|

Sular altında kalan minyatür Osmanlı

Tuna nehri üzerindeki küçük bir ada, sınırlarımızdan çok uzakta olmasına rağmen Lozan Antlaşması’na kadar Türk bayrağı taşıyordu. Adeta minyatür bir Osmanlı görüntüsü çizen, tüm nüfusu Türk olan Adakale’nin, 1967’de baraj yapımı için sular altında kalmasıyla sona eren hikayesi kitaplaştı.

Yeni Şafak
04:00 - 5/07/2015 Pazar
Güncelleme: 23:34 - 4/07/2015 Cumartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

Sınırlarımız dışında sahip olduğumuz toprak parçası deyince aklımıza Süleyman Şah Türbesi gelir. Ancak Tuna nehri üzerinde küçük bir ada olan Adakale de sınırlarımızdan çok uzakta olmasına rağmen Lozan Antlaşması'na kadar bizim toprağımızdı. Araştırmacı yazar H. Yıldırım Ağanoğlu, Osmanlı Arşivleri'nde yaptığı 3 yıllık çalışmanın sonucunda yayınladığı “Tuna Nehrinde Bir Yitik Vatan Adakale” kitabında bu ilginç adanın hikâyesini anlatıyor. Adakale, ilk olarak 1390 yılında Osmanlı topraklarına katılıyor. 1402 yılında Sırbistan'a geçen ada bu tarihten sonra defalarca kazanılıp kaybediliyor. En son ada 1690 yılında yeniden Osmanlı topraklarına katıldığında üzerinde Avusturyalılarca yapılmış bir kale var. Yazar Yıldırım Ağanoğlu, ada üzerindeki sivil nüfusun bu kaleye 1793'ten itibaren yerleştirilen asker, subay ailelerinden zaman içinde oluştuğunu, özel bir iskan politikası uygulanmadığını söylüyor. Burada evleri dükkanlarıyla Tuna nehri üzerinde adeta minyatür bir Osmanlı şehri kuruluyor. Adakale'nin asıl ilginç hikayesi burada başlıyor. Osmanlı 1877- 78 Osmanlı Rus savaşında Tuna nehri kıyısındaki tüm topraklarını kaybediyor. Ancak yapılan Berlin Antlaşması'na Adakale'nin dahil edilmesi unutulunca ada yine Osmanlı toprağı olarak kalmaya devam ediyor. Ağanoğlu, “Adakale Tuna nehri üzerinde 1200 metre uzunluğunda 400 metre genişliğinde küçücük bir ada. Ancak 1878'de Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Romanya, Sırbistan ve Osmanlı'nın, yani tam dört ülkenin birleştiği noktada bulunuyordu” diyor.



UZAKLIK SORUN OLUYORDU


1878'den sonra Avusturya Macaristan adada askeri işgal yapıyor. Hukuki olarak Osmanlı'nın hakkını tanıyor ama strateji gereği kendi askerlerini yerleştiriyor. Osmanlı ise adaya bir nahiye müdürü ve iki jandarma göndermeye devam ediyor. Balkan harbi sonrası Osmanlı Balkanlardaki bütün topraklarını kaybedip, Edirne'ye kadar çekiliyor ve işler daha da zorlaşıyor. Yine de Osmanlı 1913'e kadar adaya bazı temel ihtiyaç maddelerini gönderiyor. Ağanoğlu fakire fukaraya yardım konusunda son derece gayretli olan 2. Abdülhamit'in adaya yardımlarının resmi yazışmalarda sıkça görüldüğünü ifade ediyor. Belki de tarihte ilk defa bir nahiye Hariciye Nezareti'ne (Dışişleri Bakanlığı) bağlı olarak yönetiliyordu Osmanlı adaya bir emir göndereceği zaman önce Viyana sefaretine gönderiyor oradan Tuna nehrine giden gemilerle adaya gönderiliyordu.







İLK TURİSTİK BELDEMİZ


Adakale, geçimini turizmle sağlıyordu. Ağanoğlu, “Ada belki de Osmanlı'nın turizmle geçinen ilk beldesi. Tuna nehri Avusturya'dan, Macaristan'dan, Sırbistan'dan geçerek Karadeniz'e dökülüyor. Burada turist vapurları işliyor. Turistler çok uzak olan Osmanlı'ya gitmek yerine adeta bir tiyatro dekoru gibi, küçük bir Türkiye beldesi olan Adakale'ye geliyor. Türk kahvesi, lokumu, şekerlemeleri alıp, nargile içiyorlar. Halk ada meyvalarından reçel yapıp turistlere satıyor” diyor. 1913'te yapılan bir nüfus sayımına göre adada 637 kişi yaşıyor ve bunların tamamı Türk. Ada 1. Dünya Savaşı sonrası Lozan Antlaşması'nda Romanya'ya veriliyor. 1967 yılında ise baraj yapımı sonucu sular altında kalıyor.Nüfusun büyük kısmı Türkiye'ye, bir kısmı ise Romanya'ya göçüyor. Halen Adada yaşayan yaklaşık 100 kişi hayattadır. Ama herkesin çocuklarına gösterecekleri bir vatanı varken, onlar bu imkandan yoksun ve de bu yüzden daima hüzünlüdürler…







Ela gözlü buğday tenli


Kitapta yer verilen arşiv belgeleri hem dönemin Adakalesi hem de Osmanlı toplumu hakkında fikir veriyor. Adanın turistik bölge olması nedeniyle çok sayıda fotoğrafı var. Bu fotoğraflardan yaşayanlara bakıldığında zenciden beyaz tenliye, kara gözlüden mavi gözlüye çok değişik insan tipleri var. Kitapta yer alan Adakale nüfus defteri 1913 yılında yapılmış sayım sonuçlarını gösteriyor. Defter demografik açıdan, ailelerin kaç çocuğu olduğu, hangi isimlerin kullanıldığı, hangi mesleklerin yapıldığı gibi bilgilerin yanı sıra, boyları, göz renkleri fiziksel tarifler de içeriyor. Defterdeki bilgilere göre Adakale halkının yüzde 62'si buğday, yüzde 19 beyaz, yüzde 19'u esmer tenliyken yüzde 88'i orta boylu, yüzde 82'si ise ela gözlü idi.





#Adakale
#Osmanlı toplumu
#Tuna nehri
9 yıl önce