|

Sayıp döken somut şiir

Dilek Kartal’ın ilk kitabı “Taşı Kim Atacak”tan kısa bir süre sonra, ikinci kitabı Çifte Açmaz İz Yayınları arasından çıktı. Kartal, anlatan, sayıp döken şiirin iyi örneklerini sunuyor.

Yeni Şafak
12:15 - 8/03/2017 Çarşamba
Güncelleme: 12:18 - 8/03/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Sayıp döken somut şiir
Sayıp döken somut şiir
TUBA KAPLAN


Doğrudan konuşan bir dili var Dilek Kartal'ın. Son kitabı “Çifte Açmaz"da da bunu sürdürmekte. Sözün tesirine ve gücüne inanarak yazıp gerisini şiire bırakabiliyor. Söz oyunlarına girmiyor, kolay numaralar çekmiyor. Derdini söyletiyor hepsi bu. Bir çırpıda okunabilen ancak sizi rahatsız eden uzun bir soluğun şiiri bu. Anlatı şeklinde yazan her şairde olduğu gibi Kartal şiiri de günlük hayatın nesnesinden, insandan, somut yaşanmışlıklardan besleniyor.


“Bir tek kelime arıyorum pür hüsnüzan / Çabucak geçiyorum aklının oyunlarını / Atıyorum üzerinden imgelerinin"


İmge ve dolaylı söyleyiş İkinci Yeni'de kalan bir söz ve şiir oyunu oldu. 80'lerin bireyciliği ve bunalımlı tavrını 90'ların güçlü sesi bastırdı. İroniyi yer yer kullanımı İkinci Yeni'yi andırsa da, Kartal şiirini besleyen doğrudan anlatım şeklini de 90'ların şiir anlayışı ve günümüz şiirinin bu somut kanaldan ilerleyişine bağlayabiliriz. Öfkeli ve kendinden emin mısralar içererek ilerliyor, “Çifte Açmaz". “Çekilmeden yazılan acılar / çekip vursun bir gün şairini" diyerek yaşamadan yazmıyorum iddiasına delil getiriyor şair.


Fiilleri çok kullanıyor Dilek Kartal. Sıfatları tercih etmemesi bilinçli bir tercih. Çünkü o sayıp döküyor ve şiiri belli bir birikimden sonra bir çırpıda kaleme alıyor.Yaşadıklarından hareketle yazıyor bir bakıyorsunuz dolmuşta oturuyor, bir bakıyorsunuz twitter'dan bahsediyor. Kendi küçük yaşanmışlıklarından hepimizin dert etmesi gereken büyük meselelere çıkabiliyor şair. Şiirin içine şairle birlikte kolayca evrilebiliyorsunuz bu yüzden. Anlaşılmak için çırpınan ve bolca anlatan bir şiir var karşımızda: “sahiden / sevemez misin beni / 28 rt, 33 fav alan hikmetler saçmasam"


Adisyon isimli şiirini yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak anlatıyor mesela şair. Bir kadın gözlemcinin yoksulluğu ele alışını; bakışlardan, kulak misafirliğinden, çantalardan ve ellerden hemen anlıyorsunuz. Şiirindeki belirli diri gözlemlerin; çocuk, hayat, kadın, annelik vb konuların güçlü ele alınışından da anlarız Kartal şiirindeki kadın sesini.


GERÇEKLİĞE KATKI

“Bütün gün hırsını halılardan çıkaran kadın" Bu dize dahi toplumsal cinsiyetçi yaklaşım ve kadını ayrıca kadın şairi bir alana, sınıfa oturtmaktan öte güçlü gözlemi barındırıyor içinde. Uzun şiir tanık olmanın, tarihe not düşmenin şiiridir, bir manifesto barındırır aslında. Düzyazılarına rastlamadığımız Kartal'ın şiirlerinde uzun soluğu tercih etmesinden, onun hakikate insana ve adalete olan tanıklık ve yakınlığını anlayabiliyoruz.


“Daha yakın bir şiir yazmak istedim/O sıra/Türkiye'nin nüfusu 31.12.2012 itibariyle 75.627.384kişi oldu/Ve zengin kesimin geliri en yoksul kesimin gelirinin 8 katı"


Dylan Thomas, şiirin gerçekliğe katkı olduğunu, iyi bir şiirin evrenin halini değiştirebileceğini söylüyor. Yani insanı da değiştiren bir şiir var ortada. Dilek Kartal'ın şiirin kalpten kalbe ulaşacağına inandığı yeri bu siyasi tarafa bağlıyorum ben. İçinden geleni kalbiyle yazdığını, bu ses ve hissin okuyucuya ulaşacağını söylüyor şair: “Oysa tam zamanıydı / Yumruk gibi bir şiir bile mümkündü / Çünkü doğru zaman doğru Zemin ve ben / Yani Mısır'da bombalar / Vahşet vahşet fotoğraflar Suriye'den"


Gerçeğe, muğlaklıktan öte somut ve sarih bir anlatıma, estetik kaygılardan ziyade ahlâki anlayışla şiirini belirgin kılmaya çalışıyor Dilek Kartal. Teknik ve anlatımı değiştirmeyerek uzun söyleyişlerle devam diyor şair. Sözün çıktığı yer adalet ve eşitlik anlayışı olduğundan henüz kapanmayacak gibi. Bu anlamda “Çifte Açmaz" kendinden sonraki şiirlerin de habercisi.



Kitabın künyesi:

Çifte Açmaz


Dilek Kartal


İz Yayıncılık


2016


96 sayfa


#Çifte Açmaz
#Dilek Kartal
7 yıl önce