|

Sıcağa karşı ferace rüzgarı

Feradje markasının sahibi ve tasarımcısı Gülhan Karlı, sıcak günlerde kadınların tercihi olan feracelere yeni bir soluk getiriyor. Osmanlı ve Arap tarzını karıştırarak tasarımlar yapan Karlı, abiye feracelere geleneksel el işçiliği de uyguluyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 2/08/2015 الأحد
Güncelleme: 00:03 - 2/08/2015 الأحد
Yeni Şafak

Gülhan Karlı, iki çocuk annesi bilgisayar mühendisi. Doğum izni sırasında çalışmaya ara veren ve boş zamanını değerlendiren Karlı, kendi deyimi ile 'İslami kıyafette İslam estetiğini görme' amacıyla tasarımcılığa başlamış. Tüketimin bir hayli arttığı günümüzde, tesettürlü hanımların tesettürleri ve kimlikleri arasındaki uçuruma dikkat çekmek için özellikle feraceye yönelen Karlı, yeni kuşağın 'estetik ve tesettür' ihtiyacını karşılamak gibi bir misyon üstleniyor. Gülhan Karlı, başlarda evinin bir odasını ayırarak, tasarladığı feraceleri evden satışa sunuyor. Daha sonra sosyal medya aracılığı ile farklı tasarımları kısa sürede beğeni toplayınca, kızıyla geçtiğimiz yıl Feradje isimli bir marka kuruyor. Daha önce Eyüp'te küçük bir atölyede çalışan Karlı, birkaç gün önce Fatih'te Feradje isimli bir butik açtı. Butikte feracelerin yanı sıra eşarp, çanta, hırka, elbise, tulum gibi yan ürünler de bulunuyor. “Gayretimizi ticari olmaktan çok imanî ve İslami bir gayret olarak gördük" diyen Karlı'nın amacı, bedeni saklamak üzere değil, göstermek üzere tasarlanmış kıyafet anlayışını yıkmak.



OSMANLI VE ARAP KARIŞIMI






Malum son yıllarda ferace giymek moda oldu. O yüzden firmalar birbirinden farklı ürünleri satışa sunuyor. Bu yaygınlaşmanın sebebinin moda mı yoksa ihtiyaç mı olduğu ise bir soru işareti. Feracelerin tercih edilmesinde bu iki sebebin de varlığına dikkat çeken Gülhan Karlı, “Pardösüler artık demode oldu. Çünkü o kadar çok modeli çalışıldı ki artık yeni modeller üretilemez oldu. Kumaşları kalın ve astarlı olduğundan kullanışlı bulunmuyor. İhtiyaç yönü bu. Moda olarak da, başkası ferace giyiyor ben de giyeyim gibi bir düşünceyle yayılıyor" diyor. Feracelerin tesettürde önemli bir yeri olduğunu söyleyen Gülhan Karlı, tasarımlarında Osmanlı'dan ve Arap dünyasından ilham aldığını belirtiyor. Karlı “Osmanlı'da ferace vardı, fakat renkliydi. Açık tonlardaki feraceleri gayri Müslimler, canlı tonları ise Müslüman kesim giyerdi. Abaye ise Arap kültürüne has bir giyimdir ve siyahtır. O yüzden günümüz feraceleri siyah. Ben de bu iki özelliği karıştırıp farklı feraceler yapmaya başladım" diyor.



El emeği göz nuru


Gülhan Karlı, piyasada satılan feracelerden farklı olarak siyah dışında renkler kullanıyor ve özel müşterilerine geleneksel el işçiliğini feracelere uyguluyor. Örneğin abiye tarzı feracelerde kırkyama ve Bartın yöresine ait tel kırma el işçiliği uygulanabiliyor. Feracede kullanılan kumaşlar genellikle Kore, Endonezya, Çin'den ithal ediliyor. Dubai ipeği, Medine ipeği, tot kumaşından üretilen feracelerde çok parlak renkli kumaşlar tercih edilmiyor. Terletmeyen doğan bir kumaş olan ketenden ferace yapacağını belirten Karlı'nın İstanbul'da Pendik, Florya ve Tarabya'nın yanı sıra Antalya, Bursa, Trabzon'dan gelen geniş bir müşteri portföyü var.



Bakış açımızı geliştirmeliyiz


Çarşaflı hanımların bile yaz tatilinde artık çarşaf yerine bol feraceleri tercih ettiklerini belirten Gülhan Karlı, bugünkü tesettür sektörünün ihtiyaçtan doğduğunu belirtiyor “Büyük firmalar zamanında bu ihtiyacı göremedi. Öyle olunca tesettürlü kadınlar arayışlara girdiler. Beş yıl içerisinde gereken estetik seviyeye ulaşabileceğimizi düşünüyorum" diyor. Aynı zamanda tesettür firmalarının öz eleştiriye açık olması gerektiğini belirten Karlı, tasarımcıların kopya modellerden uzak durması gerektiğini belirtiyor ; “Valentino'nun saçak modelini her yere uyguladık. Onun dışında bir şey yapmıyoruz. Bakış açımızı geliştirmemiz lazım. Arap dünyasında feracede önemli akımlar meydana getirdiler. Arap dünyasındaki Lamia Abidin, stil sahibi feraceler üretebiliyor." Müşterilerde farklı olma çabasının ön plana çıktığını anlatan Karlı, “Ümraniye'dekiler Fatih'ten alışveriş yapıyor. Çünkü değişiklik aranıyor. Artık insanlar farklı olmak için farklı semtlerden alışveriş yapıyorlar" diyor.



Hem
şık hem tesettürlü


Günümüz başörtülü hanımların 'tesettür ve şık' gibi iki türlü ihtiyacı olduğunu belirten Gülhan Karlı, bu ihtiyaçları karşılamaya çalıştıklarını belirtiyor. Şıklığın yanlış anlaşıldığını belirten Karlı “Şıklığın ön plana çıkmak olduğu zannediliyor. Parlak renkler ve kumaşlar kullanılıyor. İslam coğrafyasında, Endonezya, Malezya veya batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlara baktığınızda pastel tonların daha hâkim olduğunu görürsünüz. Geçiş dönemindeyiz taşlar zamanla yerli yerine oturacak" diyor. Modayı, ülkeler arası etkileşimin belirlediğini anlatan tasarımcı, streç pantolon, boynu kapatan bonelerin ve tek renk eşarpların Arap dünyasından etkilenerek yerleştiğini belirtiyor.





#Feradje markası
#Gülhan Karlı
#ferace
٪d سنوات قبل