|

Konya sahur vakti- Konya Ramazan imsakiyesi 2017

Konya sahur vakti için sayfamıza bakabilirsiniz. Konya Ramazan imsakiyesi 2017 Diyanet tarafından paylaşıldı. Mübarek Ramazan ayının ilk günü için bu gece sahura kalkılacak. Konya sahur vaktini ve imsakiyesini haberimizden görebilirsiniz.

Yeni Şafak
20:19 - 26/05/2017 Cuma
Güncelleme: 20:43 - 26/05/2017 Cuma
Diğer
​Konya sahur vakti- Konya Ramazan imsakiyesi 2017
​Konya sahur vakti- Konya Ramazan imsakiyesi 2017

Konya sahur vaktini haberimizde sizlerle paylaşıyoruz. Konya Ramazan İmsakiyesi 2017 listesini sayfamızdan görebilirsiniz. 11 Ayın Sultanı Ramazan geldi çattı. Bu gece tüm yurrta Ramazan'ın ilk günü için sahura kalkılacak. Konyalı vatandaşların merak ettiği sahur vaktini ve 2017 imsakiyesini haberimizden inceleyebilirsiniz.




ORUCUN MAHİYETİ ve ÖNEMİ

Oruç Farsça'daki rûze kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapça'sı savmve sıyâmdır. Savm kelimesi Arapça'da "bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek" anlamında kullanılır.

Fıkıh terimi olarak ise, imsak vaktinden iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak, yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.İmsak, Arapça'da, "kendini tutmak, engellemek" anlamına gelir. Orucun temel unsuru da (rükün) bu anlamdır. İmsak vakti tabiri, dilimizde, oruç yasaklarından (yeme içme ve cinsel ilişki) uzak durma vaktinin başlangıcı anlamında kullanılır. İmsak vakti, tan yerinin ağarması (fecr-i sâdık; bk. Namaz Vakitleri bölümü) vakti olup, bu andan itibaren yatsı namazının vakti çıkmış, sabah namazının vakti girmiş olur; bu vakit aynı zamanda sahurun sona erip orucun başlaması vaktidir.

İftar vakti ise, oruç yasaklarının sona erdiği vakit anlamında olup, güne- şin batma vaktidir. Bu vakitle birlikte akşam namazının vakti de girmiş olur.Gündüz ve gecenin teşekkül etmediği bölgelerde oruç süresi, buralara en yakın normal bölgelere göre belirlenir.

İmsakin, ikinci fecirle başlayacağı konusunda fakihler arasında görüş birliği olmakla birlikte, kimi fakihler bu hususta, daha ihtiyatlı olduğu gerekçesiyle fecr-i sâdıkın ilk doğuş anına, kimileri ise oruç tutanlar lehine olduğu gerekçesiyle ışığın biraz uzayıp dağılmaya başladığı zamana itibar edilmesini önermişlerdir.

Âyette orucun başlangıç ve bitiş vakti, mecazi bir anlatımla şöyle belirtilir: "...Fecrin beyaz ipliği (aydınlığı) siyah ipliğinden (siyahlığından) ayırt edilecek hale gelinceye kadar yiyip içiniz; sonra, akşama kadar orucu tamamlayın..." (el-Bakara 2/187).

İmsak vaktinden iftar vaktine kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmanın bir amacı olmalı ve bu iş bilinçli olarak yapılmalıdır. Bu amaç ve bilinç, orucun Allah rızâsı için tutuluyor olmasıdır ki kısaca "niyet" tabiri ile anlatılır. Bu amaç ve bilinç olmadığı zaman, meselâ imkân bulamadığı için veya perhiz, rejim, zindelik gibi başka amaçlar için bu üç şeyden (yeme, içme, cinsel ilişki) uzak durmak oruç olarak değer kazanmaz.

Oruç, Peygamberimiz’in hicretinden bir buçuk sene sonra şâban ayının onuncu günü farz kılınmış olup, İslâm'ın beş şartından biridir. Peygamberimiz bu hususu "İslâm beş şey üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka Tanrı olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna tanıklık etmek; namaz kılmak, zekât vermek, ramazan orucunu tutmak ve gücü yetenler için Beytullah'ı ziyaret etmektir (hac)" diyerek bildirmiştir (Buhârî, “Îmân”, 34, 40; “İlim”, 25; Müslim, “Îmân”, 8).

Orucun farz kılındığını bildiren âyetler de şunlardır:

"Ey iman edenler! Sizden öncekilere olduğu gibi, size de oruç tutma yükümlülüğü getirilmiştir; bu sayede kendinizi koruyacaksınız. Oruç sayılı günlerdedir. İçinizden hasta veya yolculukta olanlar başka günlerde tutabilirler; hasta veya yolcu olmadığı halde oruç tutmakta zorlananlar ise bir fakir doyumluğu fidye vermelidir. Daha fazlasını veren, kendine daha fazla iyilik etmiş olur; fakat yine de, eğer bilirseniz, oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara 2/183-184).

Oruç tutmak, diğer ibadetlere nazaran biraz daha sıkıntılı olduğu için Allah, orucun farz kılındığını bildirirken, psikolojik rahatlatma sağlayacak ve emre muhatap olan müslümanların yüksünmesini engelleyecek bir üslûp kullanarak, oruç tutmanın önceki ümmetlere de farz kılındığını belirtmesi yanında, ayrıca orucu daha sıkıntılı hale getirmesi muhtemel iki durumu (hastalık ve yolculuk) oruç emrinin hemen peşinden geçerli mazeret olarak zikretmiştir. Bu üslûp, meselâ öteki ümmetlerde de bulunduğu anlaşılan namaz için kullanılmamıştır.

Oruç riyânın en az karışacağı bir ibadet olduğu için sevabı en fazla olan ibadetlerden sayılmıştır. Peygamberimiz'den nakledildiğine göre, orucun bu yönüne ilişkin olarak Allah, "Oruç benim içindir; onun karşılığını ben vereceğim" (Buhârî, “Savm”, 2, 9; Müslim, “Sıyâm”, 30) buyurmuştur. Bu bakımdan oruç tutmanın sevap olarak karşılığı oldukça yüksektir. Cennetin özel olarak oruç tutanların girmesi için ayrılmış bulunan "reyyân" adlı kapısından girme hakkı (Buhârî, “Savm”, 4) bu karşılığın mukaddimesi sayılmıştır.

Oruç, nefsin isteklerinden iradî olarak uzak durma olması yönüyle bir irade eğitimine, açlık ve susuzluğun verdiği sıkıntıya dayanma yönüyle de bir sabır eğitimine dönüşmektedir. İnsanın hayatta başarılı olabilmesi için irade hâkimiyeti ve güçlükler karşısında dayanabilme gücü de önemli bir role sahiptir. Nefsin isteklerinin kontrol altına alınmasında, ruhun arındırılıp yüceltilmesinde oruç etkili bir yoldur. Bu orucun değişik biçimlerde de olsa hemen bütün din ve kültürlerde riyâzet ve mücâhede yolu olarak mevcut olmasını da açıklar.

Toplumsal hayatta huzursuzluklara yol açan taşkınlıklar, büyük ölçüde insanın hayvanî yönünü tatmin eden maddî zevklere düşkünlükten kaynaklanır. Maddî zevk deyince de akla, yeme içme ve cinsel ilişki gibi zevkler gelir. İşte oruç, insanı maddî zevk ve şehvetler peşinde koşturan, dolayısıyla da, Allah'ın haklarına riayet edemediği için kendisine zulmetmesine, insanların haklarına riayet edemediği için onlara zulmetmesine sebep olan nefs-i emmâreyi teskin etmenin de bir ilâcı, aşırılıkları törpülemenin bir çaresidir. Oruç, yoksulların durumunu daha iyi anlamaya, dolayısıyla onların sıkıntılarını giderme yönünde çaba sarfetmeye de vesile olur. "Tok, açın halinden anlamaz" atasözü de bunu ifade eder.

Orucun, dinimizde önemli bir yeri olan sabır konusuyla irtibatı da burada hatırlanmalıdır. "Namaz ve sabırla yardım isteyin" (el-Bakara 2/153) ve "Sabredenlere ecirleri hesapsız olarak tastamam verilir" (ez-Zümer 39/10) gibi âyetler, "Oruç sabrın yarısıdır" (Tirmizî, “Da‘avât”, 86) diyen ve orucun Allah için olup mükafâtını da kendisinin hesapsız olarak vereceğini bildiren hadislerin ortak anlamı, orucun sabır boyutunu ve bunun fazilet ve sevabının yüksekliğini anlatır.

Bütün bunlara ilâveten orucun sağlık açısından pek çok yararları bulunduğu da uzman hekimler tarafından ifade edilmektedir. Ramazan orucu zahiren bakıldığında, bir yıl boyunca çalışan vücut makinesinin dinlenmeye ve bakıma alınması gibidir. Oruç, özellikle mide ve sindirim organlarının dinlenmesi için iyi bir moladır.

Oruçla ilgili olarak ilki kutsî hadis olmak üzere Peygamberimiz’in bazı sözleri şöyledir:

"Her bir iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar karşılık olabilir; fakat oruç başkadır. Çünkü oruç benim içindir ve onun ecrini ben vereceğim" (Müslim, “Sıyâm”,164; Nesaî, “Sıyâm”, 42).

"Kim iman ederek ve sevabını Allah'tan umarak ramazan orucunu tutarsa önceki günahları affedilir" (Buhârî, “Savm”, 6).

"Canımı elinde tutan Allah'a yemin ederim ki; oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur; Allah der ki: Ağzı kokan şu kul şehvetini, yemesini, içmesini benim için terkediyor. Mademki sırf benim için oruç tutmuş, o orucun ecrini ben veririm" (Buhârî, “Savm”, 9; Müslim, “Sıyâm”, 164).

"Oruçlu için birisi iftar ettiği vakit, öteki Rabbi ile karşılaştığı vakit olmak üzere iki sevinç vardır" (Buhârî, “Savm”, 9).

"Oruç bir kalkandır" (Buhârî, “Savm”, 9; Tirmizî, “Îmân”, 8).

Rivayet edildiğine göre saçı başı dağınık bir adam Hz. Peygamber'e gelerek,

-"Ey Allah'ın elçisi! Allah'ın beni yükümlü tuttuğu orucun miktarını söyle" demiş, Peygamberimiz "Ramazan ayını oruçlu geçir" buyurmuş, adam bu defa "Bunun dışında başka oruç tutmam gerekiyor mu?" diye sormuş,

Peygamberimiz de "Hayır, yükümlü olduğun başka oruç yoktur. Fakat, nâfile olarak tutabilirsin" cevabını vermiştir. Adam aynı şekilde sorularına devam ederek zekât, namaz ve hac konusunda bilgiler aldıktan sonra "Sana ikramda bulunan Allah'a yemin olsun ki, bu söylenenlerden fazla bir şey de yapmam, eksik de bırakmam" diyerek çekip gitmiş, Peygamberimiz de arkasından şöyle söylemiştir: "Şayet dediğini yaparsa bu adam kurtulmuştur" (Buhârî, “Savm”, 1; Müslim, “Îmân”, 9).

Konya’da tarihi Sultan Selim Cami yeniden ibadete açıldı-

Tarihi Sultan Selim Camisinde tarihindeki en kapsamlı restorasyonu tamamlayan Konya Büyükşehir Belediyesi, camiyi mübarek Ramazan ayı öncesi Cuma namazı ile birlikte ibadete açtı.Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan Tarihi Sultan Selim Camisi, mübarek Ramazan ayı öncesi Cuma namazı ile birlikte ibadete açıldı. Caminin gelecek kuşaklara aktarılması açısından bugüne kadar yapılan en kapsamlı restorasyonun hayırlı olmasını dileyen KonyaBüyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, “Tarihi camilerde restorasyon değildir. Konyamızdaki önemli tarihi eserlerin gerek vakıflar gerek belediyeler eliyle restorasyon ve yenilenmesi çalışmasını yürütüyoruz. Tarihte bu son dönemlerdeki kadar restorasyon yapıldığı görülmemiştir. Gerek Bedesten, gerek diğer tarihi eserler konusunda yapılan çalışmalar çok önemli. Sultan Selim’de tarihte bilinen en önemli güçlendirme yapıldı. Zaman zaman restorasyonlar yapılmış olsa bile bu defa 1500’lü yıllardaki yapılıştaki ilk temele inildi. Camideki kayma riski, kubbedeki çatlama riski ve caminin zarar görme ihtimalini ortadan kaldırmak için çok ciddi bir proje yürütüldü. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzün hazırladığı proje devam ettirildi. Büyükşehir Belediyesi eliyle ihale edildi. Şu ana kadar yaklaşık 10 milyon lira harcandı. Bugünden itibaren ibadete açıldı. Burasının 4 yıla yakın süredir kapalı kalması bölgeyi de biraz hareketsizleştiriyordu. Çevre açısından bugün ibadete açılması çok önemli. Tarihe, ecdadımıza saygı açısından halkımız ve milletimiz adına hayırlı olmasını diliyorum” dedi.“Gelecek kuşaklara sağlam olarak aktarılacak”Sultan 2. Selim’in emaneti olan eseri bundan sonraki kuşaklara sağlam bir şekilde aktarmış olacaklarını kaydeden Başkan Akyürek, “Bugün Ramazan-ı Şerif başlıyor. Bugün ilk teravihler kılınacak. Bu meydanda Medine havasında teravihler kılınacak. Yağışlı havalarda problemler yaşıyorduk. Şimdi camimiz açılınca artık yağışlı havada içeriye geçilecek. Bu vesileyle bütün halkımızın, bütün Konyalı hemşehrilerimizin Ramazan-ı Şerifini de tebrik ediyorum. Teravihte ilk açılışta da Mescidi Aksa imamlarından değerli hocamız bizimle birlikte olacak. Bu da farklı bir güzellik olacak. Burası, Filistin’le, Kudüs’le, Konya’nın bir manada Ramazan’ın ilk gününde buluşmasını sağlamış oluyor. Hz. Mevlana, Sultan 2. Selim ve tüm maneviyat büyüklerimize, ecdadımıza minnet duygularımızı iletiyoruz. Burada yapılan çok ciddi çalışma için Vakıflar Genel Müdürlüğümüze, müteahhit firmamız ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.“Konya’da teravih kıldırmaktan şeref duyarım”Mevlana Meydanı’nda 3 gün teravih namazlarını kıldırmak için Konya’da bulunan Mescid-i Aksa İmamı Yusuf Salah El İkrimavi de Konya’nın çok gelişmiş bir şehir olduğunu vurgulayarak, yapılan hizmetler nedeniyle Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’i tebrik etti. Tarihi Sultan Selim Camisinde yapılan çalışmaların çok güzel olduğunu kaydeden İkrimavi, “Bu camide teravih namazı kıldırmaktan dolayı çok şeref duyuyorum” dedi.“Restorasyon çalışmalarında neler yapıldı?Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan restorasyon çalışmaları kapsamında Sultan Selim Cami içinde yaklaşık 6,5 metre derinliğe inilerek temel güçlendirme çalışması, cami kubbesi ile duvarlardaki çatlaklar tamir edildi, sıva ve kalemişi süslemeler sıyrılınca ortaya çıkan büyük çatlaklara ve bütün sorunlu alanlara müdahale edildi, kalem içi süslümeler orijinaline uygun olarak ince bir titizlikle yeniden yapıldı. Onarım kapsamında; kubbelerin dışındaki kurşun kaplama kaldırılarak tüm kubbeler dışarıdan iki kat karbon elyaf kumaşlarla, içeriden de karbon elyaf çubuklarla güçlendirildi.Sultan Selim CamiMevlana Dergahının batısında inşaatına Sultan II. Selim’in şehzadeliği zamanında başlanan Sultan Selim Camisi, 1558-1567 yılları arasında tamamlanmıştır. Camisi Osmanlı klasik mimarisinin Konya’daki en güzel eserlerindedir.

#Konya
#İmsakiye
#Sahur vakti
#Konya sahur vakti
#Oruç
#Ramazan
7 yıl önce
default-profile-img