|

Türkiye'nin enerji stratejisi ve Irak petrolü

Muhataplarını ‘aşiret lideri’ anlayışı üzerinden algılama alışkanlığını bir kenara bırakan Türkiye, küresel siyasetin aldığı yönelişi göz önünde bulundurmuş, uluslararası enerji endüstrisi zincirinin halkalarını iyi analiz etmiş, küresel düşünüp yerel hareket ederken kendi çıkarlarını merkeze alma yolunu seçmiştir.

Yeni Şafak
04:00 - 24/08/2015 Pazartesi
Güncelleme: 00:53 - 24/08/2015 Pazartesi
Diğer
Doç. Dr. İdris Demir - İstanbul Medeniyet Üniversitesi


“Milletlerin tarihleri, coğrafyaları içerisinde yatar.” Napoleon'un zamanında vardığı bu kanı geçerliliğinin günümüzde de korumaya devam etmektedir. Üç kıtanın buluşma noktası olan Türkiye, jeostratejik konumu itibariyle kültürel, ekonomik ve ticaret ağlarının güzergâhlarının vazgeçilmez unsurlarından birisi olagelmiştir.


Medeniyet köprüsü olarak adlandırıla gelen Türkiye aslı itibariyle bir medeniyet merkezi ve beşiği olma hükmündedir. Yakın zamana kadar bir enerji köprüsü olarak nitelenen Türkiye, günümüzde, bir enerji merkezi olma konumunu sağlamlaştırma yolunda ilerlemektedir. Coğrafi konumu sabit kalıyor olmakla birlikte enerji politikaları açısından bir parametre olarak zihniyet ve politika değişikliğinin yürürlüğe girmesi bu mefhumu mümkün kılmıştır.


AKTİF KATILIMCI

'Küresel düşünüp yerel hareket etmek' konusunda kendi çıkarlarını önceleme yoluna giden Türkiye, uluslararası enerji endüstrisi zincirinin halkalarını iyi analiz etmiş, endüstrinin yönelimi doğrultusunda edilgen tutum ve konumdan sıyrılıp aktif bir katılımcı haline gelmiştir. Bakü Tiflis Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı'na ev sahipliği yapmak vasıtasıyla küresel enerji güvenliği hesaplamalarında birincil öneme sahip olan unsurlardan biri haline gelen Türkiye, uluslararası enerji endüstrisi oyununun kurallarını daha iyi tanımış, oyunu kurallarına göre oynama konusunda tecrübe kazanmıştır.


'Petrol', küresel ölçekte, büyük bir havuz gibi algılanmaktadır. Bu büyük havuza petrol sunan/arz eden unsurlar ile tüketim ihtiyaçları için satın alan ülkeler bulunmaktadır. Alıcıların ve satıcıların aidiyetleri, kimlikleri, siyasal yapılanmaları, monarşi ile mi yoksa demokrasi ile mi idare olundukları çok önemli değildir. Ücreti ödendiği ve enerji ihtiyacı karşılandığı müddetçe enerji akışında bir kesintiye rastlanılmamaktadır.


KARŞILIKLI BAĞIMLILIĞIN ETKİSİ

Enerji kaynaklarının üretimi, nakliyesi ve rafine edilmesi gibi safhalar, sürecin katılımcıları arasında 'karşılıklı bağımlı' bir ilişki türünün ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Petrolün üretiminin, taşınmasının, damıtılmasının, tüketim pazarına sunulmasında yaşanabilecek herhangi bir aksaklığın ilgili projenin katılımcılarının tümünün çıkaracağını zedeleyeceği açıktır. Taraflar, kazançları üzerine yoğunlaşıp kayıplarını bertaraf etme yoluna gitmektedirler.


Küresel genel geçer bu yaklaşımları Türkiye, artık, bölgesel/yerel ilişkilerinde de uygulama yoluna gitmektedir. Coğrafyası gereği Orta Doğu'da bulunan zengin petrol yataklarının küresel tüketim pazarına açılmasına olanak sağlayan kilit öneme sahip Türkiye, işbirliği yaptığı unsurların kimliklerinden ziyade elde edeceği kazanımlara odaklanmış, küresel oyunun kurallarını yerel ölçekte uygulama yoluna gitmiş, ekonomik olduğu kadar stratejik kazanımlar da elde etmiştir.


IRAK PETROLÜ İÇİN GÜVENLİ ÇIKIŞ

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY)'nin kontrolü altında bulunan ham petrolün Akdeniz'e ulaşıp küresel tüketime sunulması sürecinde coğrafyasının dayanılmaz ağırlığı Türkiye'ye büyük avantaj sağlamaktadır. IKBY petrolünün Akdeniz'e ulaşmasının bir yolu Suriye'nin kuzeyinden geçecek bir boru hattının inşa edilmesidir. İç savaşın sürdüğü, terör eylemlerinin yaşandığı bu bölgede herhangi bir boru hattının inşa edilmesi çok uzun zaman alacak, büyük güvenlik risklerine açık olacak ve yüksek maliyetler getirecektir. Musul/Kerkük - Ceyhan boru hattı güzergâhı ise DAEŞ tarafında bloke edilen unsurların etkisinden uzak olacaktır. BTC boru hattının uluslararası pazara açılma limanı olan Ceyhan'ın IKBY petrolünün de küresel pazara ulaşmasının sağlanması ile Türkiye nakliyesi yapılan her varil petrol için belirli bir taşıma ücreti, transit geçiş ücreti ve boru hattında taşınan petrolün bir kısmını küresel fiyatlardan daha ucuza satın alma imkânından istifade etmiş olacaktır.


Muhataplarını 'aşiret lideri' anlayışı üzerinden algılama alışkanlığını bir kenara bırakan Türkiye, küresel siyasetin aldığı yönelişi göz önünde bulundurmuş, uluslararası enerji endüstrisi zincirinin halkalarını iyi analiz etmiş, küresel düşünüp yerel hareket ederken kendi çıkarlarını merkeze alma yolunu seçmiştir. Coğrafyasının avantajlarını kullanarak stratejik konumunun avantajlarından istifade etme yoluna gitmiştir. Küresel enerji denklemi oyuncularının aktif bir katılımcısı haline gelmeyi başarmıştır. Dış politikası ve enerji politikasının yeni eğilimleri, yeni yönelimleri ve yeni yaklaşımları ile her devletin ideali olan kendi çıkarını önceleme yaklaşımını pratiğe geçirerek ekonomik kazanımlarını arttırdığı gibi bölgesel etkinliği ve nüfuzunu da genişletmiştir.


#Bakü Tiflis Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı
#DAEŞ
#IKBY
9 yıl önce