|

Günlüklerde Osmanlı

Şahende Hanım, 1910 Cemiyet-i Hafiye Davası’nın tek sanığıdır ve 84 gün tek başına bir odanın içinde hapis tutulur. Onun acılarını biraz olsun dindirecek tek uğraşısı, günlük tutmaktır. “Şahende Hanım’ın Sûzişli Hatıraları” kitabında bu günlere şahitlik ediyoruz.

Yeni Şafak
04:00 - 13/07/2016 Çarşamba
Güncelleme: 20:20 - 12/07/2016 Salı
Yeni Şafak
-ÖMER YALÇINOVA


Kitap, üç ayrı serüvenden oluşuyor diyebiliriz. Birincisi; Şahende Hanım'ın hiçbir kabahati olmadığı halde 84 gün tutuklu kalması ve soruşturmadan geçirilmesidir. İkincisi; Cemiyet'i Hafiye Davası'dır. Üçüncüsü ise kitabı yayına hazırlayan A. Filiz Evcimen Salıcı'nın Şahende Hanım'ın hatıralarına ulaşması ve bu hatıralar doğrultusunda yaptığı araştırmalardır.



Şahende Hanım neden tutuklanır? Eşi Kemal Bey yüzünden. O sıralarda Kemal Bey Paris'tedir. Zaten Paris'te olmasaydı uzun bir soruşturma ve tutukluluk günleri, belki yılları geçirecekti. Çünkü Kemal Bey Cemiyet-i Hafiye'nin başındadır. Cemiyet-i Hafiye ise 1909'da Paris'te kurulan Islahat-ı Esasiye-i Osmaniye partisinin yurtiçindeki gizli ayağıdır. Partinin ve cemiyetin tek amacı vardır, o da İttihat ve Terakki yönetimini devirmek. Bu yüzden gizli toplantılar yapılır, darbe planları görüşülür. Meşrutiyet adında bir de gazete çıkarılır Paris'te. Gizlice yurda sokulur. Ne zaman ki bu yayınlar ele geçirilir, o zaman hükümet Cemiyet-i Hafiye'den haberdar olur. Soruşturma açılır. Soruşturmayı Divan-ı Harp yürütür. Yüzün üzerinde kişi tutuklanır. Bunlardan bir tanesi de hiçbir şeyden haberi olmayan, daha doğrusu hiçbir suçu bulunmayan Şahende Hanım'dır.





ÜSKÜDAR'DA GEÇEN HAPİS GÜNLERİ

Şahende Hanım'ın yazdıklarında Cemiyet-i Hafiye'ye dair bir şey yoktur. O, sadece eşi Kemal Bey'e kızmaktadır. Böyle bir cemiyete bulaşmaması için zamanında Şahende Hanım eşine çok dil dökmüştür. Fakat Kemal Bey onu dinlememiş ve böylelikle eşinin, çocuklarının istikbalini tehlikeye atmıştır. Cemiyet-i Hafiye'ye dair belki gazetelerde ve tarih kitaplarında çokça bilgiye rastlanır. Fakat onlarda Şahende Hanım'ın hatıralarındaki duygu ve düşünceleri bulmak mümkün değildir. Hele ki 1910'larda günlük tutan Osmanlı hanımlarının ne kadar az olduğu düşünüldüğünde Şahende Hanım'ın kalemi bir kat daha kıymetlenir. Sadece azın da azı olduğu için kıymetli değildir onun yazdıkları; dili ve üslubu, o yılların gündelik hayatına dair verdiği bilgiler, yaptığı mekan tasvirleri de ayrı bir lezzet ve değere sahiptir.




  1. Şahende Hanım'ın Sûzişli Hatıraları
  2. Haz.: A. Filiz Evcimen Salıcı
  3. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
  4. Ocak 2016
  5. 268 sayfa

Şahende Hanım kendini iyi yetiştirmiş olmalı ki değme romancının yapamayacağı tasvir ve olay anlatımlarına girer. Bununla birlikte orta düzey bir şair kadar duygularını ifade edecek şiirlere imzasını atar. Hapis günlerini Üsküdar'daki bir evde geçirir Şahende Hanım. Küçük bir odada tutulur. Yemeği verilmektedir, zaman zaman da sorgu için çağrılmaktadır. İlk haftalar özellikle Şahende Hanım için zor geçer. O zaman günlük tutmaya başlamıştır. Çünkü kendini bir şeylerle oyalamasa çıldıracaktır. Hasta bir annesi vardır, iki tane de çocuğu. Şimdi onlar annesiz ne yapacaklardır?



“Şahende Hanım'ın Sûzişli Hatıraları” kesinlikle bir tarih kitabı soğukluğunda değildir. Hem Şahende Hanım'ın hem de Salıcı'nın dilleri sade ve akıcı, üslupları ise okuyucuyu cezp edicidir. O yüzden “Şahende Hanım'ın Sûzişli Hatıraları” ilk sayfasından son sayfasına kadar okuyucunun sıkılmadan okuyacağı, bu arada Osmanlı'nın 1910'lu yıllarına dair bilgilere ulaşabileceği bir kitap.


#Şahende Hanım
#Osmanlı
8 yıl önce