“Ramazan orucundan sonra orucun en faziletlisi, Allah’ın ayı olan Muharrem ayı orucudur!..” (Müslim 1153/202, Ebu Davud 2429, Nesei 1612, Tirmizi 438, 740, İbni Mace 1742, Darimi 2/21, İbni Hibban 3636, İbni Huzeyme 2076, Beyhaki 4/291, Begavi 1788, Ebu Yağla 6395, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/303, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 951)
“Allah’ın, Âşure günü orucuyla ondan önceki yılı bağışlamasını şüphesiz ki umarım.” (İbni Mace 1738)
“Nebi (sav), Ramazandan sonra hiçbir günün diğerinden (daha) faziletli olduğunu araştırmazdı! Ancak Âşure günü hariç!” (Taberani Mucemu’l-Evsad, Tergib ve Terhib 2/465)
“…Kim, Âşure orucu tutarsa o kişinin bir yıllık günahı bağışlanır.” (Taberani Mucemu’l-Evsad, Tergib ve Terhib 2/466)
Nebi (sav), Âşure gününün sabahında Ensar köylerine haber gönderip şöyle buyurdu:
“Herkim iftar ederek sabahladı ise günün geri kalan kısmında oruç tutsun! Herkim de oruçlu olarak sabahladı ise orucuna devam etsin!”
“Biz bundan sonra Âşure orucunu tutardık...” (Buhari 1827, Müslim 1136/136, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/359, 360)
“Cahiliyede Kureyş, Âşure günü oruç tutardı. Resulullah (sav)’de Âşure orucunu tutardı. Resulullah (sav) Medine’ye geldiğinde de Âşure orucunu tuttu ve ashabına da Âşure orucunun tutulmasını emretti. Ramazan orucu farz kılınınca, Resulullah (sav) Âşure günü oruç tutmayı terk etti. Bundan sonra dileyen Âşure orucunu tuttu, dileyen de tutmadı.” (Buhari 1859, Müslim 1125/113, Malik 1/299, Ebu Davud 2442, Tirmizi 753, Ahmed bin Hanbel Müsned 6/162)
“Nebi (sav) Medine’ye geldiğinde oradaki Yahudileri oruçlu olarak buldu ve onlara:
−‘Bu ne orucu?’ diye sordu.
Yahudiler:
−Bu salih bir gündür. Allah-u Teâlâ İsrâiloğullarını düşmanlarından bu gün kurtardı. Bu sebeple Musa (as) bu gün oruç tutmuştur, dediler.
Nebi (sav):
−‘Biz Musa’ya sizden daha yakınız!’ dedi.
Abdullah ibni Abbas (ra) dedi ki:
Nebi (sav) o gün oruç tuttu ve insanlara da oruç tutmalarını emretti!”
İbni Mace’de ki hadiste ise Yahudiler şöyle demişlerdir:
“Bu gün, Allah-u Teâlâ’nın Musa (as)’ı kurtardığı ve Firavun’u (denizde) boğduğu gündür. Musa (as)’da bu gün, şükür olarak oruç tutmuştur.”
Ebu Davud’da ki hadis ise Yahudiler şöyle demişlerdir:
“Bu gün, Allah-u Teâlâ’nın Musa (as)’ı Firavun’a üstün kıldığı gündür.”(Buhari Fethu’l-Bâri 2004, İbni Mace 1734, Ebu Davud 2444, Darimi 1766)
“Abdullah ibni Abbas (ra) ridasını yastık yapmış, zemzemin yanında ona yaslanmış bir halde iken onun yanına vardım ve:
−Bana Âşure orucunu haber ver, dedim.
Abdullah ibni Abbas (ra):
−Muharrem Ayının hilalini gördüğünde saymaya başla ve dokuzuncu gün oruçlu ol! dedi.
Ben:
−Resulullah (sav) Âşure orucunu böyle mi tutardı? dedim.
Abdullah ibni Abbas (ra):
−Evet, dedi.” (Müslim 1133/132, Beyhaki 4/287)
“Resulullah (sav), Âşure günü oruç tutup bize de oruç tutmamızı emrettiği zaman kendisine:
−Ya Resulallah! Bu gün, Yahudilerle Hıristiyanların tazim ettikleri bir gündür! dediler.
Bunun üzerine Resulullah (sav şöyle buyurdu:
−“Öyleyse biz de gelecek sene (Muharrem’in) dokuzunda oruç tutarız!”
Abdullah ibni Abbas (ra) şöyle dedi:
“Fakat ertesi yıl gelmeden Resulullah (sav) vefat etti.” (Müslim 1134/133, Ebu Davud 2445)
“Resulullah (sav) Zilhicce’nin dokuz günü, Aşure günü, her aydan üç gün ve ayın ilk Pazartesi ve Perşembesi oruç tutardı.”(Ebu Davud 2437, Nesei 2410)
Not: Âşure günü, eğer Cuma gününe denk gelirse, Perşembe günü oruç tutup Cuma günüde Âşure orucuna niyetlenmemiz gerekiyor! Çünkü Cuma günü oruca başlanmaz!!!
Âşure Orucu, Muharrem Ayının Hangi Günüdür?
“Muharrem’in dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutun! Bu şekilde Yahudilere muhalefet edin!” (Abdurrezzak 7839, Beyhakî Sünenü’l-Kübra 4/287, Sahihu İbni Huzeyme 2/1006, Tirmizi 2/55)
Önemli Uyarı: Tercih olunan görüşe göre; Âşure orucu, Muharrem Ayının dokuzuncu ve onuncu günleri olmak üzere iki gün tutulması gerekiyor. Bu yıl Aşure Cuma gününe rastladığı için Perşembe-Cuma, veya Cuma-Cumartesi günü oruç tutulmalıdır.
"Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?"
Peygamberimiz (sav) "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu .(Tirmizi, Savm,40.)
Sağlık sıhhat ve afiyetle ve Allah’a kulluk yolunda nice Yıllara ve Aşure’lere kavuşmamız dileğiyle. Tekrar Hicri Yeni Yılınız Mübarek olsun.
Diyanet İşleri Başkanlığı