|

Sevgi dehadan büyüktür

Türk sinemaseverlerin Aşkın (500) Günü ve İnanılmaz Örümcek Adam filmleriyle tanıdığı yönetmen Marc Webb, bu kez aile bağlarını sorguladığı bir dramla seyirci karşısına çıkıyor. Webb, ‘Deha’ isimli bu yeni filminde kariyer kaygılarını eleştirerek hayatın sıradanlığına selam duruyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 9/04/2017 Pazar
Güncelleme: 00:29 - 9/04/2017 Pazar
Yeni Şafak
Deha
Deha

Nisan ayı geldi, İstanbul Uluslararası Film Festivali başladı. Bu yıl 36.’sı düzenlenen festivalin yine yoğun bir gündemi, çok sayıda konuğu ve farklı coğrafyaların renklerini yansıtan filmlerden oluşan zengin bir programı var. Önümüzdeki günlerde festivale dair ayrıntılı değerlendirmeler yapacağımızdan bu hafta dünya prömiyerini İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde yapan Marc Webb imzalı Deha’yı kritik etmekle yetineceğiz.

Aşkın (500) Günü ve İnanılmaz Örümcek Adam filmleriyle tanıdığımız Marc Webb, bu kez aile bağlarını sorguladığı, dram yönü ağır basan Deha isimli yeni hikâyesiyle seyircisi karşısına çıkıyor. Senaryosunu Tom Flynn’in kaleme aldığı film, az rastlanır dehaya sahip 7 yaşındaki Mary’nin hikâyesini konu ediyor. Genç yaşta hayatını kaybeden annesi tarafından dayısına emanet edilen Mary, doğuştan sahip olduğu matematik dehasını göstermeye başlar. Eğitmenlerin uyarılarına rağmen dayısı Frank, Mary’nin çocukluğunu yaşaması ve kariyer kaygılarıyla hayatını ötelememesi adına hayatın sıradan akışını keşfetmesini sağlar. Yıllar sonra ansızın geri dönen anneanne ile çocuğun velayetini para karşılığı devreden kayıp baba, hem Mary’i, hem de ona sıkı sıkıya bağlı Frank’i zor kararlarla baş başa bırakır.

KLİŞELERDEN KURTULAMIYOR

Konuyu mizahla karışık, hatta yer yer eğlenceli vurgularla beyazperdeye taşıyan Deha, bilindik bir meseleyi yine çok bilindik bir tarzda anlatmayı tercih ederek kendisini vasat bir çerçeveye hapsediyor. Görüntü yönetiminden oyunculuklarına değin Hollywood klişelerine sıkı sıkıya bağlı kalan film, özgün bir yapım arayanlar için olmasa da aileye dair hikayelerden hoşlananlar için seyirlik bir festival filmi.
  • Sıradanlıkta huzur var
  • Meselesini doğuştan matematik dâhisi küçük bir kızın iç dünyasına yaslayan film, bir taraftan olayın dramatik boyutlarına vurgu yaparken diğer taraftan da Mary’nin velayeti üzerinden aile, aidiyet, kan bağı gibi kavramları sorguluyor. Yönetmen, küçük kızı büyük bir sevgiyle sahiplenen dayısı Frank, torununa dehasına uygun bir gelecek sağlamak isteyen anneanne ve çıkarı uğruna velayetten feragat eden Mary’nin babası etrafında, asıl olanın biyolojik bağlar mı yoksa sevginin, emeğin, sadakatin sağladığı kazanımlar mı olduğu sorularına cevap arıyor. Dayı-yeğen ilişkisini başından beri dokunaklı biçimde işleyen filmin tavrı elbette ki sevgiden yana. Hayatın sıradanlığına adeta selam duran film, deha da dahil, hiçbir yeteneğin kariyer planlamasına kurban edilmemesi gerektiğini savunuyor, bu anlamda kariyerin temel referans alındığı modern anlayışa da eleştiriler yöneltiyor.
#Sevgi
#Deha
7 yıl önce