|

Entelektüeli aşındırmak

Ahmet Çiğdem, ''Geleceği Eskitmek'' adlı kitabında hiçbir yeri tahkim etme kaygısı gütmeden ve ilgisini sürdürdüğü kesimlerin genel kabullerini yıpratmadan, zorlanmadan, AK Parti dönemini, İslamcılığın genel görünümlerini eleştirel dilden anlatmayı tercih etmiş.

Ercan Yıldırım
00:00 - 9/11/2014 Pazar
Güncelleme: 20:57 - 9/11/2014 Pazar
Yeni Şafak
Entelektüeli aşındırmak
Entelektüeli aşındırmak

Entelektüel belli bir ideali, görüşü, ideolojiyi sunmak, yerleştirmek, kamuoyuna taşımak, iktidarla paylaşmak ya da savaşmak misyonunu benimseyebilir. Belki de bu ideali aktarmak entelektüelin ''görevi'' ve ''ödevi''dir. Bu kadar ağır yüklemeler yapmaya gerek kalmadan entelektüeli, bağlı bulunduğu cemaatin, camianın görüşlerini piyasaya süren kişi olarak tarif etmek de mümkün. Sürgün, marjinal, yabancı kalarak, toplumu ya da devletiyle mensubiyetini sürekli gözden geçirerek, olan biteni aktarmak yine entelektüel kimliği üzerine yapılan yorumlardan olabilir. Entelektüel ''toplumun yanında devletin kıyısında'' kalarak, toplumun içinden devletin üstünden seslenerek bir muhalefet yürütebilir. Batının ve modernitenin taşıyıcılığını, klasik aydın perspektifi üzerinden toplumu ve gerekirse devlet elitlerini de ''adam etme, eğitme, yola getirme'' misyonuyla kendini donatmış da olabilir. Fakat genel kabul, keskin bir mensubiyet içindeki hiç kimse entelektüel sıfatını taşımaz; üstelik entelektüel bir ''yer''den seslenirken o ''yer''in kaim edilmesinde de rol sahibi olamaz. Kabaca farklı dünyalar arasında bir ''araf''ta olmak, hatta ''ol''mak bile değil, ''oluşu'' sürdürmek entelektüel için şereftir.

Türkiye''de 90''lı yıllardan sonra Neoliberal kültür etkisiyle İslamcılar tezlerini, radikaller radikalliklerini yumuşatıp liberalleştirirken, sol – liberaller ile belli belirsiz bir irtibat ve görece ittifak gerçekleştirildi. Her türlü etnik, dini, siyasi ayrışma ertelendi. AK Parti iktidarı bu ertelemenin sonucunda doğarken, bazı unsurlar ''gizli iktidar''larını sürdürmeyi başardı. Fakat öncelikle 2007 dönemeci ardından 2011 seçimlerinden sonra Recep Tayyip Erdoğan''ın daha İslamcı dili benimsemesi, bu ittifak üzerinden öne çıkan aktörlere ''katlanamadığını'' dillendirmesi, Gezi olayları, 17 – 25 Aralık darbe süreci ve Kobani eksenli yıkımlar, tarafların kendi siperlerine çekilmesine neden oldu.

ALTERNATİF FİKİR HAYATI

Ahmet Çiğdem''in İletişim Yayınları''ndan çıkan Geleceği Eskitmek kitabı bulunduğu hiçbir yeri tahkim etme kaygısı gütmeden ve ilgisini sürdürdüğü kesimlerin genel kabullerini yıpratmadan, zorlanmadan, AK Parti dönemini, İslamcılığın genel görünümlerini eleştirel dilden anlatır. İslamcılığa ve AK Parti''ye demokrasi üzerinden gerçekleştirilen ithamların, eleştirilerin ve kesin yargıların tutarsızlığını bir arada gösterme çabası güden Çiğdem, muhaliflerin pervasızlığını ''AK Parti''yi neredeyse kapitalizmin mucidi gibi görme'' anlayışı üzerinden açık eder. Geleceği Eskitmek öncelikle konuya binaen AK Parti ve İslamcıların gerçekleştirdiği bir deformasyon gibi gözükse de Çiğdem''in perspektifinden değerlerin ve olguların sürekli hınçla aşındırılması, yontulması geleceğin topluca, toplumdaki tüm kutupların bir arada gerçekleştirdiği eylem olarak değerlendirilmektedir.

Entelektüel kavramı üzerinden çıkarılacak portrede Geleceği Eskitmek aslında bir entelektüelin toplumu ile ilgili çıkmazının haykırılması gibidir. Olguları, siyasallığı her ne kadar ideal üzerinden kritik edip zaman zaman yol gösterici izahlara gitse de Çiğdem, AK Partili yıllarda bilhassa İslamcı aydınlarda görülen ''muhalif birikim''in, ''arada kalmışlığın'', sürekli ''naif analizler'' üzerinden iktidar eleştirisi getirmenin prototipi olarak şekillenir. Çiğdem, tarafların her birine neredeyse bağıracak fakat akıl vermenin beyhudeliğinin farkında olarak kendini tutar. Kitaptaki dil ve çekingenlik bu ''tutmanın'' sonucudur. Geleceği Eskitmek yazma cesaretini göstermenin bir başka tarzı olarak şekillenirken, belki sol – liberal ve İslamcı tarafların ''bir düzlüğe'' çıkmasını önemsemekten ziyade kendinde biriktirdiği kaygıların işte o çekingenliğin bir ifadesi olarak şekillenmektedir.

Geleceği Eskitmek ne AK Parti dönemi politikalarını, İslamcıların iktidar deneyimlerini ne de sol – liberallerin seslenme biçimleriyle tezlerini tartışmaya açar; Çiğdem''in kitabını bu dönem entelektüelinin zihni ve psikolojik yapısının bir ürünü; bu yapının siyasal kültür okuma biçimi olarak görmek gerek.

ENTELEKTÜELİN YERİ YURDU VATANI

Geleceği Eskitmek Ahmet Çiğdem''in şahsında Neoliberal dönem aydınının, Neoliberal iktisattan farklı olarak 90''lı yılların genel geçer kültür, siyasal yapı ve entelektüel tezlerinin bir döngüsü olarak da okunabilir.

AK Parti ve İslamcılara demokrasi uyarısı yaparken de, diktatör ithamları eşliğinde otokrat kimlikten vazgeçme telkinlerine giderken de Çiğdem, Neoliberal dönemin dilini, söylemini kullanır; zemin olarak maalesef 90''larda şekillenen siyasallıktan güç alır. Bu yüzden AK Parti''nin her ne kadar Neoliberal iktisadi kültürü kullansa da, sosyal politikalar bilhassa sağlıkla ilgili reformlar gerçekleştirmesini, görece belirli bir refahı tabana indirmiş olmasını, fakirlerin iktidardan pay almasını ''sesi kısık'' izah eder.

Aynen Gezi eylemlerini değerlendirirken giriştiği sert muhalefet gibi.

Gezi''yi değerlendirirken bunun ''sosyalizm için yeni bir umut, sosyalizmin var kaldığının göstergesi'' biçiminde değerlendiren Ahmet Çigdem, Gezi eylemcilerinin kapitalist sömürüyü cepheden eleştirmek için değil Zizek''in ''maaşlı burjuva olma talebi'' dediği olguyu yani gençlerin kapitalizmden beklentilerini AK Parti''nin karşılayamadığı için sokaklara döküldüğünü söylemesi gerçekten entelektüel bir olgunluğun işaretidir.

AK Parti eleştirisindeki güvenlikçi tedbirler, lider totalitarizmi, devletin en başa dönmesi, sağcılaşma, kemalistleşme, demokrasiden uzaklaşma ve hatta İslamcılaşma gibi ''yüzer gezer'' tezleri dile getirmesini esasında bir ''dolgu olarak'' görmek, zemini hala 90''ların, Neoliberal kültürün oluşturduğunu zikretmek gerek. Solu çok daha sağlam tezlerle ama ''teğet geçerek'' eleştirmek, sosyalizmin varlığını kanıtlayan Gezi''nin radikal toplum talebi taşımadığını dile getirmek, Türkiye''nin hangi kesimi olursa olsun, bir büyük entelektüel, siyasal, kültürel krizin yaşandığının göstergesidir.

Geleceği Eskitmek''i epistemik veya geleneksel bir cemaat üzerinden tarif etmekten, göstermekten çok, ''yerini yurdunu'' ''ara''yan entelektüelin ''hâl'' dili olarak görmek mümkün.

Kitabın künyesi:

Geleceği Eskitmek

AKP ve Türkiye

Ahmet Çiğdem

İletişim Yayınları

Haziran 2014

116 sayfa

9 yıl önce