Geçtiğimiz günlerde boğazına sargı bezi dolanmış bir halde bilgisayarının başında ölü olarak bulunan 13 yaşındaki Hakan Ekinci’nin ardından Metin2 adlı oyun yeniden gündeme geldi. Daha önce hem Türkiye'de hem de dünyada pek çok çocuğun ölümüne sebep olan bu oyun yasaklanmasına rağmen Metin2'ye hala erişilebiliyor. Her oyuncunun bir karaktere sahip olduğu online oyun içerisinde savaşarak kendi karakterini geliştirmeye çalışan oyuncular, aynı zamanda oyunu oynayan diğer kişilerle de iletişime geçebiliyor. Asıl sorun işte tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, çocukların bu oyunlarda diğer oyunculardan aldıkları talimat doğrultusunda intihar etme ihtimaline dikkat çekerek aileleri bu konuda uyanık olmaya çağırıyor. Özellikle yaz tatili dönemlerinde çocukların büyük bir risk altında olduğunu belirten Öztürk, Yeşilay'ın da bu konuda yeni bir çalışmanın içerisine girdiğini söylüyor. Teknoloji bağımlılığının gün geçtikçe arttığıını söyleyen Öztürk, online oyun oynamanın sokakta oyun oynamaktan farkı olmadığını ifade ederek "Çocuğunuzun internette oyun oynaması demek onun dışarıda 30-40 yaşlarında hiç tanımadığınız insanlarla arkadaş olması gibidir. Sadece bu tür vakalar ortaya çıkınca değil her zaman çocuklarımızı denetlemeli, onlarla farklı aktiviteler yapmalıyız. Bilgisayar, telefon ve sosyal medya hesaplarını sürekli kontrol altına almalıyız" diyor.
Öztürk, yaptıkları araştırmada internette oyun oynayan 12-18 yaş aralığındaki ergenlerin yüzde 60’nın bireysel oyunları tercih ettiğini belirtirken, oyun teması olarak ergenlerin yüzde 33’ünün strateji, yüzde 27’sinin savaş ve yüzde 17’sinin ise kumar temalı oyunlar oynadığını söylüyor. Hakan'ın boynuna sargı bezi dolamasının nedeni olarak da kendisine verilmiş bir görevi yerine getirmiş olabileceğini söyleyen Öztürk, "Burada önemli olan iki şey var. Bunlardan biri oynanan oyunun içeriği. İkincisi de oyunların online oyunlar olması nedeniyle başkalarıyla yazışarak ya da konuşarak oynanması. Oyunda verilen komutlar çocuğun zihninde o kadar yer ediyor ki çocuk olaya mucize gibi bakıyor. Bu komutlar bazen oyunun içindeki sahnelerde geçiyor bazen de ölümle ilgili direkt çağrışım yoluyla gerçekleşiyor. 13-14 yaşında dahi olsa çocuk erkil değerlendirme yetisi tam olarak gelişmediği için gerçeklik ve gerçekdışılık algısı zihninde karışıyor ve ortaya bu tür intihar vakaları çıkıyor" şeklinde konuşuyor.
Yeşilay olarak oyunların sınıflandırılması konusunda bir çalışma yaptıklarını ifade eden Öztürk, "Şu an bazı kurumlarla çalışmalarımız var. Oyunlara yaş sınırının getirilip bu konuda ebeveynlerin bilgilendirilmesi çok önemli. Fakat bu hususa dikkat edilmiyor. Aileler çocukları oyun oynarken ne tür içeriklerle maruz kaldıklarını bilemiyor. Oyun içeriği ne olursa olsun online oynanan oyunlar her zaman bir risk taşıyor. Çocuğunuzun hiç tanımadığı insanlarla dışarıda vakit geçirmesi gibi internette tanımadığı insanlarla fiziki olarak birlikte olmasa bile psikolojik olarak çocuğun yıpranmasına neden oluyorlar. Bu tür oyunlarla çocukların davranışları bozuluyor, öfke kontrolünde sıkıntılar ortaya çıkıyor. Çocukların küfürlü konuşmalarında ve davranış bozukluklarının ortaya çıkmasında bu oyunların büyük bir payı var" ifadelerini kullanıyor.
Ailelerin çocuklarının bilgisayar ve akıllı telefonlarda oyun oynamalarını artık kanıksadıklarını söyleyen Prof. Dr. Mücahit Öztürk, "İntenret; bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlarla bir araya geldiğinde oyun kavramı da normalleşmeye başladı. Şu an çocuklar yaz tatilinde olduğu için sabahtan akşama kadar bu oyunlara yöneliyor. Özellikle şehir hayatında yaşayan çocuklar daha çok risk altında" diyerek devam ediyor: "Aileler, Yeşilay tarafından her yaş grubuna özel olarak hazırlanmış afiş, broşür, kitap, sunum, videolardan oluşan Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) materyallerine tbm.org.tr web sitesinden ulaşılabilir. Özellikle bu tür bağımlılıklar konusunda bu içeriklerden ücretsiz olarak faydalanabilirler" diyor.
