|

İstanbul iftar ve sahur vakti - 2016 Diyanet iftar saati

İstanbul iftar ve sahur vaktini buradan görebilirsiniz. 2016 Diyanet iftar saati öğrenmek için haberimizden faydalanabilirsiniz. Ramazan'ın yaklaşması ile tüm Müslüman alemini de heyecan sarmış durumda. Ümmet-i Muhammed ayı olan Ramazan'da iftar ve sahur vaktini öğrenmek isteyen İstanbullular haberimizdeki bilgilere bakabilirler. İşte 2016 İstanbul iftar, sahur vakti ve detaylı bilgiler.

Yeni Şafak
21:13 - 23/05/2016 Pazartesi
Güncelleme: 18:44 - 23/05/2016 Pazartesi
Diğer

İstanbul iftar ve sahur vaktini haberimizden sizlerle paylaşıyoruz. 2016 Diyanet iftar ve sahur saatlerini merak eden vatandaşlar burada verdiğimiz bağlantılar üzerinden vakitleri öğrenebilirler. Mübarek üç aylardan Ramazan ayına kısa bir süre kala milyonlarca Müslüman vatandaş iftar ve sahur saatlerini merak eder oldu. İstanbul'daki vatandaşlar da buradan Diyanet verilerine göre imsak vaktini öğrenebilirler. Ramazan ile ilgili ayrıntılı bilgileri buradan inceleyebilirsiniz.



için tıkla



için tıkla



Oruç


“Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi sakınasınız diye size de sayılı günlerde oruç farz kılındı. İçinizden hasta veya yolcu olan başka günlerde sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlara (zorlukla güç yetirebilenlere veya güç yetiremeyenlere) bir yoksulun -günlük- yiyeceği kadar fidye gerekir. Kim gönüllü bir iyilik yaparsa bu kendisi için bir iyiliktir. Eğer bilirseniz orucu tutmanız sizin için daha hayırlıdır. -O sayılı günler- doğruyu eğriden ayırma, gidilecek yolu bulma konusunda açıklamalar ve insanlara rehber olarak Kur'an'ın indirildiği ramazan ayıdır. Artık içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa başka günlerde sayısınca tutar. Allah sizin için kolaylık istiyor, güçlük çekmenizi istemiyor. Sayıyı tamamlamanız, sizi doğru yola iletmesine karşılık Allah'ı tâzim etmeniz için ve umulur ki şükredersiniz diye -oruçla yükümlü tutup hükümlerini açıklıyor-”

(Bakara, 2/183-185).







Ramazan'ın Başlangıcı


Ramazan, öncelikle oruç gibi türlü hikmetlerle dolu bir kulluk görevinin yerine getirildiği, her türlü hayır, rahmet ve bereketi kendisinde barındıran bir aydır.



Ramazan ayı, bir yıllık maddi ve manevi kirlerden temizleneceğimiz, insanî duyguların coştuğu, tevbe edip hakka yönelme şuurunun geliştiği maddî ve mânevî bir terbiye ayıdır.



Ramazan, içerisinde insanlık için, “bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini” taşıyan bir aydır.



Ramazan, inananlar için evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem ateşinden kurtuluş ayıdır.



Ramazan, Kur'an ayıdır, oruç ayıdır.



Ramazan; yaz aylarının sonunda ve güz mevsiminin başında yağan ve yerdeki tozları temizleyen yağmur anlamındadır. Bu yağmur, nasıl yeryüzünü yıkayıp tozlardan temizliyorsa, Ramazan ayı da mü'minleri günahlardan öylece temizler.



Diğer bir anlamı da güneşin şiddetli hararetinden taşların yanıp kızmasıdır. Böyle kızgın yerde yürüyen kimsenin ayakları yanar, zahmet ve meşakkat çeker. Bunun gibi oruç tutan kimse de açlık ve susuzluğun hararetine katlanır, zahmet ve meşakkat çeker, içi yanar. Yâhut kızgın yer ayakları yaktığı gibi Ramazan da müminlerin günahlarını yakar, yok eder.



Her iki mânânın birleştiği nokta; oruçlunun bu ayda günâhlardan arınacak olmasıdır.



Rabbim bu ay hürmetine günahlarımızı affeylesin, rahmeti bol olan yüce Allah bizleri bağışlasın…



Ramazan Bayramı bilgileri


Oruçla, teravih namazıyla, okunan mukabeleleriyle bir Ramazan Ayını geride bıraktık. Bu kutlu ayda nefis muhasebesi yaparak dindarlığımızı yeniledik, muhtaç olan insanlara elimizi, soframızı ve gönlümüzü açarak İslam ve insan kardeşliğini tattık. İçimizdeki ibadet aşkı, insan sevgisi, fakire ve yardıma muhtaç olana el uzatma isteği her zamankinden daha coşkulu şekilde davranışlarımıza yansıdı. Şimdi de aynı his ve heyecanla Ramazan Bayramını idrak etmenin mutluluğunu yaşıyoruz.



En yakında olanın elini tutmak, onulmaz zannedilen yaraları sarmaktır bayram. Kardeş gibi, dost gibi, anne gibi, baba gibi, yar gibi kucaklaşmaktır tüm insanlarla... Gözleri yolda kalanlara ümit olmaktır bayram... Yürekleri enkaz altında bırakmadan sevgiyi tüm insanlığa paylaştırmaktır... Gönüllerin kıvrımına sevgi köprüleri kurmaktır bayram... Bir çocuğun düşlerine yağmak, bir ümidi bin ümide bölmektir bayram...



Yalnızlıklardan kurtulmak, ümidin kandillerini yakmak, gönüllerde yeni saraylar inşa etmek ümidiyle Ramazan Bayramınızın kutlu olsun…



Recep ayının başlangıcında Peygamberimizin şöyle duâ ettiği rivayetler arasında yer almaktadır:


"Ey Allah'ım! Recep ve Şabanı bize mübârek kıl, bizi Ramazana kavuştur." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/259.)



Ülkemizde, yukarıdaki beyanlar ışığında, asırlardır bir "üç aylar" geleneği oluşmuş; Ramazana hazırlık, Recep ayının girmesiyle başlar hâle gelmiştir.



Bu aylar mübârek gecelerle doludur. Recep ayının ilk Cuma gecesi, Regâip gecesi, yirmiyedinci gecesi, Mirac gecesidir. Şaban ayının onbeşinci gecesi Berat gecesi, Ramazan ayının yirmiyedinci gecesi de Kadir gecesidir.



Burada, 25 Haziran Perşembe akşamı idrak edeceğimiz Regâip gecesine de kısaca temas edelim.



Regâip, çok değerli hediye, bağış, içten gelerek ve yoğun bir şekilde arzu edilen şey anlamlarına gelen Arapça bir sözcüktür. Cenâb-ı Hakk'ın, ilâhî ihsan ve manevî hediyelerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi ve samimi kalple Allah'a yönelenlerin affedilme ümitleri dolayısıyla, Müslümanlar tarafından heyecanla beklendiği ve gönülden arzulandığı için Recep ayının ilk Cuma gecesine "Regâip Kandili" denmiştir.



Regâip Kandili, Recep ayının 27. gecesindeki Mirâc ve Şaban ayının 15. gecesindeki Berat kandillerini; Ramazan ayını, Kadir gecesini, Ramazan ve kurban bayramlarını müjdeleyen mübârek bir gecedir.



Bu geceye mahuss bir ibâdet şekli olmamakla beraber, geceyi tevbe, dua ve ibâdetle geçirmek sevap kazanmaya vesile olur.



Recep ayı içerisinde bulunan bir başka mübârek gece de Mirac gecesidir. Mirac gecesi; Allah'ın Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'i Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksâ'ya götürdüğü (Bkz. İsrâ, 1.) ve oradan da göklere yükselttiği gecedir. Mirac gecesi, Cenâb-ı Hakk'ın Hz. Peygamber'e büyük hakikatlerin ilâhî sırlarını gösterdiği, vasıtaları kaldırarak ilâhî vahye muhatap kıldığı, kendi âyetlerini ve kâinatın sırlarını seyrettirdiği, mü'minlere namazın farz kılındığı ve biz Müslümanlar için de ilâhî lütuflarla dolu olan bir gecedir.



Üç ayların ikincisi olan Şaban ayı ve onun içerisinde bulunan Berat gecesi de Müslümanlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibâdet edilmesi âdet hâlini almıştır. Bazı rivayetlerden, Hz. Peygamber'in Şaban ayına ve özellikle bu ayın onbeşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihyâ ettiğini (Tirmizî, Savm, 39; Ibn-i Mâce, İkâme, 191, Hadis No: 1389.) göz önünde bulunduran âlimler, bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevaba vesile olacağını söylemişlerdir. Ayrıca bir kısım bilginlerin, kıblenin Kudüs'teki Mescid'i Aksâ'dan, Mekke'deki Kâbe istikametine çevrilmesinin (Bkz. Bakara, 185.); Hicret'in ikinci yılında Berat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmıştır. (Geniş bilgi için bkz. DİA, V, 475-476.)



Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir gecesinin ise, dinî hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlamıyla Kur'an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı hidâyete ve mutluluğa ulaştırmak için yeryüzüne gönderilen Kur'an-ı Kerim'in bu ayda inmeye başlamasından, (Bkz. Bakara, 185.) bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin (Bkz. Kadir, 3.) bu ay içerisinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, İslâm'ın beş temelinden biri olan oruç ibâdetinin bu ayda yerine getirilmesi emredilmiştir. (Bkz. Bakara, 185.) Böylece Ramazan ayı diğer aylar içinde bir başka aydır. Sanki yeni bir hayatın başlangıcıdır. Hayatımızın kazandığı ve kazanacağı yeni boyutların filizleneceği önemli bir devredir. İnsanî ve sosyal ilişkilerimizin daha güzel bir hüviyet kazanacağı zaman dilimidir.



Ramazan ayının özellikle Müslüman Türk toplumunun dinî hayatında müstesnâ bir yeri vardır. Türk milleti, Ramazan'ı yılda bir defa gelen önemli bir misafir olarak kabul eder ve hazırlıklarını buna göre yaparlar.



Her yıl Ramazan ayı yaklaşırken neşe, hareket ve bir canlılık görülür. Toplum geleneğimizin canlı ve dipdiri görüntüsü olarak Ramazan; yıllık takvimimiz içinde hatırı sayılır bir ağırlığa sahiptir. Ramazan, aylar içerisinde sultanlıkla taltif edilen bir pâyenin sahibi olarak, kandillerle karşılanıp, bayramlarla uğurlanır. İftar, sahur, terâvih gibi ibâdet meşvesinin ötesinde mânâlar taşıyan bu merasimleriyle de sultan olmanın ayrıcalıklarını yaşar.



İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırsa kendine bir çeki düzen verir. İşte idrak edeceğimiz üç aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübârek geceler, mü'minin hayatındaki mûtad gün ve geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zaman dilimidir. Şurası bilinmelidir ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde, Allah'ın huzuruna, dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise, sevinip mutlu olacak; kötü ise, pişmanlık duyarak mahcûp olacaktır. Ancak bu mahcûbiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmaktadır:



"Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Haşr, 18.)



RAMAZAN ayı:

Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:


(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesaî]



Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:


(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek" denir.) [Nesai]



(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]



(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]



(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]



(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]



(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]



(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]



(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]







İstanbul iftar ve sahur vaktini buradan görebilirsiniz. 2016 Diyanet iftar saati öğrenmek için haberimizden faydalanabilirsiniz. Ramazan'ın yaklaşması ile tüm Müslüman alemini de heyecan sarmış durumda. Ümmet-i Muhammed ayı olan Ramazan'da iftar ve sahur vaktini öğrenmek isteyen İstanbullular haberimizdeki bilgilere bakabilirler. İşte 2016 İstanbul iftar, sahur vakti ve detaylı bilgiler.


#İstanbul
#Sahur vakti
#İftar vakti
#Diyanet İmsakiye 2016
#İstanbul sahur vakti
#İstanbul iftar vakti
8 yıl önce