|

Dil şairin nesi olur? Nesi olmaz ki!

Osman Hakan A., 80'li yıllar şiirinin önemli temsilcilerinden ve geçtiğimiz aylarda tartışmaya açılan söz konusu dönemin ve şiirinin ısrarlı savunucularından..

00:00 - 6/09/2006 Wednesday
Güncelleme: 23:19 - 19/09/2006 Tuesday
Yeni Şafak
Dil şairin nesi olur? Nesi olmaz ki!
Dil şairin nesi olur? Nesi olmaz ki!

Şair, bugüne kadar basılmış 5 şiir kitabında (Son şiir kitabı “Nâr”, geçtiğimiz haziran ayında yayınlandı.) Behçet Necatigil-Hilmi Yavuz ekseninden beslenen bir şiir damarının verimli örneklerini vermekle kalmadı, aynı zamanda sınırlarını çizdiği ve sahihlik kaygusunu daima önde tuttuğunu izlediğimiz kendi şiir dünyasının denge noktalarıyla ana hatlarını da sergilemiş oldu.

Öte yandan, şairin, şiirin poetik/teknik meseleleriyle şair tutumlarını sezmeye/anlamaya dair de kafa yorduğuna işaret eden çalışmaları, bugüne kadar çeşitli dergilerde yer almıştı. Bu arada, Osman Hakan A., şiir çevrelerinde yankı bulan kimi metinlere de imza attı; tartışmalara katıldı, görüşlerinin takipçisi oldu, gerektiğinde polemiklere girmekten kaçınmadı..

“Dil şairin Nesi Olur?” başlıklı kitap, Osman Hakan A.'nın, sözünü ettiğimiz şiire ilişkin kuramsal çalışmalarının ve şair odaklı değerlendirmelerinin dergilerde yayınlanan inceleme/deneme türündeki makalelerinden oluşuyor.

Kitapta toplam 9 makale var. İkisi, “Şiir, Anlam ve Ses Üzerine”, üçü “'Kendi Gök Kubbemiz'de Sesleri Saymak” ismini taşıyor, ikisi A. Muhip Dıranıs'la ilgili, diğeri kitapla aynı başlığı paylaşıyor, son makalesiyse klâsik şiirimizin bir meselesini gündeme getiren görüşler içeriyor.

Osman Hakan A., “Şiir, Anlam ve Ses Üzerine” başlıklı ilk iki makalede, adı üstünde, şiirin anlam ve ses ilgisini/ilişkisini ele alırken, meseleye dair tavrını, örneğin “Şiir ve Düzenleme”, “Şiir ve Çağrışım”, “Şiir ve Yapı”, “Şiir ve Seslem”, “Şiir ve Ezgi”, “Şiir ve Vurgu” gibi alt-başlıklarla açımlamaya çalışıyor ve poetik veçheli bu konu(lar) üzerinde çeşitli tespitlerde, yorumlama denemelerinde bulunuyor. Esasen, bu tür temel poetik meselelerin kuramsal yanı ağır bastığından olacak, şairin dilinin ister istemez 'didaktik' bir üslûba kaymış olduğu dikkatlerden kaçmıyor.

Kitapta, şairin 'ses'e yönelik ilgisi yalnız iki çalışmayla sınırlı kalmamış; şiirini ve Türk şiiri içindeki yerini anlamak/anlamlandırmak için büyük bir çaba sarf ettiğini söylediği Yahya Kemal ve özellikle, Yahya Kemal'in bizzat hazırladığı şiir kitabı “Kendi Gök Kubbemiz”, birbirinin devamı olan üç makaleyle tabir caizse didik didik edilmiş. Üstadın, ses-kelime-mısra-eşya-yer-zaman-nesne vbg. şiirinin 'yapı dünyası'na yönelik son derece ayrıntılı bu 'sondaj' denemesi, üç makale boyunca dizinler ve sınıflamalarla birer tablo hâlinde verilerek, hem 'teknik çalışma' özelliği korunan ve hem de Yahya Kemal'in 'anlam dünyası'nı keşfine yardımcı olabilecek bir metin bütünlüğü çıkmış ortaya. Hemen belirtmeliyiz ki, şairin 'dizin' çalışması, kendi ifadesiyle “bir şiiri oluşturan parçalar tek tek ele alınıp incelenmeden, o şiirin bütününün bilimsel olarak incelenmesinin mümkün olamayacağı” görüşünden kaynaklanmakta. 'Yöntem' olarak benimsenen bu görüş veya bakış açısının, daha geniş ölçekte, tek tek şairleri ele alıp inceleyerek, modern Türk şiirini daha iyi anlayabilme ve kavrayabilmede çeşitli kazanımları da beraberinde getireceği iddiasıyla vurgulandığını belirtmeliyiz.

“Dil Şairin Nesi Olur?”da A. Muhip Dıranas'ın değerlendirildiği iki metinden ilkinde, şairin Dıranas'ı keşfi anlatılırken, çeşitli şairlerin Dıranas hakkındaki yorumları eşliğinde Dıranas'ın şiire bakışı, hece vezni ilgisi ve bunun nedenleri, doğa tutkusu gibi hususiyetler temellendirilmeye çalışılmış. Osman Hakan A., Dıranas'ın doğa anlayışını çözümlerken daha önce kullandığı 'yöntem'i deniyor ve dizin ve tablolarla çeşitli sınıflandırma örnekleri sergiliyor. “'Formel' Düşünce ve Ahmet Muhip Dıranas” başlığını taşıyan ikinci makalede, Osman Hakan A.'ya göre Dıranas'ı eksik/yanlış anlayan/algılayan ve yorumlayan bazı şairlerin bir efsane biçimine dönüşmüş kimi yargı cümlelerinin günümüzde de süren etkisi eleştiriliyor ve hem Dıranas'ın şahsı, hem şiir dünyası, hem de edebiyat/şiir sevgisi ve dil tutumu göz önüne alınarak, şaire/şiirine saygıyla yaklaşılması gerektiğinin altı çiziliyor, dahası Dıranas'ın geleneğe bağlı olmasının ve hece veznini kullanmasının kendisini 'formalist' yapamayacağı, zira bu şiirin 'öz'ünü, cevherini yabana atmaya hakkımız olmadığı ısrarla belirtiliyor. Söylemek bile fazla: Burada, Osman Hakan A.'nın Dıranas muhipliği, şairi hataları ve sevaplarıyla 'benimsemiş' oluşu ve onu daha 'içerden' tanıma/kavrama, anlama/anlamlandırma çabası öne çıkıyor.

Yukarıda belirttiğimiz gibi, bu hâliyle “Dil Şairin Nesi Olur?”, Osman Hakan A.'nın temel poetik birimlere/yapılara dönük yaklaşımlarını ve şiir/şair üzerine kaleme aldığı 'bakışlar'ı birleştiren bir görüntü arz ediyor. Umuyor ve diliyorum, Osman Hakan A., önümüzdeki zaman dilimi içinde söz konusu iki hareket alanını genişletir, zenginleştirir ve yeni çalışmalarla bu nüvelerden iki farklı kitabın doğuşuna imkân sağlar.

Sözümü bağlarken, şahsen kayıtsız kalamayacağım hususlardan olan ve doğrusu beni hayli rahatsız eden kitap dokusundaki teknik aksaklıklarına değinmek istiyorum. Bana sorarsanız, “Dil Şairin Nesi Olur?” daha iyi bir baskıyla okur karşısına çıkmalıydı.. Zira, kimi yerlerde düşen kelime ve cümleler, bazı satırlardaki kopukluklar ve tashihler, kitabın okunurluğunu ve akışını engelliyor ve dolayısıyla kitabı teknik açıdan 'zaaflı' bir konuma sürüklüyor. Günümüzün dizgi ve baskı imkânları göz önünde bulundurulduğunda bu kadar 'teknik hata'yı, doğrusu aklım almıyor. Digraf Yayıncılık, “Şiirden” logosuyla bu kitabı 2006 yılında mı bastırdı gerçekten; kuşkularım var! Bu kadar 'özensizlik'.. Pes doğrusu!..

Kitaba saygı, kitaba dikkat, kitaba titizlik, kitaba özen; lütfen!..


Dil şairin Nesi Olur?

Osman Hakan A.

Digraf Yayıncılık

120 sayfa

18 years ago