|

Rıza Tevfik’in kaleminden halk ve tekke edebiyatına dair

1914-1922 yılları arasında halk ve tekke edebiyatı üzerine çeşitli dergilerde elliye yakın makale yazan Rıza Tevfik, denilebilir ki, millî edebiyat hareketinin önemli aktörlerinden biridir. Bu yazıları yayına hazırlayan Prof.Dr. Abdullah Uçman, makalelerdeki bilgi yanlışlarına da dikkat çekiyor.

Yeni Şafak
04:00 - 14/10/2015 Çarşamba
Güncelleme: 23:46 - 13/10/2015 Salı
Yeni Şafak
SELÇUK KARAKILIÇ


Türk kültür ve edebiyat tarihinde “feylesof” diye bilinen Rıza Tevfik (Bölükbaşı), Abdülhak Hamid, Hugo ve Lamartine gibi romantik şairlerden etkilenerek şiir yazmaya başlamıştı. Abdülhak Hamid'in tesiriyle ve aruz vezniyle şiirler yayımlayan Rıza Tevfik, 1913 yılından sonra Mehmet Emin Yurdakul'un da etkisiyle hece vezniyle şiirler yazmaya çalışmıştı. 1900'lü yılların başlarında Mehmet Emin'in başlattığı “parmak hesabı” şiirini de olgunlaştıran feylesof, millî edebiyat akımının şair ve yazarlar arasında konuşulduğu dönemde dikkat çekici yazılar yazmıştı. Çevresi ve yetiştiği ortam itibariyle halk kültür ve adetlerine yatkın olan Rıza Tevfik, zengin Türk geleneklerinden faydalanarak, millî edebiyat akımının uyandırdığı “millî reflekse” kültürel boyutlarıyla katkı sağlayacaktı.


Bir dönem şiirle meşgul olan Rıza Tevfik'in 1900'lü yılların başından itibaren tekke ve halk edebiyatı numuneleriyle ilgilendiği görülüyor. Peki, feylesofu bu arayışa yönelten sebep ne olabilirdi? Hiç kuşkusuz Rıza Tevfik, yetiştiği çevre itibariyle geleneğin seçkin ürünlerinin farkındaydı; Türk milletinin serveti olan ve bütünüyle Türklerin ruhunu yansıtan tekke ve halk edebiyatı örneklerini bu idrakin sayesinde yazmaya başlamıştır. Feylesofa göre, halk ve tekke şiirleri Türklerin karakterini yansıtan ve bütün duygularını en veciz bir şekilde dile getiren önemli metinlerdir.



ELLİYE YAKIN MAKALE


Aşağı yukarı sekiz yıl içinde (1914-1922 yılları arasında) halk ve tekke edebiyatı üzerine elliye yakın çeşitli dergilerde makale yazan Rıza Tevfik, denilebilir ki, millî edebiyat hareketinin önemli aktörlerinden biridir. Tabii Rıza Tevfik'in bu yazıları devrin aydınları tarafından eleştirilmiş olmakla birlikte feylesof, halk ve tekke edebiyatı üstüne gelen eleştirileri dikkate alarak yeni yorum ve sorularla yazmaya devam etmiştir.



Rıza Tevfik avangart bir şahsiyettir. Yazdıkları ve söyledikleri dolayısıyla dönemin bazı aydınlarından daha önde fikre sahiptir. Millî edebiyatın teşekkül ettiği yıllarda hece vezniyle şiirler yazması, tekke ve halk şiirine, edebiyatına yönelmesi aydın çevrelerinin de dikkatlerini yerel ve millî dokuya çevirmesine yol açmıştır.



Bugünlerde üniversitelerde Halk Edebiyatı ismiyle okutulan Türk milletinin zengin folklor malzemesi hakkındaki ilk araştırmalar Tanzimat döneminde başlamıştı; özellikle Batılı Türkologların Türk folkloruyla ilgilenmesi, Türk aydınlarının da bu sahada eser vermesiyle sonuçlanmıştır. Yalnız Feylesof Rıza Tevfik, diğer aydınlar gibi değil, yetiştiği çevre itibariyle Türk folklorunu tanıyordu; öyle ki Rıza Tevfik, “hakikat arama” gayesiyle bu seçkin geleneği yazdığını dile getirir bir yazısında.



Rıza Tevfik, “Yunus Emre Hakkında Biraz Daha Tafsilat” başlıklı yazısında, Yunus Emre'nin Hurufî olduğunu iddia etmiş, ancak devrin önemli isimlerinden Fuat Köprülü, bu teze karşı çıkarak “Hurufiliğin 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıktığını, Anadolu'da ise ancak 15. veya 16. yüzyıllarda yayıldığını belirtmiştir. Köprülü'ye göre, 14. yüzyılda yaşayan Yunus vEmre Hurufîlikten haberdar bile değildir. Rıza Tevfik'in yazdığı makaleler devrin önemli isimlerince tenkit edilmiş olması, bu yazıların çağdaşı aydınlar tarafından dikkatle takip edildiğini göstermektedir.



Rıza Tevfik'in yazdığı makalelerini, 1982 yılında toplayarak Tekke ve Halk Edebiyatı Yazıları ismiyle kitaplaştıran Prof. Dr. Abdullah Uçman, kitabın ilk baskısında feylesofun 38 makalesine yer verdiğini söylüyor. 1982'den itibaren Rıza Tevfik'in makalelerini aramaya devam eden Uçman, Dergâh Yayınları arasında çıkan ktabın son baskısında ise 72 makalenin yer aldığını belirtiyor. Prof. Dr. Abdullah Uçman, Feylesof Rıza Tevfik'in 2005 yılında biyografisini yazmış, sonraki yıllarda ise şiirlerini, mektuplarını yayımlayarak nevi şahsına münhasır olan feylesofu daha yakından tanımamıza vesile olmuştu.



DİKKATLE OKUNMASI GEREKEN ESERLER


Dergah Yayınevi'nin yayımladığı Tekke ve Halk Edebiyatı Yazıları'nda Rıza Tevfik'in ilgi çekici yazıları bulunuyor: Raks Hakkında, Yunus Emre Hakkında Biraz Daha Tafsilat, Yunus Emre'yi Ziyaret, Saz Şairlerimiz ve Türkçe Şiirler, İlahilere Dair, Halk Edebiyatında Türkülerin Şekli, Ahlakî Manzumeler, Külhanbeyler, Külhanbeyler Edebiyatı, Tasavvuf Hakkında, Nefesler, Anadolu ile Gönül Alakaları, Türkçede Şiirler: Âşıkane ve Kalendarane, Hikemî Destanlar, Folklor-Folk lore, Belagat Kudreti”…







BİLGİ HATALARI DİKKAT ÇEKER


Rıza Tevfik'in Tekke ve Halk Edebiyatı Yazıları'nı Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde okuyan her üniversite öğrencisinin alıp dikkatle okuması gerekir. Çünkü Rıza Tevfik'in tekke ve halk edebiyatı üzerine yazdığı bu yazılarında bilgi yanlışları da dikkat çekmektedir. Konuyla ilgili ilk çalışmalar olması dolayısıyla bilgi yanlışlarının ve Rıza Tevfik'in yanılmasının normal olduğu kabul edilebilir bir durumdur. Kaldı ki, başta Fuat Köprülü olmak üzere pek çok otorite isim, Feylesof Rıza Tevfik'in tekke ve halk edebiyatı makalelerini eleştirmiş, bilgi hatalarını düzeltmiştir. Daha sonraki yıllarda ise bu makaleler referans alınarak doğru ve yanlış cetvelleri çıkarılmıştır.



Kitabı yayına hazırlayan Prof. Dr. Abdullah Uçman da, Rıza Tevfik'in bu bilgi yanlışlarına işaret ederek, çeşitli hatalarının olduğunu söylüyor. Uçman, Rıza Tevfik'in bazı yazılarını tashih etmesine rağmen bir kısmının olduğu gibi bıraktığını ifade ediyor. Yine Prof. Dr. Abdullah Uçman, bu hatalarının bir kısmını göstererek beş altı maddeyle bu yanlışları tashih etmektedir.


Meşrutiyet yıllarında bir teneke üzerine çıkarak politika arenasında “hürriyet”, “adalet” ve “eşitlik” isteyen feylesof, Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde Cumhuriyet yıllarının başında ise Türkiye'den ayrılmak zorunda kalmıştı. Yaklaşık 20 yıllık gurbet hayatından sonra Türkiye'ye dönen Rıza Tevfik, Yeni Sabah gazetesinde halk ve tekke edebiyatı hakkında yazmaya da devam etmişti.



Feylesof Rıza Tevfik'in 1900'lü yılların başından itibaren yazdığı bu makaleler, Türk folkloruna önemli katkıda bulunduğu su götürmez bir gerçektir. Prof. Dr. Abdullah Uçman'ın gayretiyle bir araya getirilen Tekke ve Halk Edebiyatı Yazıları, Rıza Tevfik'in Türk halk ve tasavvuf edebiyatına bakışını yansıtıyor.


Bu eser, her dönem okunacak, Türk milletinin seçkin geleneğini gösteren zengin bir kaynaktır. Sadece üniversite öğrencileri değil, kalabalıkların nasıl millet olduğunu öğrenmek isteyenlerinde de başucu kitabı olacağı muhtemeldir.






#Rıza Tevfik
#Feylesof
#Türk folkloru
9 yıl önce