Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Okutan, koltuk altından küçük kesi ile kalp ameliyatı, endovasküler (damar içi), endoskopik (kameralı) küçük kesili damar ameliyatları ve yeni dönem ameliyat yöntemleri hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Dünyada ve Türkiye'de en sık ölüm nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğini belirten Okutan, "Bu hastalıkların avantajlı yanları da var. Bu hastalıklar büyük oranda önlenebilir. Bunun için de halkın bilgilendirilmesi çok önemli. Kalp, tarih boyunca hep sevgiyi simgelemiş bir organımızdır. Vücudumuzda oldukça karmaşık bir durumu da var. Kalp, günde yaklaşık 11 ton kan pompalıyor. Saçımızdan tırnağımıza kadar birçok şeyi damarlarımız beslemektedir. En sık koroner damarların rahatsızlığı ile karşılaşıyoruz. Hasta damarların daraldığını görüyoruz. İlk 10 yaşlarda hastalığın başladığını biliyoruz. 40'lı yaşlarda ise belirgin hale geliyor" diye konuştu.
Hastalıklara karşı erken yaşta duyarlı olunması gerekti uyarısında bulunan Okutan, “Kalp ve damar hastalıklarında risk faktörlerini iki gruba ayırıyoruz. Değiştirilebilir ve değiştirilemez faktörler. Değiştirilemez faktörlerin başında yaş geliyor. 65 yaşın üzerinde yüzde 80 hastada ölümlerin nedeni kalp damar hastalıklarına bağlı nedenlerdir. Erkekler kalp damar hastalıkları konusunda biraz daha şansız durumdalar. Menopoza kadar kadınlar, kalp damar hastalıklarında şanslı durumdalar. Menopozdan sonra bu şansın ortadan kaybolduğunu ve kadın erkek oranının birbirine yakın olduğunu görüyoruz. Ailemizde kalp damar hastalıkları varsa bu hastalığa yakalanma riskimiz fazlalaşıyor" dedi.
Kalp ve damar hastalıklarında değiştirilebilir faktörlerin başında tütün ürünlerinin geldiğini ifade eden Okutan, “Koroner kalp hastalığı açısından sigara son derece sağlığa zararlıdır. Kan yağı yüzeyinin 150 miligramın altında olmasını istiyoruz. Her yaş grubunda tansiyonun 12-8 aralığında olmasını istiyoruz. Diğer taraftan kontrolsüz sinir ve stres de koroner kap ve damar hastalıkları açısından tehlikelidir. Fazla ve düzenli alkol tüketiminin de damar yapısına negatif etkisi var. Düzenli ve çok alkol tüketimini kalp ve damar hastalıkları açısından tavsiye etmiyoruz. Kalp ve damar hastalıkları ile nasıl mücadele edileceğini bilirsek bu hastalıklara yakalanma riskimiz o kadar azalır" dedi.
Bypass ameliyatlarının dünyada risk ortalamasında yüzde 3 civarında olduğunu da aktaran Okutan, “Hasta ameliyata girmeden mutlaka düşük riskli mi yüksek riskli mi kendisine söylüyoruz. Ameliyatlarımızı yüzde 99 oranında risk yaşamadan yapabiliyoruz. Hastaların ameliyattan sonra nasıl besleneceği konusu da çok önemlidir. Burada sistemik hastalığının olup olmaması önemlidir. Şekeri, böbrek yetmezliği ve diğer faktörler çerçevesinde bir diyet programı hazırlıyoruz. Koroner hastalarda daralma meydana geldiği zaman uzun yıllar hasta sektom vermeden yaşamına devam ediyor. Hasta uzun yıllar sonra tepki veriyor. Hastamızın acil bir şekilde tanısını koyduktan sonra ona göre tedavi sunuyoruz. Bypass ameliyatı son 50-60 yılda dünyada en çok yapılan ameliyattır" diye konuştu.
