|

Organik gıdanın suyunu çıkardık

Organik gıda pazarı hemen her geçen gün büyüyor. Ama gerçekten organik olan ürün bulmak hayli zor. Tabi ‘şifa niyetine’ diyerek kendimize zarar verme ihtimalimiz de yok değil...

Yeni Şafak
04:00 - 4/10/2015 Pazar
Güncelleme: 17:35 - 3/10/2015 Cumartesi
Yeni Şafak
MERVE AKBAŞ


Deli Balı yiyip adeta delirenler, süt arttırıcı çay içip bebeğine neredeyse zarar verecek olan anneler, organik beslenirken sağlıksız bir yaşam süren gençler... Son yıllarda hızla büyüyen organik yaşam pazarının birkaç ufak sonucu bunlar. Daha doğrusu organiğin suyunu çıkarıp çorba yapmamızın sonuçları....



Organik gıda özellikle son yıllarda sıkça duyduğumuz bir kavram. Akıllarımıza ilk olarak domates gibi kokan domatesi, hormonsuz salatalığı, sağlıklı meyveleri getiriyor. Ama büyüyen organik pazarın ne kadar organik olduğunu veya organikliğin nerede başlayıp bittiğini bilmiyoruz. Sorun da bu noktada başlıyor. Neyin ne kadar organik olması gerektiğini bilmediğimiz gibi, ne kadar kullanmamız gerektiğinden de haberdar değiliz. Veya bir ürünün gerçekten organik olarak üretilip üretilemeyeceğini...



HER GIDADA OYUN VAR


Aslında en başta hepimizin amacı ortaktı. Paketli gıdalardaki koruyucu maddelerin zararlarından, tarla mahsülü ürünlerdeki hormondan hem kendimizi hem de çocuklarımızı korumak istiyorduk. Derken yediğimiz ekmekten, içtiğimiz çaydan, simitten peynirden hatta tahin pekmezden şüphelenir olduk. Hiç bir gıdanın tadı çocukluğumuzdaki gibi değildi. Yediğimiz peynirin aslında patates, balın da sadece kimyasal bir karışım olduğunu duyunca da işler iyice sarpa sarmaya başladı. Bunu fırsat bilen girişimciler sayesinde şimdi gıda piyasasında sayısız organik marka ve ürün var. Üstelik fiyatları da normalin en az 2 katı. Ama gerçekten organik olup olmadıklarının farkında bile değiliz. Dahası sadece organik olduğu için 'şifa' niyetine kafamıza diktiğimiz pek çok ürün farklı sağlık sorunlarını da berberinde getirebiliyor.







PEKİ NEREYE KADAR?


''Deli bal isimi verilen baldan fazla miktarda tüketen 73 yaşındaki adam hayatını kaybetti. İzmir'de kanserden hayatını kaybeden gelinlerinin tedavisi için Karadeniz'den getirilen deli bal adıyla da bilinen bal türünden fazla miktarda tüketen 73 yaşındaki Çetin Işık kaybederken 74 yaşındaki eşi Nazik Işık hastanede tedavi altına alındı.'' Yukarıdaki paragraf özellikle son dönemde rastladığımız, şaşırmadığımız, garip bulmadığımız haberlerden bir tanesine ait. Çünkü maalesef organik gıda olarak bilinen bazı maddeleri nasıl tüketmemiz gerektiğini veya tüketip tüketmememiz gerektiğini bilmiyoruz. Bu nedenle başımıza ada türlü iş açıyoruz. Normalde, Karadeniz'de arıların dağgülü isimli bitkiden yaptığı bu balın fazlasının zarar olduğunu bölge insanı çok iyi biliyor. Ama siz, 'kanser'e, 'yaşlılık ağrıları'na, 'büyüme sorunu olan çocuklar'a şifa niyetine kaşık kaşık yedirdiğinizde farklı sonuçlara da şahit olabiliyorsunuz. Halüsinasyonlarla başlayan etkiler ölüme kadar götürebiliyor...



GERÇETEN ORGANİK


Miktar ve kullanım sorununu çözdükten sonra organik gıda ile aramızda temel bir problem daha kalıyor. O da gerçekten organik olup olmadıkları. Özellikle organik pazarlarda satılan ürünlerin sıklıkla denetimden geçtiklerini biliyoruz. Ama denetimden kaçanlar da maalesef var. Tabi bir ürünün organik sayılması için sayısız kritere de sahip olması gerekiyor. Sadece 'ilaç'sız büyümesi, üretilmesi yeterli değil. Mesela yetiştiği bölgenin yakın zaman içinde herhangi bir yangın geçirmemiş olmaması gibi... Belediyeler ve bakanlıklar bu nedenle denetimlerini sıklaştırıyor. Ancak iş burada bitmiyor. Büyüyen organik pazarı denetimsiz bir alanda, internet üzerinden de kapımızı çalabiliyor. Özellikle son dönemde sayıları bir elin parmaklarından fazla olan bir çok firma organik olduğu iddia edilen ürünleri internet üzerinden 'köyden eve' konseptiyle tüketiciye sunuyor. Elbette belgeleri eksik olmayan, gerçekten organik ürünler satanlar da var. Olmayanlar olduğu kadar.



BELGEYE, SERTİFİKAYA BAKIN


Aslında bu noktada iş yine tüketiciye düşüyor. Ürünlerin belgeli, sertifikalı, testlerden geçmiş gerçek organik gıda olup olmadığını kontrol etmek elimizde. Bir ürün gerçekten organikse hem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın hem de bakanlığın denetlediği bir sertifikasyon şirketinin onayını almış olmalı. Tabi her şeyin azı karar çoğu zarar atasözünü de unutmadan. Elbette kokulu domatesler yemenin, yoğurdu kendimiz mayalamanın, salçamızı evde yapmanın tadı başka. Ama organik niyetine kendimize zarar verme ihtimalimizi veya organik niyetine bol hormonlu domatesleri yeme riskimiz de hala var.



Organik makyaj da mümkün






Organik pazarı kozmetik dünyasına da hızlı bir giriş yaptı. Son dönemde doğadan toplanan bitkilerle üretilen kozmetik ürünleri hayli popüler. Bu ürünlerin alerji yapmadığı, doğayı tahrip etmeden elde edildiği söyleniyor. Organik kozmetik ürünü sertifikası almak ise hayli zor.



Yeni anneler pazarı büyütüyor


Özellikle yeni nesil annelerin 'organik' gıdayı 'takıntı' haline getirmesi pazarı büyüten nedenlerden biri. Şaka gibi ama bebeklerin ek gıda döneminde taze sütten mayalanacak yoğurdun iki kaşıklık 'probiyotik organik mayası' bile internet üzerinden satılıyor artık. Devam sütü, tel şehriye, makarna, salça, çorbalık ilikli kemik bile organik etiketiyle bulabileceğiniz ürünlerden...



Doğal bitkiler zehir saçabilir


Doç. Dr. Barış Ekici, özellikle çocuklara organik olduğu için verilen bir çok gıdanın faydalı olmadığını hatta bazılarının farklı zararları da olabileceğini söylüyor. Ekici şunları ifade ediyor: "Bir ürün organik olduğunda illa da faydalı olmuyor. Örneğin çoğu anne sütünün artması için bazı çaylar, otlar tüketiyor. Daha önce aşırı dereotu tüketen bir annenin bebeğinin üç gün nedensizce uyuduğunu görmüştüm. Yani organik olan bize sağlık getirmeyebiliyor. Özellikle tüketilen bazı otlarda toksinler, üzerinde yetişen zehirli mantarlar olabiliyor ki bunlar hayati sıkıntılar doğurabiliyor. Benim tavsiyem özellikle çocukların tüketeceği ürünler hususunda daha dikkatli olmamız ve bu ürünlerin daha sıkı denetimlerden geçmesi yönünde."





#Organik gıda pazarı
#organik gıda
#Gıda
#Tarım
#Barış Ekici
9 yıl önce