Suyu daha çok tüketmeyi alışkanlık haline getirdiğimiz sıcak yaz günlerinde bu alışkanlığı her mevsimde sürdürmek isteyebiliyoruz. Susuzluk hissedilmese bile vücudun suya ihtiyacı var. Bireysel ihtiyaçlar pek çok faktöre bağlı olsa bile normal bir insanın her gün 1,5 ile 2,5 lt. arasında su içmesi gerektiği tüm uzmanlarca kabul ediliyor.
Fakat susuz kaldığımızı hissetmeyebiliyoruz. Sıvı ihtiyacımızı giderdiğini düşünerek kafeinli içecekler, kahve, çay ve kola ve diğer içecekleri tüketebiliyoruz. Alkollü içecekler de vücuttan su kaybına neden oluyor. Fakat bu maddelerin de sindirilebilmesi için organların daha çok suya ihtiyacı bulunuyor. Meyve suları ve spor içeceklerinin büyük çoğunluğu da vücudun susuzluğunu giderirken, bu içecekler kilo almamıza neden olabiliyor.
*Su, normal günlük faaliyetlerde yakılan kalori miktarını artırır.
*Kan hacminin korunmasına yardım ederek enerji düzeyini korur.
*Sık su alınması vücudun susuz kalmasını önler.
*Kilo kaybetmeye ve görünüşünü geliştirmeye yardım edebilir.
*Araştırmalar suyun yağ birikiminin azaltılmasına yardımcı olduğunu göstermiştir.
*Su cildin de su içmesine yardım eder ve daha yumuşak, daha elastiki ve daha kırışıksız bir cilt ortaya çıkar.
Gözleri, ağzı ve burun kanallarını nemlendirerek organların düzgün çalışmasına yardım eden su dolayısıyla fiziksel olarak rahat durumda olunmasını sağlar. Dengeleyici rolü olan su; vücut sıcaksa serinletir, dış ortam soğuksa vücudu yalıtarak vücut ısısının düzenli kalmasına yardım olur.
*Birkaç gün içinde hatta terlemeninin hızla su kaybına neden olduğu sıcak iklimlerde daha çabuk ölüm riski vardır.
*Vücut suyunda yüzde birlik bir azalma bizi susatır.
*Yüzde beşlik azalma hafif ateşe neden olur.
*Yüzde onluk azalmada dil şişer, böbrekler işlev göremez ve kaslarda spazm başlar. Yürümek de zorlanılır.
*Yüzde yirmi su kaybında, hatta bu düzeye ulaşmadan önce cilt çatlar. Organlar yavaş yavaş durur ve ölüm gerçekleşir.