|

Şiddet histerisinde Kürt siyaseti

Yeni Şafak
04:00 - 30/08/2015 Pazar
Güncelleme: 23:26 - 29/08/2015 Cumartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Doç. Dr. Ahmet Yıldız


Siyasi liderlik kitlelerin şiddetle ihtiyaç duyduğu bir kurumdur. Bu otoriter toplumlarda olduğu kadar demokratik toplumlarda da böyledir. Siyasi otoritenin “rasyonel” bir zemin üzerinden yasalara dayanması liderlik ihtiyacını ortadan kaldırmamakta, niteliğini değiştirmektedir. Toplumsal yapıyı belirleyen asli bölünmelerden biri kitleler ve elitler olduğu için liderlik de elitler içinde “seçkin” bir konuma sahiptir.



Siyasi kurumsallaşma düzeyi ve geleneğinin “kriz”lerle baş edemediği durumlarda liderlik kritik bir değer kazanır. Nelson Mandela'nın Güney Afrika'daki apartheid rejiminin sona erdirilmesindeki rolü, tek başına Afrika Ulusal Kongresinin rolü ile mukayese edilebilecek bir değere sahiptir. Aynı şekilde, Mahatma Gandhi'nin İngiliz koloniyalizminin sona erdirilmesindeki rolü, mesela “milliyetçi” lider Muhammed Cinnah'ınki ile karşılaştırma kabul etmeyecek kadar önemlidir.


Dikkat çekmek istediğim husus, hem Mandela'nın hem de Gandhi'nin gerektiğinde temsil ettikleri, liderlik yaptıkları kitlelerle, barış ve çoğulculuk değerleri ekseninde çatışmayı göze alabilmeleri ve bu değerleri yaşatmanın üstün ahlaki bir değer olarak kabul edildiği politik toplumlar inşa edebilmeleridir. İngiliz koloniyalizmine karşı başvurduğu sivil itaatsizlik örneklerine, mesela açlığa, Gandhi, Hindu milliyetçilerinin isterik yaklaşımlarına karşı da başvurmuştur. İnsanlığın ortak kültürel mirasını inşa edenler içinde Gandhi şüphesiz saygıyla hatırlanacak bir yere sahiptir.



SU BULUNUNCA TEYEMMÜM BOZULUR


Robben Island'daki uzun cezaevi yıllarında Güney Afrikalıların Madiba'sı Nelson Mandela da Hürriyet İçin Uzun Bir Yürüyüşü kaleme almıştı. Bitmeyen bir yürüyüştü bu; şiddete ve bağnazlığa karşı çok değerli bir liderliğin otobiyografik hikayesidir. Şiddete, ancak başka hiçbir muhalefet aracına imkan verilmediğinde, kaçınılmaz kötü olarak yer veren bu bakış açısı, şiddet dışı muhalefetin imkanı halinde şiddeti reddeder. Su bulununca teyemmümün bozulması gibi, barışçıl muhalefet imkanı halinde şiddete başvurulmasını haklı kılabilecek gerekçe olamaz.



Apartheid rejiminin sonlandırılması sürecinde siyahların şiddete kurucu asli bir rol atfetmeleri üzerine Madiba, şiddete değil barışa çağrıda bulunur, içinde bulunduğu harekette yalnızlaşma riskini göze alarak. Düşmanlarını silahla değil “oy”la yenebilecekleri açıktı. Çağrı yankısını buldu ve siyah çoğunluk, ırkçı beyaz yönetimi oylarının gücüyle sona erdirdi.



Demokrasi namlunun ucunda değil sandıkta yansıyan oylarla “yeşerir”. Cinnahlara değil, Gandhilere ihtiyacımız var.


İrrasyonel bir şiddet histerisine kendisini kaptıran Kürt siyasetinin Gandhi'nin ve Mandela'nın liderliğinden çıkarması gereken derslerin anlaşılması, şiddetin yokluğu ile mümkün olabilir.




#Muhammed Cinnah
#Ahmet Yıldız
#Kürt siyaseti
9 yıl önce