilmiyorum ama Mülkiyelilik ruh ve hedeflerine uygun.
Mülkiye, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi… fakat bu fakülteden her mezun olan “Mülkiyeli” kabul edilmiyor. “Mülkiyeli” olarak kabul edilmek için, “Mülkiyeliler Birliği”ne üye olmak ve oranın siyasal hedeflerini benimseyip bu hedeflere ulaşabilmek için çalışmak gerekiyor. Birlik, Mülkiyeli olmayı; “bağımsızlık, demokrasi ve laiklikten yana olmak, hukuk devletini ve sosyal devleti savunmak olarak adlandırılacak ortak bir kimlik” olarak tanımlasa da, uygulamada bunun böyle olmadığını Türkiye'nin, Mülkiyeliler Birliği'nin etkin olduğu yakın siyasal tarihinde görebilmek mümkün.
Devlet yönetiminde bu denli etkin olmaları neticesinde “Mülkiyeliler Cuntası” olarak itham edilmeleri karşısında, Mülkiyeliler Birliği'nin ilk kadın başkanı Füsun Gençoğlu, “keşke cunta olabilsek, herhalde bazı şeyler çok daha iyi olurdu” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu. Nâçizâne “neo ittihatçı” olarak da kabul edilmelerinin pekâlâ uygun olduğunu düşündüğüm “Mülkiyeliler Cuntası” ya da “Mülkiyeliler Birliği'ne yakıştırılan “Önce Mülkiye sonra Türkiye” sloganından mülhem üretilen ya da bu slogandan mülhem üretilmemiş olsa bile Mülkiyeliler Birliği'nin sloganını hatırlatan “Önce Türkiye” sloganı, CHP'nin seçim sloganı olarak kabul edilmiş bulunuyor.
“Önce Türkiye” sloganının, siyasal yaklaşımı ve tek parti dönemindeki uygulamalarıyla birlikte yakın geçmişteki siyasal tavrına ve darbe destekçiliğine baktığımız zaman CHP'ye uymadığını söyleyebiliriz. Çünkü devletçi, ulusalcı, darbe yanlısı bir CHP'nin, bütün Türkiye'yi kuşatabilecek bir siyaset anlayışı yok. Peki bugünkü CHP, bildiğimiz eski CHP'den farklı, pozitif ve bütün Türkiye'yi kuşatabilecek bir çizgiye geldi mi? Değişmeyen CHP ana fikrine bakarak gelmediğini söylemek mümkün. O halde CHP'yi, annelerinin evde bırakıp gittiği kuzulara kapıyı açtırıp yiyebilmek için koyun postuna bürünen ya da hikâyedeki gibi una bulanan kurda benzetmek mümkün. CHP, ana fikrini değiştirmedikçe asla inandırıcı olamaz ve asla bütün Türkiye'yi temsil edemez. Etse etse “Mülkiyeliler Birliği” ile aynı düşünceye sahip “sınıf cumhuriyeti” ve bu cumhuriyete mensub “sınıf cumhuriyetçileri”ni temsil eder ki, ne bu “sınıf cumhuriyeti” ne de “sınıf cumhuriyetçileri” Türkiye'nin bütününü temsil ediyor. Hele CHP'nin milletvekili çıkarmayı başaramadığı il ve bölgeleri de düşünecek olursak, “Önce Türkiye” sloganının CHP'ye çok ağır geldiğini, CHP'ye yakışmadığını ve bu sloganın CHP'nin sırtına geçirip kendisini kamufle etmeye çalıştığı koyun postundan başka bir şey olmadığını anlayabiliriz. CHP'liler kusura bakmasın ama CHP kısaltmasının başındaki C harfi aklıma cumhuriyetten çok “cunta”yı getiriyor. Bu fikir tamamen beni bağlamaktadır ama yirmibeş yaşına kadar CHP'li olmuş ve CHP'li bir ailede yetişmiş biri olarak ifade etmeden de geçemeyeceğim.
Gelelim “Önce Türkiye” sloganına. Ben reklam yazarlığına 20 yaşlarında, yani bundan yaklaşık otuzbeş yıl önce, o zamanlar Eli Acıman'ın sahibi olduğu ve Türkiye'nin en büyük, en prestijli ajansından ayrılıp kendi reklam ajanslarını; “İndeks Reklam Hizmetleri” adıyla kuran Süleyman Nebioğlu, Sadi Pektaş, rahmetli Mustafa Kamer ve Ersoy Çetin'in yanında başladım. Türk reklamcılık tarihinin kendi alanlarında gerçekten bu büyük ustalarının yanında yetişmek hayatımın en önemli kazanımlarındandır. Sevgili Süleyman Nebioğlu ve Olcay Göçmen'den öğrendiklerim sayesinde reklamcılıktan uzun yıllar ekmek yedim, kendilerine her zaman müteşekkirim. 1986 yılında Nişantaşı Vali Konağı Caddesi ile Abdi İpekçi Caddesi'nin kesiştiği köşedeki apartmanın üçüncü katında yer alan ajansımızın çatısı altında önemli kampanyalara imza atılmıştır. Genç bir reklam yazarı olarak ben de bu büyük ustaların yanında yetiştim ve bu süreç içinde nâçizâne benden de birkaç slogan, basın metni veya televizyon senaryosu ya da kampanyalara ufak tefek katkılar çıkmıştır, çıktıysa da bunlar sevgili Süleyman Nebioğlu ve Olcay Göçmen ağabeylerimin teşviki ile olmuştur. Neyse, 1986 senesinde İletişim Yayınları “Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi” adlı bir ansiklopedi çıkarıyordu ve ansiklopedinin reklam kampanyasını bizim ajansla yapma kararı almışlardı. Tabii olarak ajans ve müşteri arasında sık sık toplantılar yapıldı ve ajansın ortağı olarak Süleyman ağabey, usta metin yazarı Olcay ağabey ve henüz çıraklık aşamasındaki metin yazarı, yani ben, sıkı bir tempoyla bir kampanya fikri oluşturmaya çalıştık. Geceleri geç çıktık, cumartesi-pazar demedik ve iki aylık tempolu bir çalışmanın ardından biri çırak ikisi büyük ustadan müteşekkil kreatif kadronun ortak emeği ile Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi için hepimizin hoşuna giden, müşterinin de bayıldığı bir slogan bulduk: “Önce Türkiye”. O zamanlar çok iyi bir haber spikeri olan Jülide Gülizar'ın oynadığı otuzar saniyelik bir reklam filmi serisi de hazırladık. Kampanya yayına girdiği gün çok ses getirdi, sükse yaptı ve bazı köşe yazarları “Önce Türkiye” sloganı hakkında yazılar yazdı. Hatta üzerinden otuz yıl geçmiş, yanlış hatırlayabilirim ama galiba Metin Toker Milliyet Gazetesi'nde, bu slogana atfen “Önce Mülkiye” başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Kampanya sayesinde ansiklopedi iyi sattı, “Önce Türkiye” sloganı yerleşti.
CHP'nin “Önce Türkiye” sloganını görünce aklıma bu hatıram geldi. Aradan neredeyse otuz yıl geçmiş ve bu slogan bir siyasi partinin seçim sloganı olmuş. Bulmak için az emek sarfetmediğimiz, gecemizi gündüzümüze katarak çalışıp ürettiğimiz bu sloganın CHP'ye seçim sloganı olması bende bazı hoş hatıraların canlanmasını sağladı ama, CHP'ye birkaç beden büyük gelen ve uymayan “Önce Türkiye” sloganının CHP'yi canlandırmayacağı kesin. Çünkü Türkiye halkı bu sloganın CHP'yle genetik uyuşmazlığı olduğunu hemen anlayacak kadar zeki ve siyasi hafızası da sağlam.
