|

Psikiyatristler arasında iki masum insanın hikayesi

Mustafa Becit’in kaleme aldığı ‘’Ben Yaşarken Oldu” kitabı raflarda yerini aldı. Hayatın içinden karakterlerle kurulmuş, içinde aşk, intikam ve aksiyon olan bu roman bir çırpıda severek okuyacağınız kitaplardan biri olacak.

Yeni Şafak
14:18 - 12/08/2015 Çarşamba
Güncelleme: 11:22 - 22/09/2015 Salı
Yeni Şafak
ZEYNEP CERAN


Mustafa Becit, Her Şey Ben Yaşarken Oldu adlı ilk romanı ile edebiyat dünyasına adım attı. Henüz 25 yaşında olmasına rağmen iyi bir ilk roman var karşımızda. Akıcı bir dille gizemli bir hikayeye genç yazar oldukça sağlam kurgulamış. Kitabın ismi İsmet Özel'in meşhur ''Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Şiirler'' başlıklı şiirinde geçen mısraya gönderme yapıyor.



Psikolojiye oldum olası bir ilgi duymuşumdur. Modern Psikolojinin duayenleri Freud ve Jung'un temel çatışmalarını farklı iki psikiyatrist üzerinden aktaran Becit, okuyucuya hikâyeyi çözümlemesi için olanak sağlıyor. Bu da benim gibi psikolojiye ilgi duyanları bir hayli memnun ediyor. Kaldı ki bu çetrefilli çatışmaya Doğu'nun en büyük isimlerinden Gazali'yi de ekliyor. Buradaki en büyük başarı evrensel kavramları ustalıkla hikâyenin içine yerleştirilmiş olması. Örneğin; ölüm, aşk, din, ideal benlik, var olma çabası, Tanrı arayışı, kader, telkin ve daha benzeri birçok kavram karakterlerin hikâye içerisindeki çelişkilerinde kendisine yer buluyor. Mustafa Becit, kitapta sadece Celal ve Yusuf'un çocukluklarına yer vermiş. Her ikisini de psikanalatik kurama göre gelişimlerini gösterme çabasına girmiş. Şimdiki yaşamlarında çocukluklarının etkisini ve bu dönemin önemini ustalıkla anlatabildiğini söyleyebilirim. Kitapta pek çok güzel tespit dozunda veriliyor.



İÇİNE ÇEKEN BİR ANLATIM


Hikâyeyi dört farklı karakterin bakış açısına göre anlatan Becit, her karakterin geçirdiği evreleri ve yaşadıkları çelişkileri edebi bir dille anlatmayı başarmış. Merakı ve gizemi öylesine iyi ayarlamış ki kitabı okudukça, “haydaa, şimdi ne olacak peki” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Altını çizebileceğiniz onlarca güzel cümleyi içinde barındırıyor.


Doğumu sırasında annesini kaybeden ve bu yüzden babasının nefretine maruz kalan, sonrasında durdurulamayan bir katil olan Celal'in bitip tükenmek bilmeyen varlık arayışı… Yusuf'un Antalya'da portakal bahçelerinde başlayıp İstanbul'a uzanan kaderi yolculuğu… Doktor'un ideal benliğine yenik düşüp narsist kişiliğiyle sürekli savaş halinde olması ve hikâyedeki herkese zarar vermesi… Serap'ın aşk ve acı ikileminde delirecek kadar boğuşması… Psikiyatrist Pars'ın gizemlerle dolu hayat hikâyesi… Cinayetler, yarım kalan aşklar, felsefi sorgulayışlar, gizli polisler, planlar, deneyler ve daha nicesi kitapta birbirine düğümlenmiş gerçek gibi hayat buluyor.


Son zamanlarda pek çok yerli genç yazarın kitabı büyük ilgi görüyor. Bu kitabın da ''çok satanlar'' arasında yıldızı parlayacağını düşünüyorum. Umarım hak ettiği ilgiyi görür ve edebiyat dünyamızda yazarımız kalıcı bir yer bulabilir. Okuyun, siz de bana hak vereceksiniz.



Kitabın künyesi:


Ben Yaşarken Oldu


Mustafa Becit


Sayfa Yayınları


2015


296 sayfa


#Ben Yaşarken Oldu
#Mustafa Becit
#Sayfa Yayınları
9 yıl önce