|

Ortadoğu’da yeni müesses nizam

Trump’ın verdiği mesajlar doğrudan Türkiye’yi etkisizleştirecek üç temel teze dayanıyordu. Trump Kudüs’ü başkent ilan etmekte kararlı... Suriye ve Irak’ta Kürt devleti kurmayı hedefliyor; silah desteği, şimdiden yayılan özerklik söylentileri bunun göstergesi... Bilhassa başkanlık konuşmasında dile getirdiği radikal İslamcıları yok etme stratejisi de başta Türkiye ve Suudi Arabistan olmak üzere İran-Mısır’ı tamamıyla pasifize etmeye yönelik.

Yeni Şafak
04:00 - 30/01/2017 Pazartesi
Güncelleme: 01:47 - 30/01/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Ercan Yıldırım


Trump'ın iş başına gelmesiyle başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın geri kalanındaki görece kaos yavaş yavaş yeni müesses nizamların ikamesiyle sona erecek gibi görünüyor.



İşi Trump'ın patavatsızlığına, dengesizliğine ve deliliğine vurarak halletme yoluna giden bir dünya sistemi açık söylemek gerekirse şaşırtıyor. Artistlerin, Oval Ofis skandalı çıkaranların, zeka düzeyiyle dalga geçilenlerin, döneminde en çok zenci öldürülen zenci başkanın ardından Trump gibi bir figür, dünyayı yakacak çılgın gibi yorumlarla bile sempatize ediliyor; haliyle Trump'ın başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın genelinde yeni adacıklar oluşturacağı, “kırmızı çizgiler”in tümünü ihlal edeceği belli oluyor.



“Dünyanın kilidi” durumundaki Ortadoğu'da Trump ile birlikte yepyeni bir müesses nizam kurulmaya başladı.



Rusya ile ilişkilerini “müttefik seviyesi”ne resmi olarak getiren ABD, Soğuk Savaş'ın aksine bu sefer diyalog ile dizayn işlemini yürütecek. Rusya bu açıdan ABD'nin başındaki dünya sisteminin Asya'daki manivelası gibidir; bildiğin düşman bürokrat... Öyle ki Soğuk Savaş'ta birbirlerine tek kurşun atmadan dünyayı nasıl ateşe verip idare ettilerse bu sefer ittifaklar yoluyla yeni düzenlemeler peşindeler.



Rusya'nın Suriye'de kazandığı mevzi dünya sistemi içinde açtığı önemli bir yarık gibi duruyor; tabii ki şimdilik! Rusya kendini büyük idealler peşinde koşan dünya gücü gibi gördüğü sürece, sindirilmiş ve ihtiyarlamış Avrupa karşısında ABD ile iş tutabilecek yegane sert adam görünümüyle çalışsa bile sistemin Putin karizmasını çizme potansiyeli çok yüksek.



Rusya “manivela işlevi”nin ötesinde sahiden dünyanın doğu tarafının efendisi olduğunu düşünmeye başladığında küresel finans organizasyonunun hışmına uğrar.



İSRAİL BEYİN, ROJAVA SOPA!


Ortadoğu'daki yeni müesses nizam öyle anlaşılıyor ki tahterevallinin iki ucundaki İsrail ve Kürt devleti üzerine oturtuluyor; burada manivela Rusya.



Dünya sisteminin Trump ayağında bölgedeki dört büyük ülkenin etkisi, yetkisi, gücü neredeyse sıfırlanıyor. Türkiye, İran, Mısır ve Arabistan sadece karakol, tampon bölge gibi görece ayrıcalıklı vasıflarını kaybettiği gibi sistemin yeni düzendeki potansiyel tehdit oluşturan sosyolojik, dini içeriklerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.



Üstelik Türkiye ve İran bünyelerindeki Kürt nüfus nedeniyle Rojava ya da Kürt devleti ile irtibatları açısından çok daha büyük meselelerle yüzyüze getirilerek hali hazır Suriye politikalarına ses edemeyecek duruma sürükleniyor. Ortadoğu'daki müesses nizam İsrail ve Kürt devleti üzerinden İslam ülkelerinin tamamını etkileyecek, Türkiye'yi de zora sokacak yepyeni oluşumlar için; klan devletleri oluşturmak amacıyla çok uzun boylu bir projenin, asırlık statükonun başlangıcı olacak.



TRUMP'IN ÜÇ TEZİ VE TÜRKİYE


Yeni müesses nizamın ayak seslerini duymak ve anlamak için çok uzağa gitmeye gerek yok aslında. Obama Amerikası'nın politikalarındaki kararlılık Hillary Clinton'da da Trump'ta da devam edecekti. Clinton da Trump da YPG ve PYD'yi “dost” gördüklerini, silahlandıracaklarını açık açık söylerken, Clinton artık ABD askeri ölmesine razı olmadıklarını, bu yüzden yeni dostlarını kullanacaklarını açıkça dile getirdi.



Clinton iktidarda olmasa da fikirleri tıkır tıkır işliyor.



Amerikan müesses nizamının Trump'a nasıl tahammül ettiğine hayret eden liberaller, neredeyse JFK'ye güzellik yapan zinde güçleri göreve çağıracak! Halbuki zaten Trump bu zinde güçlerin tam da aradığı figür... Yapılıp edilenleri dünyaya anlatma kaygısı olmayan bir Trump işleri daha “süratli” yürütebilir...



Bölgemizdeki gelişmeleri, yeni müesses nizamı Trump çok net, açık açık söyledi esasında. Trump'ın gelişini göz yaşları içinde dualarla, temennalarla karşılayanlar da Amerikan müesses nizamının onun icraatlarına göz yummayacağı umudunu taşıyordu. Trump'ın verdiği tüm mesajlar doğrudan Türkiye'yi etkisizleştirecek üç temel teze dayanıyordu.



Trump Kudüs'ü başkent ilan etmekte kararlı...



Suriye ve Irak'ta Kürt devleti kurmayı hedefliyor; silah desteği, şimdiden yayılan özerklik söylentileri bunun göstergesi...



Bilhassa başkanlık konuşmasında dile getirdiği radikal İslamcıları yok etme stratejisi de başta Türkiye ve Suudi Arabistan olmak üzere İran-Mısır'ı tamamıyla pasifize etmeye yönelik.



Öyle ki bölgedeki bir Kürt devleti, kapitalist dünya sistemine dünya üzerinde karşı koyabilecek tarihi potansiyele sahip tek ülke olan Türkiye'yi bütünüyle sindirmeye, pasifize etmeye matuf önemli bir adım olacak.



Suriye barış görüşmeleri, Astana'da yapılan müzakerelerden gelen haberler, içinde ABD olsun ya da olmasın tam da yeni müesses nizamın şekillenmesine yönelik. PYD-YPG güçlerinin toplantıda olup olmaması önemli değil; Türkiye'nin gönlünün hoş tutulması da bu aşamada gavura has diplomatik taktik!



Görüşmelerde muhatap kabul edilmese de alttan alta Rojava güçleriyle anlaşmalar sağlanmış. Rex Tillerson'un “Türkiye eski, Kürtler en büyük müttefik” sözleri, artık Ortadoğu'daki yeni düzenin iki merkezli olacağını gösteriyor.



Kudüs esas özneyken Rojava yan güç olarak İslam ülkelerinin denetleyicisi, İslami oluşumların takipçisi, İslami hareketlerin muarızı olacak; beyin İsrail, yaş meşe Rojava!



YERELİN GÜÇLENDİRİLMESİ!


Trump'ın yeni güvenli bölgeler çıkışı da çok yönlü mutluluklar içeriyor; mültecilerin Avrupa'ya akınını engelleme fikri, Avrupa'ya baş eğdirirken şimdilik Türkiye'yi de düşündürtüyor. Güvenli bölgelerden kastın güneyde korunaklı alanlar ihdas ederek İsrail'in de güvenliğini sağlayacak tamponu yaratma amacı yüksek. Elbette öteki güvenli bölgeler, Rojava hattı boyunca olacak; tam da Türkiye'nin tehlike olarak gördüğü alanda.



Trump öyle anlaşılıyor ki Fırat Kalkanı operasyonunun Rojava'yı imha edecek düzeye gelmemesi için gerekli tedbirleri almış. Güvenli bölgelerle hem Rojava'yı korumaya alıyor hem de buranın bir “ABD toprağı” olmasını sağlayacak adımları atıyor.



Öte taraftan Rusya ile eşgüdüm halindeki anayasa teklifiyle Esed'i kurtarırken Rojava'yı Kürt devleti haline getirecek anayasal ve resmi işlemleri de hızlandırıyor.



Sadece ülkenin adından Arap ifadesinin çıkarılması bile başlı başına “federatif” yapıyı öngördüklerini işaret ediyor. Fakat federalizm ya da değil, “yetkilerin yerele devri” gibi bir anayasa maddesi bile Rojava'nın resmi statüsünün Suriye'yi takmayacak kadar bağımsız olacağına işaret eder. Bu da Türkiye için başlı başına bir büyük tehdittir!



ANADOLU BİRLİĞİ'NE TEHDİT!


Ortadoğu'daki bu yeni müesses nizam, Fatih ile kurduğumuz “Anadolu birliği”ni zedeleyebilir.



Anadolu birliği çok uzun bir dönemde gerçekleşti, zor oldu fakat Osmanlı'nın imparatorluk boyutuna evrilmesi için hayati şartlardan biriydi. İstiklal Harbi ikinci kez Anadolu birliğini sağladı, muhafaza etti. Bu yüzden bizi biz yapan kurma, yaşatma, imar etme, dirliği gerçekleştirme Anadolu birliğinin sağlanmasına, devamına bağlı.



Devlet kurmanın çilesini, acısını çekme, asırlardır onu koruma sancısıyla kıvranma bir zihniyetin, tarihi misyonun sonucu. Gavurun desteğiyle kurucu olunmaz; ancak yıkım gerçekleşir. Devlet ulus doğurmaz tam tersi birliği muhafaza eder. Bizde il, millet, varoluş birbirinin aynı, tamamlayıcısıdır.



Bizde Kürt meselesi biraz Filistinizasyon gibi de ilerledi. Filistin'de öncelikle psikolojik, sosyolojik ve siyasal alt yapının kurulmasından sonra statünün ilanı, sürecin benzer işlediğini göster; bu bakımdan IŞİD bu anlayışın hızlandırılmış versiyonu gibi çalıştı.



Esed'e yeni anayasada Rojava için “yerele daha fazla yetki” dayatması, Türkiye'de uzun yıllardır dillendirilen yerel yönetim anlayışı, özerklik şartlarına benziyor. 1999 yılında bu anlayış AB'ye üyelik için şart koşulmuştu.



Yerele yetki devri, hem taleplerin yerine getirilmesi hem Türkiye'nin toprak bütünlüğünü koruması için bir zorunluluk olarak sunuluyor; sahiden yerel yetkilerin güçlendirilmesi Türkiye'nin toprak bütünlüğünü sağlar mı... bu Rojava'nın ne derece devletleşeceğine bağlı biraz da...



Rojava'nın statüsünün, büyümesinin durdurulması Türkiye'nin kadim Anadolu birliği için bir zorunluluk.



Başkanlık sistemi tam da Ortadoğu'da kaynatılan yeni müesses nizamın önüne geçebilir, Türkiye'nin birliğini, dirliğini bozmaya matuf gelişmeleri engelleyebilir.





#Donald Trump
#Ortadoğu
#PYD
#Rojava
7 yıl önce