Kamil Doruk'un Yaraşır Sana Sadakat kitabı, bir birinden güzel üç kısa hikâye ve bir ana hikâyeden oluşuyor. Kitaba, masal tadında bir öykü kitabı demek haksızlık olur. Çünkü Doruk, Yaraşır Sana Sadakat'te öykü formunda masallar anlatmış. Kitap, oldukça etkileyici hikâyelerden oluşmasının yanı sıra, üst üste katmanlar içeriyor; zaman zaman hikâyenin içindeki hikâyenin içindeki hikâyeyi okuyoruz. Sade bir anlatıya sahip olduğu için kitap, mevzu bahis katman durumu okuru zerre yormuyor veya okurda herhangi bir kafa karışıklığına sebep olmuyor: “-iyiliğine, sağlığına, sıhhatine duacıyım sevgili şehrâzâd ablam. ne vakitdir içime tembellik ifriti girdi. zihnimi uyuşturdu. (...) -bir bardak su getir. içip, sana su gibi bir masal anlatayım. sadece ifritler değil, melekler de durup dinlesin...”
Başlangıçta, bir daha karşılaşmayacağımız anlatıcımızı -ki aynı zaman kendisi, kitap boyunca bizim gibi bir dinleyici- Bin Bir Gece Masalları'nın Şehrâzâd'ını ararken görüyoruz. Şehrâzâd ablasına kavuşan anlatıcı/dinleyici nihayet dinlemeye başlıyor masallara gebe masalı. En alt katmanda yer alan üç masal ise yine fazlasıyla etkileyici. -Üçüncü masalda ufak bir tekrara düşme söz konusu olsa dahi, tüm kitabın güzelliğini gölgelememeli.- Bütün katmanlar ve masallar arasındaki ortak tema ise “Sadakat”.
Ek olarak Yaraşır Sana Sadakat, biçim ve biçem bakımından da Post-modern hareketler içeriyor. Kamil Doruk, belirli aralıklarla metnin içinden okura göz kırpıyor ve ben de buradayım, diyor. Ben de buradayım ve ben de senin gibi bu masalı dinliyorum. Unutma, bu bir masal, burada her şey mümkün. Kitap, boyunca büyük harf kullanılmaması, ünsüz benzeşmesi gibi yazım kurallarından yer yer kaçılması; yazarın dili eski dile yaklaştırma takdiri de bu bakımdan Post-masallar başlığıma delil gösterilebilir.
“Onlar erdi mürüvvetine, biz çıkalım kerevetine.
gökten düştü üç elma
biri bana biri ona
sen istersen alma
o da okuyana”
Kamil Doruk'un Yaraşır Sana Sadakat'i edinmeye hevesli meraklı okura naçizane tavsiyem, kitabı bulup okuması, Doruk'un kaleminde, Şehrâzâd'ın dilinde, masallar aleminde keyifli bir yolculuğa çıkması.
