Rabia Z Londra ve New York Moda haftalarında tesettür defilesi yapan ilk modacı. Düzenlediği defileler zaman zaman 'çok renkli' gerekçesiyle Müslüman camiadan eleştiri de almış. Bu yüzden tasarımlarını yaparken çok hasssas davrandığını söylüyor. Türk kadınlarıyla geçtiğimiz hafta İstanbul'da buluşan Rabia Z ile tesettür modasının yurt dışardaki algısını konuştuk.
Çok küçük yaşlardan başlıyor. Amerika'da uzun yıllar yaşadım ve dini inancımdan dolayı mağazalarda satılandan kıyafetleri giyemiyordum. Kendimi yansıtabileceğim, aradığım konforu bana sunan alternatifleri belirli bir estetik algı çerçevesinde bulamadığımdan dolayı kendi kendime çözüm geliştirmemin bir tasarım yapmaya karar verdim. Böylece 2002 yılında Amerika'da moda serüvenim başladı.
Tesettür moda algısı yoktu ilk yıllarda. Endonezya, Malezya, Pakistan ve Hindistan gibi ülkelerin giydiği geleneksel ve etnik kıyafetler hakimdi. Modern giyim üzerine çalışılmamıştı. Ben modern tesettür giyimi üzerine yoğunlaştım. Böyle bir konsepti oluşturmak zaman aldı. Öncelikle internet sitesiyle başladım. 2006'da bir moda markası oluşturmaya karar verdim ve tüm dünyada bu defilelerde boy göstermeye başladım. RabiaZ markası bu şekilde doğdu. Müslüman kadınların güçlü ve baskı altında olmadığını gösterdim.
Pozitif ve negatif geri dönüşler oldu. Sadece ana akım moda sektöründen değil, aynı zamanda Müslüman modacılardan da tepkiler aldım. Bu tepkileri ilk olmama bağlıyorum. Miami Fashion Week, New Yorke Fashion Week'te yaptığım defile sonrasında tepkiler çok iyiydi. Müslümanların moda anlayışına hayran kalmışlardı. Müslüman modasında çok renkli kıyafetler diye eleştirenler de oldu. Eğer öncüyseniz işiniz zor çünkü çünkü tesettür hassas bir nokta. Bu sebeple adım atarken duyarlı olmaya çok dikkat ediyorum.
Ortam sürekli değişiyor. Çok tasarımcı var. Bence biraz daha batı takip ediliyor artık. Dar ve kısa kıyafetler görebiliyoruz. Şuanda tesettür giyimde çok iyi bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü çok uzun yoldan geldik. Yeni bu işe başlayanlar için artık biraz daha kolay.
Batı'daki Müslümanlar tesettür markası olmayan dünyaca ünlü markalara yöneliyor. Bulduklarını üzerinden kombin yapıyorlar. Ama doğuda daha fazla seçenek var. Kat kat giyinmeden daha uzun ve rahat kıyafetler tercih ediyoruz. Bu doğu ülkelerinin bu sebeple daha örtülü oldukları anlamına da geliyor.
Kabul ettiler. Bugün Rabia Z büyük bir grupla çalışıyor. Ana akım modayla çalışan bir grupla ortaklık yaptım. Dünya çapında 75 tane bayilik isteği var.
Popüler olması biraz zaman aldı. Tanınması Rauters'ın sektörle ilgili yayınladığı rapor sayesinde oldu. Böyle bir endüstrinin varlığı kabul edilmiş oldu. Talep ve ihtiyaç var. Bahsettiğim raporlarda çıkan rakamlar 488 milyar dolar büyüklüğünde. Markalar Dubai'ye gelip ve tesettürlü kıyafetleri içeren moda şovu yapıyor. Bütün moda dünyasının gözü körfez bölgesinde ve Arap kadınını giydiriyor.
Güçlü, modern zamanların yaşayan ve bugün yaşayan, hem kariyer yapan hem de anne. Kendinden emin ve güçlü bir kadın. En önemli konu kendini tanımak. İnanış, beden ve ruhun farkında olduğunuz zaman kendinize neyin yakıştığını, hangi kıyafet içinde rahat edeceğinizi zaten biliyorsunuz. Moda ve herkes yapıyor diye içinde rahat hissetmediğiniz kıyafetleri giymenin ve sıradanlaşmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.
Dürüst olmak gerekirse Türk kadınının bu anlamda daha yenilikçi olması gerektiğini düşünüyorum. Genel olarak tarzlar birbirine çok benziyor. Daha özgün olunabileceğini hissediyorum. Dünya modasını takip ediyor Türk kadını ve güncel ama bunun yanında çeşitli dokunuşlarla biraz fark yaratmak gerekiyor. Farklı uçlarda giyiniyorsunuz. Muhafazakâr olanlar pardösü ve manto giyiyor. Moda algılarını daha çok eşarplarıyla vurguluyorlar. Daha modern kıyafetler tercih etmediklerini biliyorum. Ama değişiyor, genç dinamik kendini ifade etmeyi seven kızlar var. Gençler anneleri gibi gözükmek istemiyorlar kendi tarzlarını yakalama peşindeler. Zevkler farklı.
