|

Terör psikolojisini çözmek

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/03/2016 Perşembe
Güncelleme: 00:24 - 24/03/2016 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Tuba Karacan

Psikolog


Toplumda endişe, korku, huzursuzluk, güvensizlik ve karmaşa yaratan, fiziksel ve psikolojik şiddet içeren her türlü eylem olarak tanımlayabileceğimiz terör, modernleşme ve globalleşmeye bağlı siyasi ve sosyokültürel çatışmaların da artmasıyla günlük hayatımızın bir parçası haline geldi. Terörün amacı; siyasi otoriteye sivil halka yönelik eylemler üzerinden mesaj vermektir. Toplumda dehşet ve korku duygusunu etkili kılar ki bu da yapılan eylemi hedefine ulaştırır.



DEZENFORMASYON VE KOMPLO TEORİLERİNE KAPI AÇANLAR


Yapılan araştırmalar, terör mağdurlarının, terör eylemlerine direk maruz kalan kurbanların sayısından çok daha fazla olduğunu ortaya koymaktadır. Etkisi yıllarca süren ve kimi zaman nesilden nesile aktarılan ''travma sonrası stres bozukluğu'' (P.T.S.D.) yüz binlerce insanı etkilemektedir. Terör olaylarının, doğal afetlerin yarattığı travmatik etkiden çok daha fazla sarsıcı olduğu da yine psikososyal alan araştırmalarında ortaya çıkan bir başka gerçektir. Bu bağlamda, teknolojinin kolaylaştırıcı etkisiyle sosyal ağların yaygın kullanımı, eylemin etkisinin çok daha fazla kişiye, kontrolsüzce ulaşmasını da beraberinde getirmektedir. Özellikle sivil halka yönelik terör saldırılarında; olay yerinin çevredeki kişilerin akıllı telefonlarıyla “tüm çıplaklığıyla” fotoğraflanarak sosyal medya üzerinden yayılması, kötü niyetli kişilerin halkta infiale yol açmak amacıyla asılsız haberler ve uyarılar yayınlaması; toplumun zihninde dezenformasyonu ve komplo teorilerini arttırmaktadır. Artık sırt çantalı insanlar, terk edildiğini düşündüğümüz arabalar, yol kenarında unutulmuş paketler bizim için bir anlam ifade etmektedir. Sürekli olarak cep telefonlarımıza emanet paketleri almama, kalabalık mekanlardan uzak durma, toplu taşıma araçlarını kullanmamaya yönelik uyarı mesajları gelmektedir. Korku ve dehşet milyonlarca insana bulaşmakta ve etkisi altına almaktadır. Siyasi otoriteyle uyuşmayan gruplarda, zihinlerdeki algıları yönetme çabası ve buna bağlı yönlendirici bilgi akışı yine sosyal medya üzerinden yürümekte, devlete ve güvenlik birimlerine olan güveni sorgulamayı beraberinde getirirken, terör korkusuna bağlı kaygı bozuklukları yaşayan kişilerin travmanın etkisini atlatabilmelerini de geciktirmektedir.



Travma sonrası stres bozukluğu süreci şu şekilde işler:


Kişi travmatik olayı; kabuslar, sıkıntı verici düşünce ve imgeler ile flashback (geri gelen görüntüler)olarak tekrar tekrar ve istemsiz olarak deneyimler.


Travmatik olayı anımsatan düşüncelerden, kişilerden, olay ve eylemlerden kaçınma eğilimdedir ve duygusal küntlük yaşar.


Uyku sorunları, sürekli tetikte ve gergin olma hali, tahammülsüzlük ile bir takım motor huzursuzlukların eşlik ettiği aşırı uyarılmış belirtileri gösterir.


Bu belirtilerin 1 aydan uzun süre devam ettiği durumlarda mutlaka psikolojik destek almak gerekir.



BİLİNMEZLİK HİSSİNİN ETKİSİ


Sivil halka yönelik terör olaylarının bir diğer yüzü ise, kişilerde toplu ölümlere alışma refleksi geliştirmesidir. Ardı ardına gerçekleşen patlamalar, korkuyu tetiklese de bir süre sonra eylemlere bilançosu oranında tepki verilmeye başlanır. Tıpkı güneydoğudan gelen şehit haberlerine alışmış, büyük şehirlerde yaşanan terör eylemlerinde tehlikeyi daha yakın hissettiğimiz için daha fazla tedirginlik yaşıyor olmamız gibi. Çünkü insan zihni, uzaktan duyduğu rahatsız edici seslere daha kolay, yakından duyduklarına ise daha zor alışır. Bununla beraber Maslow' un İhtiyaçlar Hiyerarşisini hatırlayın, güvenlik en temel insani ihtiyacımızdır. Terör eylemlerinin günümüzdeki yapısı zihnimizdeki terör tehdidi algısını değiştirmiş, “her an her yerde olabilir” belirsizliğini yerine koymuştur. Bilinmezlik, güven duygusunun düşmanıdır. Tüm kaygı, korku ve paranoyalar belirsizlikten beslenir ve nesilden nesile öğrenilmiş davranışlar olarak aktarılır.



Terör eylemleri ve toplum psikolojisine etkisi üzerine daha birçok şey söylenebilir. Meselelerin ortak bir akılla çözülebileceğine ilişkin inancımızın giderek zayıfladığı şu günlerde bizi sadece ortak vicdan bir araya getirebilir gibi görünüyor. Biliyoruz ki yaşadığımız toprakların zenginliği sadece fiziki özelliklerinden değil aynı zamanda farklı etnik yapılardan, dinlerden, kültürlerden gelen birçok insanı aynı ortak paydada buluşturabilmesinden de geliyor.



Bizi her gün teröre, toplu ölümlere, ötekinin acılarına biraz daha duyarsızlaştırmaya çalışanlara verilecek en güzel cevap, birlik ve beraberlik içinde, durmadan yürüyebilmektir.


#Terör eylemleri
#Terör psikolojisi
#Tuba Karacan
8 yıl önce