The Beta Band adlı toplulukla müzik yolculuğuna başlayan John Maclean, özellikle 90'lı yıllarda geniş kitlelerin beğenisini kazanmıştı. 2005 yılından itibaren kurduğu The Aliens isimli grupla bu yolda emin adımlarla yürümeye devam eden genç müzisyen şimdi bambaşka bir kulvarda, üstelik iddialı biçimde boy gösteriyor. 2011 yılında kısa filmi Pitch Black Heist ile BAFTA ödülünü kazanan Maclean, İskoçyalı genç bir asilzadenin aşkını anlattığı Sakin Batı (Slow West ) isimli ilk uzun metrajlı filmiyle bu hafta sinemaseverlerin karşısına çıktı. Aynı zamanda filmin yapımcılığını da üstlenen oyuncu Michael Fassbender'in başarılı oyunculuğuyla öne çıktığı filmde 16 yaşındaki âşık Jay'i, son yıllarda yıldızı parlayan genç oyuncu Kodi Smit-McPhee canlandırıyor. Film, aşkı uğruna tehlikeli bir yolculuğa çıkan ve okuduğu aşk romanlarından etkilenen gencin kimi zaman komik, kimi zaman tehlikeli ama birbirinden ilginç sürprizlerle dolu yolculuğunu anlatıyor.
Jay, İskoçya'nın Highlands bölgesinde bir çiftçinin kızı Rose ile büyümüş ve ona aşık olmuştur. Yaşanan bir olay sonrasında Rose ve babası kaçarak Amerika'ya giderler. Tutkuyla âşık olduğu sevgilisinin ardından yollara düşen Jay, onu bulmak için türlü tehlikelerle dolu yolculukta Silas'la karşılaşır. Onun yardımıyla tehlikeler atlatan Jay, Silas'ın planlarından ise habersizdir. İnsan avcıları, vahşi hayvanlar ve çetelerle dolu yolculukta birbirini tanıma fırsatı bulan iki kafadarı sürpriz ve trajedilerle dolu bir son bekliyordur.
İlk filminde hikâye ve anlatımıyla son derece olgun bir iş çıkaran genç yönetmen John Maclean, hâkim algının oldukça dışında, modern bir western örneği koyuyor seyircinin önüne. Hikâyesini aşk, cesaret, fedakarlık ve vefa gibi argümanlara dayandıran film, şiddetin kol gezdiği vahşi batının karanlık dehlizlerinde ilerleyen genç aşığın ruh hali ve masumiyetini şiirsel bir anlatımla perdeye taşıyor. Geniş ve şık açıları, ağırbaşlı kurgusu ve özenle çalışıldığı her halinden belli teknik özellikleriyle kendine özgü bir dil tutturan Sakin Batı, çekildiği Yeni Zelanda'nın tabii güzellikleri kadar, başarılı atmosferiyle hırs - şiddet - ölüm üçgeninde yaşanan aşk arayışını tüm dokunaklığıyla aktarmayı başarıyor.
84 dakika boyunca dikkatleri diri tutmayı başaran Sakin Batı, hikâyesinin alt metninde insanoğlunun açgözlülüğüne dikkat çekiyor. Film, pek çok sahnesinde hırs ve para arzusunun yol açtığı sonuçları etkileyici biçimde yansıtırken, öte yandan aşkın, sevginin ve merhametin kötülüklere karşı direnişini de destansı bir dille anlatıyor. Sırtını klasik western anlayışına yaslamakla birlikte yenilikçi bir tavrı da deneyen Sakin Batı'nın Sundance Film Festivali'nde Jüri Büyük Ödülü'ne değer bulunduğunu da hatırlatalım.
