|

Vücut çiğnemeyenleri cezalandırır

Gıdaların en iyi şekilde çiğnenmesi akımını başlatan Fletcher'a göre bütün besinler ağızda sıvı hale gelene kadar (32 kez) çiğnenmeli ve sonra yutulmalı. İşte bu noktada ne yediğimizin yanısıra nasıl yediğimizin de önemi ortaya çıkıyor. Hatta işin boyutu “bana nasıl yediğini söyle, sana sağlığın nasıl söyleyeyim” durumuna geliyor.

Yeni Şafak
04:00 - 7/02/2015 Cumartesi
Güncelleme: 20:45 - 6/02/2015 Cuma
Yeni Şafak
AYŞENUR ASUMAN UĞUR
1800’lü yıllarda Amerika’da yaşamış, döneminde sağlık ve beslenme konularında lider olan Horace Fletcher (1814-1919) kendi adıyla anılan “Fletcherism” yani gıdaların en iyi şekilde çiğnenmesi akımını başlatmıştır. Bütün besinler ağızda sıvı hale gelene kadar (32 kez) çiğnenmeli ve sonra yutulmalı.  İşte bu noktada ne  yediğimizin yanısıra  nasıl yediğimizin de   önemi ortaya çıkıyor.  Klinik biyokimya uzmanı Dr. Emine Akın Çakır beslenme, çiğneme ve sindirim sistemi üçgenini Bermuda Şeytan üçgenine döndürmeden nasıl dengeleyebileceğimizi anlatıyor. 

Beslenme ve tüketme arasındaki fark 

Tüketmek, beslenmenin tanımındaki amaç ve hedefle kesinlikle bağdaşmaz. Günümüzde beslenme bilinçli bir davranış olmaktan  çıkmıştır. Bu nedenle bir besini  ya da besine benzetilmiş bir maddeyi  vücuda yapacağı etkiyi önemsemeden yemek, yalnızca o maddenin tüketilmesi, bitirilmesi anlamına gelir. Eğer gerçekten beslenme amacı güdüyorsak, yeme tarzını da buna göre şekillendirmek gerek.  

Sindirim beyinde başlar

Besinlerin sindirimi, genel olarak bilinenin ötesinde beyinde başlar. Bir besini gördüğümüzde, kokladığımızda ve hatta yalnızca düşündüğümüzde birtakım nörofizyolojik yollar vasıtasıyla sindirim sisteminde faaliyet başlatılır. Bu faaliyet sindirim için gerekli salgıların (tükürük, mide salgısı vb.)  uygun zamanda ve miktarda salgılanmasını sağlar. Limonu  düşündüğümüzde  ağızda  tükrük salgısının artması, sindirimin aslında  beyinde başladığına bir örnektir.

Ayrıca  önemli olan diğer bir nokta, sıkıntı, kızgınlık ve benzeri bütün psikolojik streslerin, beyindeki duygusal bağlarla sindirim sisteminin çalışması üzerinde oldukça etkili olduğudur. Dolayısıyla sindirim sistemiyle ilgili problemlere daha bütünsel bir bakışla yaklaşıldığında psikolojik etkenlerin de göz önüne alınması önemlidir. 

Tükürük ''Hayat İksiri''dir

Hem mekanik hem de kimyasal sindirim çiğnemeyle başlar. Besinler iyi çiğnendiğinde, öncelikle ağızda yeterli miktarda tükürük salgısı olur. Çünkü tükürük bezleri çiğneme hareketiyle uyarılır ve tükürük salgılanır. Bu salgı konuşmayı kolaylaştırır, besinlerin sindirimine yardımcıdır. Ayrıca ağızdaki bakteriyel florayı kontrol eder ve ağız temizliğinde rolü vardır. Ağızdaki atıkları yıkayıp temizler. Tükürük midedeki sindirim için besinlerin uygun forma gelmesinde en büyük yardımcıdır. 

Çiğnemek enerji verir

Daha çok çiğnemek daha çok enerji kazandırır. Çünkü bu yolla  emilim süreci  daha iyi sağlanır.  Besinlerin iyi çiğnemeyle sindiriminin kolaylaştırılması, vücudun ihtiyacı olan besin maddelerini alabilmesini sağlar. Ve  böylece  vücuda  gereken enerji hammaddeleri sağlanmış olur.  Beslenmedeki hedefler gerçekleştirilir. Aksi durumda iyi çiğnenmeyen besinler, sindirim sistemine büyük parçalar halinde gönderilir.  Vücut bunlardan besleyici maddeleri alamaz ve bağırsakta bakterilerin etkisiyle kokuşma ve çürüme süreci başlar. Bu da bağırsaktaki zararlı bakterilerin sayıca artmasına yol açar.  

Yemek ritüeli nasıl olmalı?

Yemeğe başlamadan önce birkaç dakika sakince beklemek, sofradaki yiyeceklere şükür duygularıyla bakmak, huzurlu ve sakin bir şekilde yemeğe başlamayı kolaylaştırır. Yemek yerken çiğnemeye dikkatimizi vermek,  hızlı yeme alışkanlığını değiştirmek için etkili bir yoldur.  Böylece hızlı çiğnemenin   getireceği olumsuzluklardan korunmuş olunur. Menfi duygu, düşünce ve konuşmalardan uzak, elektronik cihazların etkin olmadığı, memnuniyet, neşe ve şükran duygularının hakim olduğu bir ifadeyle küçük lokmalarla iyice çiğneyerek yemek ve bir lokmayı tamamen yuttuktan sonra diğerini almak yediklerimizin her bakımdan vücudumuza afiyet olmasını sağlayacaktır. 


Çiğneme ve  doyma ilişkisi

Besinlerin iyi çiğnenmesi,  bir anlamda besinlerin  tükrük salgısıyla belli bir süre yoğrulması demektir.  İyi çiğnemenin, tükürükteki  enzimler vasıtasıyla besinlerin çözünme, parçalanma ve dolayısıyla emilip kana geçme süresini  ve kan düzeylerini etkilediğini bilimsel araştırmalar gösteriyor. Bu aynı zamanda, hem besinlerin tadının daha iyi alınmasını hem de  nörofizyolojik yollarla beyine doyma sinyallerinin zamanında gönderilmesini sağlar. 

#Amerika
#Dr. Emine Akın Çakır
#Fletcherism
9 yıl önce