|

İstanbul'un fethinin 564. yıl dönümü

Boğaziçi Üniversitesinin kurucularından Prof. Dr. Süheyla Artemel, "Fatih, uzlaşmacı bir kişilikti. Öyle olmasaydı, Ermeni, Rum, Patrikhane ve bütün bu Türkiye'de yaşayan değişik dinler ve değişik etnik kökenlerden gelen insanlar, 19. asrın sonuna kadar bir arada, huzur içinde yaşayabilirler miydi?" dedi.

Yeni Şafak
18:32 - 28/05/2017 Pazar
Güncelleme: 18:33 - 28/05/2017 Pazar
AA
​
Boğaziçi Üniversitesinin kurucularından Prof. Dr. Süheyla Artemel, "Fatih, uzlaşmacı bir kişilikti. Öyle olmasaydı, Ermeni, Rum, Patrikhane ve bütün bu Türkiye'de yaşayan değişik dinler ve değişik etnik kökenlerden gelen insanlar, 19. asrın sonuna kadar bir arada, huzur içinde yaşayabilirler miydi?" dedi.
​ Boğaziçi Üniversitesinin kurucularından Prof. Dr. Süheyla Artemel, "Fatih, uzlaşmacı bir kişilikti. Öyle olmasaydı, Ermeni, Rum, Patrikhane ve bütün bu Türkiye'de yaşayan değişik dinler ve değişik etnik kökenlerden gelen insanlar, 19. asrın sonuna kadar bir arada, huzur içinde yaşayabilirler miydi?" dedi.

Artemel, İstanbul Fethi'nin 564. yıl dönümü dolayısıyla Boğaziçi Üniversitesi Şehitlik Araştırmaları Öğrenci Topluluğu tarafından Boğaziçi Üniversitesi Nafi Baka binasında düzenlenen "İstanbul'un Fethi, Rumelihisarı Şehitlik Dergahı" konulu söyleşide, Fatih'in vizyonunu anlattı.

Fatih'in Rumelihisarı'nı kale olarak seçmesinin çok önemli olduğuna dikkati çeken Artemel, Rumelihesarı'nın fetihten önce de kadim bir yerleşim yeri olduğunu ifade etti.

Artemel, Fatih'in Rumelihisarı'nı seçmesinin en önemli nedenlerinden birinin, sahip olduğu vizyon olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"Neden Rumelihisarı? Bence Fatih Sultan Mehmet'in vizyonunu en açık gösteren yerlerden biri. Asya ile Avrupa'nın birbirine en yaklaştığı, doğu ile batının birleştiği nokta. Onun vizyonu bir imparatorluk vizyonuydu. Bu, insanları birleştiren bir dünya imparatorluğuydu. Her şeyden önce doğu ile batıyı birleştiren bir imparatorluk. İkisinin de değerlerini bir arada yaşatabilen bir imparatorluk.''

Fatih'in sahip olduğu vizyonun tamamen aldığı eğitimden ve renkli kişiliğinden kaynaklandığını aktaran Artemel, Fatih'in bilge kişiliğine dikkati çekti.

Artemel, ''Fatih, Latince, Yunanca, Sırpça, Rumca, aynı zamanda Arapça ve Farsça da biliyordu. Fatih bir yandan Batı sanatı ile ilgilenirken diğer yandan ulemaya da çok büyük önem veriyor fıkıh ilmi ile de yakından ilgileniyordu. Dolayısıyla Fatih'in vizyonunu çok iyi anlamak lazım. " dedi.

Fatih'in, uzlaşmacı kişiliği ile Türkiye'deki etnik ve dini kimlikleri bir arada tuttuğuna vurgu yapan Artemel, şunları anlattı:

"Fatih uzlaşmacı bir kişilikti. Öyle olmasaydı, Ermeni, Rum, Patrikhane ve bütün bu Türkiye'de yaşayan değişik dinler ve değişik etnik kökenlerden gelen insanlar, 19. asrın sonuna kadar bir arada, huzur içinde yaşayabilirler miydi? Bu renkliliği, bu birlikteliği, bu bütünlüğü kardeşlik içinde tutması tamamen bahsettiğim vizyonuyla ilgili. Buna tabii ki Fatih'in tasavvuf yönünü de eklemek lazım.''

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan ise uzun yıllar, uğraş verdikten sonra, izi bile kalmamış, yok olmuş Rumelihisarı Şehitlik Dergahı'nı tekrar gün yüzüne çıkarmanın çok mutluluk verici olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Selçuk Esenbel ise, Rektör Mehmed Özkan’dan, o dönemde dergaha yakın mesafede bulunan namazgah, müştemilat ve kuğu parkının da yapılmasını talep etti.

#Boğaziçi Üniversitesi
#Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan
#Naif Baba Dergahi
#Prof. Dr. Selçuk Esenbe
#Prof.Dr. Süheyla Artemel
#Rumelihisarı
7 yıl önce
default-profile-img