|

Resimli ve kısa Cuma mesajları

Resimli ve kısa Cuma mesajlarını sizler için hazırladık. Sosyal medya üzerinde paylaşabileceğiniz en güzel ve resimli mesajlar haberimizdeki yerini aldı. Sevdiklerinizle, dostlarınızla, arkadaşlarınızla ve dua istediğiniz kişilerle resimli ve kısa Cuma mesajlarını paylaşabilirsiniz.

09:29 - 27/05/2016 Cuma
Güncelleme: 09:05 - 23/03/2022 Çarşamba
Diğer
Resimli ve Cuma mesajları
Resimli ve Cuma mesajları
Resimli ve kısa Cuma mesajları haberimizde. Sosyal medyanın gücü her geçen gün artarken vatandaşlar da bu özel günleri arkadaşlarıyla paylaşmak istiyorlar. Sizlere sunacağımız en güzel ve resimli Cuma mesajlarını sosyal medya üzerinden birçok kişiye ulaştırabilirsiniz.

Allah'ım, nerede kin varsa, oraya sevgi götürme gücünü ver bize. Allah'ım, nerede darılma varsa, oraya barış götürme gücünü ver bize. Allah'ım, nerede inkar varsa, oraya iman götürme gücünü ver bize. Hayırlı Cumalar.

Allah'ım; dilediğini veren, dilediğini de alan kudretin ile hayatımıza bereket ihsan eyle. Amin. Hayırlı, nurlu feyizli cumalar.

Şükür ki; karanlığı aşan, Cuma'ya ulaşan dualarımız var. Hayırlı Cumalar.

Allah'ım. Senden istediklerimiz ve isteyeceklerimiz için rahmet yağmurunda bizi susuz bırakma. Cumamız mübarek ve hayırlı olsun.


Mübarek Cuma günü fazilet ve üstünlüğün ümmetteki kokusudur... Müminlerin eza, hasret ve keder dolu cumalarında, varlıkların özü, sevdaların en yücesi olan Sevgili Peygamberimiz Muhammed'imizi (s.a.v) maneviyatta cumalayanlardan olabilmemiz duasıyla... Cumamız mübarek olsun…

Rahmet rüzgarıyla savrulup Cennet Bahçesin de durmak, Ehli dünyadan geçip Mevla'yı bulmak, Gönüller sultanı ile beraber olmak dileğiyle Allah(c.c) cumamızı ve ettiğimiz duaları kabul etsin inşallah .

Ey Rabbim dinimizden dolayı bizi zillete düşürmek için çaba sarf edenlere fırsatverme… Bizleri şeytana uydurma, İslamın yolundan ayırma… Hayırlı cumalar…

Öyle bir dua et ki; günahın tövbenin büyüklüğünden ağlasın…Şeytandan yaradana sığınki sefsin seni değil; sen nefsini yakasın. Hayırlı Cumalar.


Ey Rabbim! Gözlerimden sevgiyle bakan ışıkları eksik etme, hayırları görmeyi ve her yaratılanı senden dolayı sevmeyi nasip et! Amin. Hayırlı Cumalar.

YÜCE RAB'BİM..! Omuzumuzda onca GÜNAH yüküyle, sana açtık ELLERİMİZİ..! Derinden bir OF değil, yürekten bir AF diliyoruz..! -Hayırlı Nurlu Cumalar.

Bir dua gönderiyorum hepinize, sağlık, mutluluk, huzur olsun, sevdikleriniz yanınızda, dünyanız barış dolsun, Allah'ın selamı üzerinize olsun hayırlı cumalar dilerim.

Bildirdiğin ve gizlediğin tüm isimlerini ve Kur'an-ı Kerim'i, kalbimizin baharı, gönlümüzün nuru, sıkıntımızın ilacı yap Hayırlı Cumalar.

CUMA GÜNÜ OKUNACAK DUALAR VE HADİSLER

Cuma günü ikindi namazı ile güneş batmasına kadar olan zaman diliminde dua edilmesi tavsiye ediliyor.

-”La ilahe illa ente ya hannanü ya mennanü ya bedias semavati vel erdi ya zel celali vel ikram”

Cuma namazından sonra işe şu dua okunmalıdır;

-Allahümme yâ ganiyyü, yâ hamîdü, yâ mübdiü, yâ mu'îdü, yâ rahîmü, yâ vedûd. Eğninî bihalâlike an harâmike ve bifadlike ammen sivâke.

Manası : Ey Ganî, Hamîd, Mübdi, mu'îd, Rahîm, Vedûd olan Allahım. Beni halâl ettiklerinle iktifâ ettir, haramlara düşürme. Fadlınla, ihsân ederek beni Senden başkasına muhtâc etme! demektir.

Bu duaya edenleri Allahü teâlâ başkalarına muhtaç etmez ve ummadığı yerden rızıklandırır.

CUMA GÜNÜ OKUNACAK SURELER*

Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur. [Tergib]

* Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur. [Dare Kutni]

* Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir. [Taberani]

* Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın, günahları affedilir. [İsfehani]

* Cuma günü gusledenin günahları affolur. [Taberani]

* Cuma günü sabah namazından önce Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh, okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa günahları affolur. [İbni Sünni]

* Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.


*“Cuma günü sabah namazından önce, "Estagfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh" okuyanın, deniz köpüğü kadar da olsa günahları affolur.”

*Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, belâdan, kötü işlerden korur.”

* “Kim Âl-i İmrân sûresini cuma günü okursa, güneş batıncaya kadar ona Allahü teâlâ rahmet, melekler de istigfâr ederler.”

Cuma günü KEHF suresi okunur

Kehf suresi

1. El hamdü lillahillezı enzele ala abdihil kitabe ve lem yec'al lehu ıveca

2. Kayyimel li yünzira be'sen şedıdem mil ledünhü ve yübeşşiral mü'minınellezıne ya'melunes salihati enne lehüm ecran hasena

3. Makisıne fıhi ebeda

4. Ve yünzirallezıne kalüttehazellahü veleda

5. Ma lehüm bihı min ılmiv ve la li abaihim kebürat kelimeten tahrucü min efvahihim iy yekulune illa keziba

6. Fe lealleke bahıun nefseke ala asarihim il lem yü'minu bi hazel hadısi esefa

7. İnna cealna ma alel erdı zınetel leh ali neblüvehüm eyyühüm ahsenü amela

8. Ve inna le caılune ma aleyha saıydem cüruza

9. Em hasibte enne ashabel kehfi ver rakıymi kanu min ayatina aceba

10. İz evel fityetü ilel kehfi fe kalu rabbena atina mil ledünke rahmetev ve heyyi' lena min emrina raşeda

11. Fe darabna ala azanihim fil kehfi sinıne adeda

12. Sümme beasnahüm li na'leme eyyül hızbeyni ahsa lima lebisu emeda

13. Nahnü nekussu aleyke nebeehüm bil hakk innehüm fityetün amenu bi rabbihim ve zidnahüm hüda

14. Ve rabatna ala kulubihim iz kamu fe kalu rabbüna rabbüs semavati vel erdı len ned'uve min dunihı ilahel le kad kulna izen şetata

15. Haülai kavmünettehazu min dunihı aliheh lev la ye'tune aleyhim bi sültanim beyyin fe men azlemü mimmeniftera alellahi keziba

16. Ve izı'tezeltümuhüm ve ma ya'büdune illallahe fe'vu ilel kehfi yenşur leküm rabbüküm mir rahmetihı ve yüheyyi' leküm min emriküm mirfeka

17. Ve teraş şemse iza taleat tezaveru an kehfihim zatel yemıni ve iza ğarabet takriduhüm zateş şimali ve hüm fı fecvetim minh zalike min ayatillah mey yehdillahü fe hüvel mühted ve mey yudlil fe len tecide lehu veliyyem mürşida

18. Ve tahsebühüm eykazav ve hüm rukudüv ve nükallibühüm zatel yemıni ve zateş şimali ve kelbühüm basitun ziraayhi bil vesıyd levit tala'te aleyhim le velleyte minhüm firarav ve le müli''e minhüm ru''a

19. Ve kezalike beasnahüm li yetesaelu beynehüm kale kailüm minhüm kem lebistüm kalu lebisna yevmen ev ba'da yevm kalu rabbüküm a'lemü bi ma lebistüm feb'asu ehadeküm bi verikılüm hazihı ilel medıneti fel yenzur eyyüha ezka taamen fel ye'tiküm bi rizkım minhü vel yetelattaf ve la yüş'ıranne biküm ehada

20. İnnehüm iy yazheru aleyküm yercümuküm ev yüıyduküm fı milletihim ve len tüflihu izen ebeda

21. Ve kezalike a'serna aleyhim li ya'lemu enne va'dellahi hakkuv ve ennes saate la raybe fıha iz yetenazeune beynehüm emrahüm fe kalübnu aleyhim bünyana rabbühüm a'lemü bihim kalellezıne ğalebu ala emrihim le nettehızenne aleyhim mescida

22. Se yekulune selasetür rabiuhüm kelbühüm ve yekulune hamsetün sadisühüm kelbühüm racmem bil ğayb ve yekulune seb'atüv ve saminühüm kelbühüm kur rabbı a'lemü bi ıddetihim ma ya'lemühüm illa kalılün fe la tümari fıhim illa miraen zahirav ve la testefti fıhim minhüm ehada

23. Ve la tekulenne li şey'in innı faılün zalike ğada

24. İlla ey yeşaellahü vezkür rabbeke iza nesıte ve kul asa ey yehdiyeni rabbı li akrabe min haza raşeda

25. Ve lebisu fı kehfihim selase mietin sinıne vazdadu tis'a

26. Kulillahü a'lemü bima lebisu lehu ğaybüs semavati vel ard ebsır bihı ve esmı' ma lehüm min dunihı miv veliyyiv ve la yüşrikü fı hukmihı ehada

27. Vetlü ma uhıye ileyke min kitabi rabbik la mübeddile li kelimatihı ve len tecide min dunihı mültehada

28. Vasbir nefseke meallezıne yed'une rabbehüm bil ğadati vel aşiyyi yürıdune vechehu ve la ta'dü aynake anhüm türıdü zınetel hayatid dünya ve la tütı' men ağfelna kalbehu an zikrina vettebea hevahü ve kane emruhu füruta

29. Ve kulil hakku mir rabbiküm fe men şae fel yü'miv ve men şae fel yekfür inna a'tedna liz zalimıne naran ehata bihim süradikuha ve iy yesteğıysu yüğasu bi mani kel mühli yeşvil vücuh bi'seş şerab ve saet mürtefeka

30. İnnellezıne amenu ve amilus salihati inna la nüdıy'u ecra men ahsene amela


31. Ülaike lehüm cennatü adnin tecrı min tahtihimül enharu yühallevne fıha min esavira min zehebiiv ve yelbesune siyaben hudram min sündüsiv ve istebrakım müttekiıne fıha alel eraik nı'mes sevab ve hasünet mürtefeka

32. Vadrib lehüm meseler racüleyni min a'nabiv ve hafefnahüma bi nahliv ve cealna beynehüma zer'a

33. Kiltel cenneteyni atet üküleha ve lem tazlim minhü şey'ev ve feccerna hılalehüma nehara

34. Ve kane lehu semer fe kale li sahıbihı ve hüve yühaviruhu ene ekseru minke malev ve eazzü nefera

35. Ve dehale cennetehu ve hüve zalimül li nefsih kale ma ezunnü en tebıde hazihı ebeda

36. Ve ma ezunnüs saate kaimetev ve leir rudidtü ila rabbı le ecidenne hayram minha münkaleba

37. Kale lehu sahıbühu ve hüve yühavirruhu e keferte billezı halekake min türabin sümme min nutfetin sümme sevvake racüla

38. Lakinne hüvellahü rabbı ve la üşrikü bi rabbı ehada

39. Ve lev la iz dehalte cenneteke kulte ma şaellahü la kuvvete illa billah in terani ene ekalle minke malev ve veleda

40. Fe asa rabbı ey yü'tiyeni hayram min cennetike ve yursile aleyha husbanem mines semai fe tusbiha saıyden zeleka

41. Ev yusbiha maüha ğavran fe len testetıy'a lehu taleba

42. Ve ühıyta bi semerihı fe asbeha yükallibü keffeyhi ala ma enfeka fıha ve hiye haviyetün ala uruşiha ve yekulü ya leytenı lem üşrik bi rabbı ehada

43. Ve lem tekül lehu fietüy yensurunehu min dunillahi ve ma kane müntesıra

44. Hünalikel velayetü lillahil hakk hüve hayrun sevabev ve hayrun ıkba

45. Vadrib lehüm meselel hayatid dünya ke main enzelnahü mines semai fahteleta bihı nebatül erdı fe asbeha heşımen tezruhür riyah ve kanellahü ala külli şey'im muktedira

46. Elmalü vel benune zınetül hayatid dünya vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrun emela

47. Ve yevme nüseyyirul cibale ve teral erda barizetev ve hasernahüm fe lem nüğadir minhüm ehada

48. Ve uridu ala rabbike saffa le kad ci'tümuna kema halaknaküm evvele merratim bel zeamtüm ellen nec'ale leküm mev'ıda

49. Ve vüdıal kitabü fe teral mücrimıne müşfikıyne mimma fıhi ve yekulune ya veyletena mali hazel kitabi la yüğadiru sağıyratev ve la kebıraten illa ahsaha ve vecedu ma amilu hadıra ve la yazlimü rabbüke ehada

50. Ve iz kulna lil melaiketiscüdu li ademe fe secedu illa iblıs kane minel cinni fe feseka an emri rabbih e fe tettehızunehu ve züriyyetehu evliyae min dunı ve hüm leküm adüvv bi'se liz zalimıne bedela

51. Ma eşhedtühüm halkas semavati vel erdı ve la halka enfüsihim ve ma küntü müttehızel müdıllıne aduda

52. Ve yevme yekulü nadu şürakaiyellezıne zeamtüm fe deavhüm fe lem yestecıbu lehüm ve cealna beynehüm mevbika

53. Verael mücrimunen nara fe zannu ennehüm müvakıuha ve lem yecidu anha masrifa

54. Ve le kad sarrafna fı hazel kur'ani lin nasi min külli mesel ve kanel insanü eksera şey'in cedela

55. Ve ma menean nase ey yü'minu iz caehümül hüda ve yestağfiru rabbehüm illa en te'tiyehüm sünnetül evvelıne ev ye'tiyehümül azabü kubüla

56. Ve ma nürsilül mürselıne illa mübeşşirıne ve münzirın ve yücadilüllezıne keferu bil batıli li yüdhıdu bihil hakka vettehazu ayatı ve ma ünziru hüzüva

57. Ve men azlemü mimmen zükkira bi ayati rabbihı fe a'rada anha ve nesiye ma kaddemet yedah inna cealna ala kulubihim ekinneten ey yefkahuhü ve fı azanihim vakra ve in ted'uhüm ilel hüda fe ley yehtedu izen ebeda

58. Ve rabbükel ğafuru zür rahmeh lev yüahızühüm bi ma kesebu le accele lehümül azab bel lehüm mev'ıdül ley yecidu min dunihı mev'ila

59. Ve tilkel kura ehleknahüm lemma zalemu ve cealna li mehlikihim mev'ıda

60. Ve iz kale musa li fetahü la ebrahu hatta eblüğa mecmeal bahrayni ev emdıye hukuba

61. Felemma beleğa mecmea beynihima nesiya hutehüma fettehaze zebılehu fil bahri seraba

62. Felemma caveza kaleli fetahü atina ğadaena le kad lekıyna min seferina haza nesaba

63. Kale eraeyte iz eveyna iles sahrati fe innı nesıtül hute ve ma ensanıhü illeş şeytanü en ezkürah vettehaze sebılehu fil bahri aceba

64. Kale zalike ma künna nebğı fertedda ala asarihima kasasa

65. Fe veceda abdem min ıbadina ateynahü rahmetem min ındina ve allemnahü mil ledünna ılma

66. Kale lehu musa hel ettebiuke ala en tüallimeni mimma ullimte ruşda

67. Kale inneke len testetıy'a meıye sabra

68. Ve keyfe tasbiru ala ma lem tühıt bihı hubra

69. Kale setecidünı in şaellahü sabirav ve la a'sıy leke emra

70. Kale fe initteba'tenı fe la tes'elnı an şey'in hatta uhdise leke minhü zikra

71. Fentaleka hatta iza rakiba fis sefıneti harakaha kale eharakteha li tüğrika ehleha le kad ci'te şey'en imra

72. Kale e lem e kul inneke len testetıy'a meıye sabra

73. Kale la tüahıznı bima nesıtü ve la türhıknı min emrı usra

74. Fentaleka hatta iza lekıya ğulamen fe katellehu kale e katelte nefsen zekiyyetem bi ğayri nefs le kad ci'te şey'en nükra

75. Kale elem e kul leke inneke len testetıy'a meıye sabra

76. Kale in seeltüke an şey'im ba'deha fe la tüsahıbnı kad belağte mil ledünnı uzra

77. Fentaleka hatta iza eteya ehle karyetinistet'ama ehleha fe ebev ey yüdayyifuhüma fe veceda fıha cidaray yürıdü ey yenkadda fe ekameh kale lev şi'te lettehazte aleyhi ecra

78. Kale haza firaku beynı ve beynik se ünebbiüke bi te'vıli ma lem testetı' aleyhi sabra

79. Emmes sefınetü fe kanet li mesakıne ya'melune fil bahri fe eradtü en eıybeha ve kane veraehüm meliküy ye'huzü külle sefınetin ğasba

80. Ve emmel ğulamü fekane ebevahü mü'mineyni fe haşına ey yürhikahüma tuğyanev ve küfra

81. Fe eradna ey yübdilehüma rabbühüma hayram minhü zekatev ve akrabe ruhma

82. Ve emmel cidaru fe kane li ğulameyni yetımeyni fil medineti ve kane tahtehu kenzül lehüma ve kane ebuhüma saliha fe erade rabbüke ey yeblüğa eşüddehüma ve yestahrica kenzehüma rahmetem mir rabbik ve ma fealtühu an emrı zalike te'vılü ma lem testı' aleyhi sabra

83. Ve yes'eluneke an zil karneyn kul seetlu aleyküm minhü zikra

84. İnna mekkenna lehu fil erdı ve ateynahü min külli şey'in sebeba

85. Fe etbea sebeba

86. Hatta iza belağa mağribeş şemsi vecedeha tağrubü fı aynin hamietiv ve vecede ındeha kavma kulna yazel karneyni imma en tüazzibe ve imma en tettehıze fıhim husna

87. Kale emma men zaleme fe sevfe nüazzibühu sümme yüraddü ila rabbihı fe yüazzibühu azaben nükra

88. Ve emma men amene ve amile salihan fe lehu cezaenil husna ve senekulü lehu min emrina yüsra

89. Sümme etbea sebeba

90. Hatta iza belağa matliaş şemsi vecedeha tatlüu ala kavmil lem nec'al lehüm min duniha sitra

91. Kezalik ve kad ehatna bima ledeyhi hubra

92. Sümme etbea sebeba

93. Hatta iza belağa beynes seddeyni vecede min dunihima kavmel la yekadune yefkahune kavla

94. Kalu ya zel karneyni inne ye'cuce ve me'cuce müfsidune fil erdı fe hel nec'alü leke harcen ala en tec'ale beynena ve beynehüm sedda

95. Kale ma mekkennı fıhi rabbı hayrun fe eıynunı bi kuvvetin ec'al beyneküm ve beynehüm redma

96. Atuni züberal hadıd hatta iza sava beynes sadafeyni kalenfühu hatta iza cealehu naran kale atunı üfriğ aleyhi kıdra

97. Femestau ey yazheruhü ve mestetau lehu nakba

98. Kale haza rahmetüm mir rabbı fe iza cae va'dü rabbı cealehu dekka' ve kane va'dü rabbı hakka

99. Ve terakna ba'dahüm yevmeiziy yemucü fı ba'dıv ve nüfiha fis suri fe cema'nahüm cem'a

100. Ve aradna cehenneme yevmeizil lil kafirıne arda

101. Ellezıne kanet a'yünühüm fı ğıtain an zikrı ve kanu la yestetıy'une sem'a

102. E fe hasibellezıne keferu ey yettehızu ıbadı min dunı evliya' inna a'tedna cehenneme lil kafirınenüzüla

103. Kul hel nünebbiüküm bil ahserıne a'mala

104. Ellezıne dalle sa'yühüm fil hayatid dünya ve hüm yahsebune ennehüm yuhsinune sun'a

105. Ülaikellezıne keferu bi ayati rabbihim ve likaihı fe habitat a'malühüm fe la nükıymü lehüm yevmel kıyameti vezna

106. Zalike cezaühüm cehennemü bima keferu vettehazu ayatı ve rusülı hüzüve

107. İnnellezıne amenu ve amilus salihati kanet lehüm cennatül firdevsi nüzüla

108. Halidıne fıha la yebğune anha hıvela

109. Kul lev kanel bahru midadel li kelimati rabbi le nefidel bahru kable en tenfede kelimatü rabbi ve lev ci'na bi mislihı mededa

110. Kul innema ene beşerum mislüküm yuha ileyye ennema ilahüküm ilahüv vahıd fe men kane yercu likae rabbihı felya'mel amelen salihav ve la yüşrik bi ıbadeti rabbihı ehada

Kehf Suresinin Meali

Rahman Rahim Allah'ın adıyla

1- Hamd, Kitab'ı kulu üzerine indiren ve onda hiçbir çarpıklık kılmayan Allah'a aittir.

2- Dosdoğru ki, Kendi katından şiddetli bir azapla uyarıp-korkutmak ve salih amellerde bulunan mü'minlere müjde vermek için; şüphesiz onlara güzel bir ecir vardır.

3- Onlar orda ebedi olarak kalıcıdırlar.

4- "Allah çocuk edindi" diyenleri uyarıp-korkutur.

5- Bu konuda ne kendilerinin, ne atalarının hiçbir bilgisi yoktur. Ağızlarından çıkan söz ne büyük. Onlar yalandan başkasını söylemiyorlar.

6- Şimdi onlar bu söze inanmayacak olurlarsa Sen, onların peşi sıra esef ederek kendini kahredeceksin?

7- Şüphesiz Biz, yeryüzü üzerindeki şeyleri ona bir süs kıldık; onların hangisinin daha güzel davranışta bulunduğunu deneyelim diye.

8- Biz gerçekten üzerinde olanları kupkuru-çorak bir toprak yapabiliriz.

9- Sen, yoksa Kehf ve Rakim Ehlini Bizim şaşılacak ayetlerimizden mi sandın?

10- O gençler, mağaraya sığındıkları zaman, demişlerdi ki: "Rabbimiz, Katından bize bir rahmet ver ve işimizden bize doğruyu kolaylaştır.

11- Böylelikle mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk.

12- Sonra iki gruptan hangisinin kaldıkları süreyi daha iyi hesap ettiğini belirtmek için onları uyandırdık.

13- Biz sana onların haberlerini bir gerçek olarak aktarıyoruz. Gerçekten onlar Rablerine iman etmiş gençlerdi ve Biz de onların hidayetlerini artırmıştık.

14- Onların kalpleri üzerinde rabtetmiştik; Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; İlah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."

15- "Şunlar, bizim kavmimizdir; O'ndan başkasını ilahlar edindiler, onlara apaçık bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir?"

16- "Madem ki siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından kopup-ayrıldınız, o halde, mağaraya sığının da Rabbiniz size rahmetinden yaysın ve işinizden size bir yarar kolaylaştırsın."

17- Görürsün ki, güneş doğduğunda mağaralarına sağ yandan yönelir, battığında onları sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun geniş boşluğundalardı. Bu, Allah'ın ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, işte hidayet bulan odur, kimi saptırırsa onun için asla doğru-yolu gösterici bir veli bulamazsın.

18- Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.

19- Böylece, aralarında bir sorgulama yapsınlar diye onları dirilttik. İçlerinden bir sözcü dedi ki: "Ne kadar kaldınız?" Dediler ki: "Bir gün veya günün bir kısmı kadar kaldık." Dediler ki: "Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin; ancak oldukça nazik davransın ve sakın sizi kimseye sezdirmesin."

20- "Çünkü onlar üzerinize çıkıp gelirlerse, sizi taşa tutarlar veya dinlerine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtuluş bulamazsınız."

21- Böylece, Allah'ın va'dinin hak olduğunu ve gerçekten kıyametin, kendisinde şüphe bulunmadığını bilmeleri için onları buldurmuş olduk. Kendi aralarında durumlarını tartışıyorlardı, dedi ki: "Onların üstüne bir bina inşa edin, Rableri onları daha iyi bilir." Onların işine galip gelenler ise: "Üstlerine mutlaka bir mescid yapmalıyız" dediler.

22- Diyecekler ki: "Üç'tüler, onların dördüncüsü köpekleridir." Ve: "Beştiler, onların altıncısı köpekleridir" diyecekler. Bilinmeyene taş atmaktır. "Yedidirler, onların sekizincisi köpekleridir" diyecekler. De ki: "Rabbim, onların sayısını daha iyi bilir, onları pek az dışında kimse bilemez." Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma.

23- Hiçbir şey hakkında: "Ben bunu yarın mutlaka yapacağım" deme.

24- Ancak: "Allah dilerse". Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: "Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir."

25- Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar ve dokuz daha kattılar.

26- De ki: "Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gaybı O'nundur. O, ne güzel görmekte ve ne güzel işitmektedir. O'nun dışında onların bir velisi yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz."

27- Sana Rabbinin kitabından vahyedileni oku. O'nun sözlerini değiştirici yoktur ve O'nun dışında kesin olarak bir sığınacak bulamazsın.

28- Sen de sabah akşam O'nun rızasını isteyerek Rablerine dua edenlerle birlikte sabret. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini onlardan kaydırma. Kalbini Bizi zikretmekten gaflete düşürdüğümüz, kendi 'istek ve tutkularına uyan ve işinde aşırılığa gidene itaat etme.

29- Ve de ki: "Hak Rabbinizdendir; artık dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Şüphesiz Biz zalimlere bir ateş hazırlamışız, onun duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmıştır. Eğer onlar yardım isterlerse, katı bir sıvı gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardım edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir.

30- Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız.

31- Onlar; altından ırmaklar akan Adn cennetleri onlarındır, orada altın bileziklerle süslenirler, hafif ipekten ve ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler giyerler ve tahtlar üzerinde kurulup-dayanırlar. Ne güzel sevap ve ne güzel destek.

32- Onlara iki adamın örneğini ver; onlardan birine iki üzüm bağı verdik ve ikisini hurmalıklarla donattık, ikisinin arasında da ekinler bitirmiştik.

33- İki bağ da yemişlerini vermiş, ondan hiçbir şeyi noksan bırakmamış ve aralarında bir ırmak fışkırtmıştık.

34- Birinin başka ürünleri de vardı. Böylelikle onunla konuşurken arkadaşına dedi ki: “Ben, mal bakımından senden daha zenginim, insan sayısı bakımından da daha güçlüyüm.”

35- Kendi nefsinin zalimi olarak bağına girdi: "Bunun sonsuza kadar kuruyup-yok olacağını sanmıyorum" dedi.

36- "Kıyamet-saatinin kopacağını da sanmıyorum. Buna rağmen Rabbime döndürülecek olursam, şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç bulacağım."

37- Kendisiyle konuşmakta olan arkadaşı ona dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün bir adam kılanı inkar mı ettin?"

38- "Fakat, O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiç kimseyi ortak koşmam."

39- "Bağına girdiğin zaman, 'MaşaAllah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi? Eğer beni mal ve çocuk bakımından senden daha az görüyorsan."

40- "Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, üstüne gökten 'yakıp-yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir."

41- "Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp-bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."

42- Onun ürünleri kuşatılıverdi. Artık o, uğrunda harcadıklarına karşı avuçlarını oğuşturuyordu. O çardakları yıkılmış durumdaydı, kendisi de şöyle diyordu: "Keşke Rabbime hiç kimseyi ortak koşmasaydım."

43- Allah'ın dışında ona yardım edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardım edemedi.

44- İşte burada velayet hak olan Allah'a aittir. O, sevap bakımından hayırlı, sonuç bakımından hayırlıdır.

45- Onlara, dünya hayatının örneğini ver; gökten indirdiğimiz suya benzer, onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karıştı, böylece rüzgarların savurduğu çalı-çırpı oluverdi. Allah, herşeyin üzerinde güç yetirendir.

46- Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.

47- Dağları yürüteceğimiz gün, yeri çırılçıplak görürsün; onları birarada toplamışız da, içlerinden hiçbirini dışarda bırakmamışızdır.

48- Onlar senin Rabbine sıra sıra sunulmuşlardır. Andolsun, siz ilk defa yarattığımız gibi Bize gelmiş oldunuz. Hayır, Bizim size bir kavuşma-zamanı tespit etmediğimizi sanmıştınız değil mi?

49- Kitap konulmuştur; artık suçlu-günahkarların, onda olanlardan dolayı dehşetle-korkuya kapıldıklarını görürsün. Derler ki: "Eyvahlar bize, bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük bırakmayıp herşeyi sayıp-döküyor?" Yapıp-ettiklerini hazır bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye zulmetmez.

50- Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik; İblis'in dışında secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. Zalimler için ne kadar kötü bir değiştirmedir.

51- Göklerin ve yerin yaratılışında da, kendi nefislerinin yaratılışında da Ben onları şahid tutmadım. Ben, saptırıcıları yardımcı-güç de edinmedim.

52- "Benim ortaklarım sandığınız şeyleri çağırın" diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk.

53- Suçlu-günahkarlar ateşi görmüşlerdir, artık içine kendilerinin gireceklerini de anlamışlardır; ancak ondan bir kaçış yolu bulamamışlardır.

54- Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, herşeyden çok tartışmacıdır.

55- Kendilerine hidayet geldiği zaman insanları inanmaktan ve Rablerinden bağışlanma dilemelerinden alıkoyan şey, ancak evvelkilerin sünnetinin kendilerine de gelmesi veya azabın onları karşılarcasına gelmesidir.

56- Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında göndermeyiz. İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını alay konusu edindiler.

57- Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdiklerini unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde, kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.

58- Senin Rabbin rahmet sahibi bağışlayıcıdır. Eğer, kazandıklarından dolayı onları yakalasaydı, şüphesiz onlara azabı çabuklaştırırdı. Hayır, onlar için bir buluşma zamanı vardır, onun dışında asla başka bir sığınak bulamayacaklardır.

59- İşte ülkeler, zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tespit ettik.

60- Hani Musa genç yardımcısına demişti: "İki denizin birleştiği yere ulaşıncaya kadar gideceğim ya da uzun zamanlar geçireceğim."

61- Böylece ikisi, ikinin birleştiği yere ulaşınca balıklarını unutuverdiler; denizde bir akıntıya doğru kendi yolunu tuttu.

62- Geçtiklerinde genç-yardımcısına dedi ki: "Yemeğimizi getir bize, andolsun, bu yaptığımız-yolculuktan gerçekten yorulduk."

63- Dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."

64- Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

65- Derken, Katımız'dan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve tarafımızdan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.

66- Musa ona dedi ki: "Doğru yol olarak sana öğretilenden bana öğretmen için sana tabi olabilir miyim?"

67- Dedi ki: "Gerçekten sen, benimle birlikte olma sabrını göstermeye güç yetiremezsin."

68- "Özünü kavramaya kuşatıcı olamadığın şeye nasıl sabredebilirsin?"

69- "İnşaAllah, beni sabreden bulacaksın. Hiçbir işte sana karşı gelmeyeceğim" dedi.

70- Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."

71- Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu deliverdi. Dedi ki: "İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın."

72- Dedi ki: "Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?"

73- "Beni, unuttuğumdan dolayı sorgulama ve bu işimden dolayı bana zorluk çıkarma" dedi.

74- Böylece ikisi yola koyuldular. Nitekim bir çocukla karşılaştılar, o hemen tutup onu öldürüverdi. Dedi ki: "Bir cana karşılık olmaksızın, tertemiz bir canı mı öldürdün? Andolsun, sen kötü bir iş yaptın."

75- Dedi ki: "Gerçekte benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?"

76- "Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre ulaşmış olursun" dedi.

77- Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat onları konuklamaktan kaçındı. Onda yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar buldular, hemen onu inşa etti. Dedi ki: "Eğer isteseydin gerçekten buna karşılık bir ücret alabilirdin."

78- Dedi ki: "İşte bu, benimle senin aranda ayrılmamız. Sana, üzerinde sabır göstermeye güç yetiremeyeceğin bir yorumu haber vereceğim.

79- "Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı."

80- "Çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi. Bundan dolayı, onun kendilerine azgınlık ve inkar zorunu kullanmasından endişe edip-korktuk."

81- Böylece, onlara Rablerinin ondan temiz olmak bakımından daha hayırlısı, merhamet bakımından da daha yakın olanını vermesini diledik."

82- "Duvar ise, şehirde iki öksüz çocuğundu, altında onlara ait bir define vardı; babaları salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çağına erişsinler ve kendi definelerini çıkarsınlar; Rabbinden bir rahmettir. Bunları ben, kendi işim olarak yapmadım. İşte, senin sabır göstermeye güç yetiremediğin şeylerin yorumu."

83- Sana Zu'l-Karneyn hakkında sorarlar. De ki: "Size, ondan 'öğüt ve hatırlatma olarak' vereceğim.

84- Gerçekten, Biz ona yeryüzünde sapasağlam bir iktidar verdik ve ona herşeyden bir yol verdik.

85- O da, bir yol tuttu.

86- Sonunda güneşin battığı yere kadar ulaştı ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanında bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, ya azaba uğratırsın veya içlerinde güzelliği edinirsin."

87- Dedi ki: "Kim zulmederse biz onu azaplandıracağız, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülmemiş bir azapla azaplandırır."

88- Kim iman eder ve salih amellerde bulunursa, onun için güzel bir karşılık vardır. Ona buyruğumuzdan kolay olanını söyleyeceğiz."

89- Sonra bir yol tuttu.

90- Sonunda güneşin doğduğu yere kadar ulaştı ve onu, kendileri için bir siper kılmadığımız bir kavim üzerine doğmakta iken buldu.

91- İşte böyle, onun yanında "özü kapsayan bilgi olduğunu" Biz büsbütün kuşatmıştık.

92- Sonra bir yol tuttu.

93- İki seddin arasına kadar ulaştı, onların önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu.

94- Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"

95- Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sağlam bir iktidarla yerleşik kıldığı, daha hayırlıdır. Madem öyle, bana güçle yardım edin de, sizinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım."

96- "Bana demir kütleleri getirin", iki dağın arası eşit düzeye gelince, "Körükleyin" dedi. Onu ateş haline getirinceye kadar, dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmiş bakır dökeyim."

97- Böylelikle, ne onu aşabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler.

98- Dedi ki: "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va'di geldiği zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va'di haktır."

99- Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü birarada toparlamışız.

100- Ve o gün, cehennemi, inkar edenlere tam bir sunuşla sunmuşuz.

101- Ki onlar, Beni zikretmede gözleri bir perde içindeydi. Dinlemeye katlanamazlardı.

102- İnkar edenler, Beni bırakıp kullarımı veliler edindiklerini mi sandılar? Gerçekten Biz cehennemi kafirler için bir durak olarak hazırlamışız.

103- De ki: "Davranış bakımından en çok hüsrana uğrayacak olanları size haber vereyim mi?"

104- "Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar."

105- İşte onlar, Rablerinin ayetlerini ve O'na kavuşmayı inkar edenlerdir. Artık onların yapıp-ettikleri boşa çıkmıştır, kıyamet gününde onlar için bir tartı tutmayacağız.

106- İşte, inkar etmeleri, ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir.

107- İman edip salih amellerde bulunanlar... Firdevs cennetleri onlar için bir 'konaklama yeridir.'

108- Onda ebedi olarak kalıcıdırlar, ondan ayrılmak istemezler.

109- De ki: "Rabbimin sözleri için deniz mürekkep olsa ve yardım için bir benzerini dahi getirsek, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, elbette deniz tükeniverirdi.

110- De ki: "Şüphesiz ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beşerim; yalnızca bana sizin İlahınızın tek bir İlah olduğu vahyolunuyor. Kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, artık salih bir amelde bulunsun ve Rabbine ibadette hiç kimseyi ortak tutmasın."

Resimli ve kısa Cuma mesajlarını sizler için hazırladık. Sosyal medya üzerinde paylaşabileceğiniz en güzel ve resimli mesajlar haberimizdeki yerini aldı. Sevdiklerinizle, dostlarınızla, arkadaşlarınızla ve dua istediğiniz kişilerle resimli ve kısa Cuma mesajlarını paylaşabilirsiniz.
#Cuma mesajları
#Resimli Cuma mesajları
#Kısa Cuma mesajları
8 yıl önce