|

Hortlak ne, hayalet ne

"Kitaplık" dergisindeki "muhteşem hayalet"vari "kışkırtıcı"lık sanatı meyanındaki konuşma üzerine, şair Ömer Erdem, daha ne zamana kadar "susulacağı"nı soruyor...

.
00:00 - 14/10/1999 Perşembe
Güncelleme: 12:25 - 17/12/2013 Salı
Yeni Şafak
Hortlak ne, hayalet ne
Hortlak ne, hayalet ne

Bu böyledir" der Kitap, "Bu böyledir."

Sıklıkla geldi dilime sözünü edeceğim konuşmayı dikkat ve hayretle okurken. Yâni bu ayet ışıttı önümü. Çünkü adaleti yoktu insanın. Düşeni de kaldıracak görünmüyordu. Görünmemişti. Ne denmişti: "Sezai Karakoç............ gibi İslâmcı kimlikle yazanların tümü modern olmayı seçmişlerdir........ Necip Fazıl onlara dahil değil ama. Çok ilginç noktadır bu. (Altını ben çizdim. Ö. E.)........ Niye İslâmcı kimliği ile öne çıkan şâirler, gelenekten şu ya da bu şekilde yararlanmıyorlar ya da gelenekten uzak duruyorlar, geleneğe belki bir anlamda karşıt bir tavır sergiliyorlar? Bunu iyice irdelemek lâzım. Belki Osmanlı din ilişkisi bağlamında da düşünmek mümkündür bunu."(1)

Buyrun... Size dünya denizlerinin hiç birinde göremeyeceğiniz cinsten değerli inciler. Bunu "Türk şiirinin son elli yıllık döneminin en büyük şairi" söylüyor. Nam-ı diğer İ. Külyutmaz. Doğrudur, iki yönden doğrudur. Bir kere bu kafanın bu ünvanının sağlanması açısından. Ve de iktidar çubuğunun münbit topraklarda daha ayakta kalması açısından... Söylemeye ne hacet, şiirde Sezai Karakoç'u savunmak kadar gereksiz ne olabilir... Son "elli yılın" içinden kimi çıkarmak bir millete neye malolabilir, aklı olan düşünsün.

Bazı şairler vardır. Şiirleri başka bir çarşıdan omuzlanmış iyi kumaşların üstüne işlenmiş motifler gibidir. Ve basarlar narayı... Benim kumaşımın üstüne var mı ola! Oysa bir yağmur, bir kış yeter onların boyasını akıtmaya. Ve şairler vardır, şiirleri ruhlarının dokusuyla dokunmuş ve acının ve kaderin ve tarihin ve aşkın ve hakikatin motifleriyle bezenmiştirler. Değil kış, değil "rüzgâr önündeki sinek"in lekesi onu etkilesin.

Sormuyorum ve eminim (aksi ayrı bir skandaldır) bay Hilmi Yavuz, bal gibi Leyla ile Mecnun'dan da Ateş Dansı'ndan da ve dahi, Edebiyat Yazıları I, II'den de, hatta Diriliş Partisi programındaki şiirle ilgili satırlardan da haberlidir... Ki, Osman Sarı'dan, Arif Ay'dan söz açmıyorum. Daha nice yazı ve şiirlere değinmiyorum.

Ayrıca, sayın Ebubekir Eroğlu, edebindenolacak, sonradan, sükutunu bir kaç cümle ile bozmuş. Bizlerden bu konularda daha dolgun olması ne ile izah edilir? Fakat, ortada öyle bir kumaş var ki, hangi terziye gitseniz size soracaktır: "bunu nereden buldun"? Hele Talat Halman'ın sözü ki bir vecize: "Divan Edebiyatı Hortlak değil, muhteşem bir hayalettir"... Susun... Susun bakalım...

(1) Kitap-lık, Güz 1999, nr: 38. Y.K.Y.


25 yıl önce