|

Uzlaşı ekseninde muhalefet

Yeni Şafak
04:00 - 28/08/2015 Cuma
Güncelleme: 01:21 - 28/08/2015 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Prof. Dr. Nükhet Hotar

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı


Sosyal diyalog hükümet ve sosyal tarafların bir araya gelerek, sosyal ve ekonomik politikaları ilgilendiren konularda, ortak bilgi paylaşımı, danışma, görüşme ve ortak tavır ve hareketlerini de kapsayan bir anlama sahiptir. Eğer, ekonomik ve sosyal problemleri çözme potansiyeli, etkin bir şekilde ortaya çıkarsa, etkili bir sosyal diyalogdan söz edilebilir. Başarılı bir sosyal diyalog, hayatın her safhasında tarafların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlar aynı zamanda istikrar ve ekonomik gelişmeyi de hızlandırır.



UZLAŞMA KÜLTÜRÜNE GEÇİŞ


Ülkemizde sosyal diyalog kültürü daha fazla gelişme ihtiyacı içinde olsa da kendi içinde önemli fırsatlar barındırmaktadır. Sözgelimi sosyal diyaloğun bilinirliliğinin giderek artması, sivil toplumun gelişmesi, genç nüfus potansiyelimiz ve uluslararası işbirliği kültürümüzün gelişmesi, sosyal diyalog açısından sahip olduğumuz fırsatlardan bazılarını oluşturmaktadır.



Sosyal diyalog, sadece sosyal problemler veya sosyal politikalar konularını içine alan dar bir kapsama değil, aynı zamanda ülkenin tamamını ilgilendiren eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, sosyal hizmetler, gelir dağılımı ve sosyal refah konuları içermektedir. Sosyal diyalog her ne kadar hükümet ve sosyal tarafların bir araya gelmesini ifade etse de siyaset kültürü açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Dolayısıyla, küreselleşen dünyamızın ortaya çıkardığı gerekliliklerden biri olarak her geçen gün gelişen sosyal diyalog biz siyasiler için büyük önem taşımaktadır. Çatışma düzeninden uzaklaşarak, uzlaşma kültürüne geçilmesi demokrasiler için bir gerekliliktir. Bunu başaramayan demokrasiler eksik kalmış olacak ve istikrar sağlamakta zorlanan bir görünüm arz edecektir.


Bilindiği gibi günümüzde pek çok nüanslar içeren ve uzlaşı kültürünün sonucu olan demokrasi kavramı, bir taraftan halkın egemenliği temeline dayanan yönetim biçimini diğer taraftan da ortak payda ve uzlaşmayı gerekli kılan iletişimi ifade etmektedir.


Uzlaşma, bir konu üzerinde mutabık kalmak ve yakınlaşarak birlikte hareket etmeyi, uzlaşı ise genel olarak iki veya daha fazla tarafın temassızlık halinden sonra yeniden bir araya gelebilmesi sürecini ifade eder. Bu süreç sosyal diyalog ortamını ve tarafların işbirliği yapabilmelerini güçlendirerek ortak bir endişe ile özgün sorunları çözebilmelerine olanak sağlar. Böylece taraflar geçmişten gelen olumsuz ilişkilerini onararak, onu sağlıklı bir uzlaşı kültürü zeminine oturtmayı başarabilirler.



Uzlaşmak her iki tarafın her istediğini elde etmesinden ziyade, insanların bir olay etrafında asgari müşterekte hemfikir olması demektir ki birlikte yaşamak da bu şekilde mümkündür. Siyasi partilerin de demokrasinin gereği olan uzlaşma kültürü ile hareket ederek, ülkenin menfaatleri etrafında kenetlenmeleri ve asgari müştereklerde anlaşmaları, ülkelerin huzur ve istikrar ortamı için her daim önemli katkı sağlayacaktır.



MUHALEFETİN NEGATİF TUTUMU


Son zamanlardaki siyasi süreçte ülkemizin hükümetsiz kalmaması ve kazanımlarının kaybedilmemesi adına başta Başbakanımız ve Partimiz, atılacak adımlar konusunda uzlaşma kültürü içinde her türlü olumlu tavrı sergilemiştir. Buna rağmen gerçekleştirilen koalisyon görüşmelerinden olumlu sonuç alınamamıştır. Koalisyon ihtimalinin yitirildiği mevcut aşamada, muhalefet partileri erken seçimin netleşmesi ile süreçle uyumlu olmayan farklı bir tavır içine girmişlerdir. Bu tavır, kamuoyunda “pozitif, sorumlu ve uzlaşmacı” bir imaj oluşturma çabasıdır. Koalisyon görüşmeleri sürecinde diyalog ve uzlaşma sorumluluğundan kaçınmış kişilerin şimdi göstermeye çalıştıkları bu tavır, içinde bulundukları çıkmazın açık bir göstergesidir. Seçim hükümeti konusunda da yine diyalog ve uzlaşmadan uzak, çatışmacı söylemlerin varlığı, sosyal diyalog ve uzlaşı kültürünün, bu partilerin yöneticileri tarafından bilinmediğinin, yeterince anlaşılamadığının ya da yanlış anlaşıldığının açık bir göstergesidir.



Eğer mevcut durumda siyaset çözüm değil sorun üretiyorsa yeniden milletin hakemliğine başvurmak, demokrasi içinde haktır. Dolayısıyla halkımız bir kez daha sandık başına giderek siyasilere istikrar ortamı için görev verecek ve vakit geçirilmeden Türkiye'nin kazanımlarının devam ettirilmesini talep edecektir. Bu durumda kendi geleceğimizi şekillendirmek adına tüm kesimlerin, elini taşın altına koyması ve şiddetten beslenmek yerine yapıcı olması gerekmektedir. AK Parti olarak her zaman olduğu gibi yine bu bilinç ve sorumlulukla hareket edeceğimizi bir kez daha ifade etmek isterim.




#AK Parti
#Sosyal diyalog
#hükümet
9 yıl önce