|

Başbakan Erdoğan: Bunun hesabını verecekler!

AK Parti Kayseri mitinginde konuşan Başbakan Erdoğan, “Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir” dedi.

Aa
00:00 - 21/08/2010 السبت
Güncelleme: 17:30 - 21/08/2010 السبت
Yeni Şafak
Başbakan Erdoğan: Bunun hesabını verecekler!
Başbakan Erdoğan: Bunun hesabını verecekler!

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya otrduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir' dedi.

Erdoğan, partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenelenen mitingde konuştu.

'Hayır cephesinde kimler bir arada' diye soran Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

'CHP, MHP, BDP, Türkiye Kominist Partisi, İşçi Partisi, Yarsav hepsi bir arada, bu cephede başka destek kıtası olarak kimler var? Kandil dağı var. Bu oylamaya katılmayacağız diyen kimler? hayır cephesi, bunlar sizinle iş birliği halinde. Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. AK Parti Hükümeti olarak bugüne kadar terör örgütüyle hiç bir zaman masaya oturmadık hiç bir zaman da oturmayacağız.'


-'BU İFTİRAYI ATANLARA SÖYLÜYORUM: BU İDDİANIZI İSPATLAYIN”-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye seslenerek, 'Bu iftirayı atanlara söylüyorum, ey Kılıçdaroğlu, ey Bahçeli bizim masaya oturduğumuzu söylüyorsanız, bu iddianızı ispatla siz mükellefsiniz siz. Hukukta bir kaide var, müddei, yani iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer bu iddianızı ispatlayamazsanız müfterisiniz' dedi.

Partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye seslenirken, 'Eğer bu iddianızı ispatlayamazsanız müfterisiniz, daha ileri bir ifade kullanmıyorum, çünkü terbiyem buna müsaade etmez' diye konuştu.

Vatandaşlara 'Ne demek istediğimi anlıyorsunuz' diyen Erdoğan, 'Sizlerden uyanık olmanızı özellikle rica ediyorum. Bu millet, bu ülke üzerinde oynanan kirli oyunlara karşı uyanık olmanızı rica ediyorum' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle konuştu:

'Terör örgütü ve uzantıları silahla yapamadıklarını fitne ile yapma peşindeler. Mecliste milletin iradesinin gereğini yerine getirip oy kullanmaya elleri varmayanlar, şimdi teröristin fitnesine dört elle sarılmak suretiyle terör örgütü Kandilden ses veriyor, sufle veriyor, bunlar meydanlarda CHP, MHP, BDP toplantı salonlarında aynı doğrultuda nutuk atıyorlar. Terör örgütü Kandilden konuşuyor, CHP, MHP, BDP Ankara'da onun hoparlörü oluyor.'


-“KAYMAK TABAKA BUNLAR KAYMAK TABAKA'-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu toprakları aşağılayan, bu toprağın insanını hor gören, Anadolu'ya, Trakya'ya kem gözle bakan, haddini de hududunu da bilmeyendir. Bunlar on yıllardır suyun başını tutmuşlar, bunlar suyun başında oturmuş oradan ahkam kesmişler' dedi.

Başbakan Erdoğan, Kayseri'de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, ramazanın tarihin, bilimin, sanayinin, ticaretin ve kardeşliğin şehri Kayseri'ye, tüm millete ve insanlığa, huzur ile kardeşlik getirmesi dileğinde bulundu.

'Siz bizleri her zaman bağrınıza bastınız, bizi hiçbir zaman yalnız koymadınız, demokrasiden taviz vermediniz. Demokratik parlamenter sistem içinde güçlü sesinizi her zaman artırarak devam ettirdiniz' diyen Erdoğan, 'Şundan emin olunuz, sizin emanetiniz emin ellerde. Hiç şüpheniz olmasın, biz sizin emanetinizi kutsal bildik. Bu kutsal emanete hep sahip çıktık. O emaneti Allah'ın izniyle bugüne kadar yere düşürmedik, bundan sonra da asla düşürmeyeceğiz' şeklinde konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:

'Merhum Menderes yola çıkarken ne dedi, 'Yeter söz milletin' dedi. Buna biz de bir şey ilave ettik, ne diyoruz 'Yeter karar da milletindir' diyoruz. Merhum Menderes bu yola yüreğini, bedenini koydu. Aynı şekilde biz de bu yola canımızı koyduk, yüreğimizi koyduk, biz de onlar gibi haykırdık, haykırıyoruz. 'Yeter artık dedik yeter'... Bu ülkede çetelere 'Yeter' diyen iktidar AK Parti iktidarı oldu. Milletin iradesini gasp eden hırsızlara 'Yeter' dedik. Milletin hazinesini hortumlayanlara 'Yeter' dedik. Ülkeye ufuk çizemeyen siyasete 'Yeter' dedik. Milletle aynı dili konuşamayan zihniyete 'Yeter' dedik. Benim milletime 'göbeğini kaşıyan adamlar', 'bidon kafalılar' diyenlere 'yeter' dedik. Millete tepeden bakanlara, bu aziz milleti hor görenlere 'yeter' dedik.

Bu topraklardan Mimar Sinan yetişti, Gevher Nesibe Sultan yetişti, Melik Gazi yetişti, Dadaloğlu yetişti, Ahi Evran yetişti. Bu toprakları aşağılayan, bu toprağın insanını hor gören, Anadolu'ya, Trakya'ya kem gözle bakan, haddini de hududunu da bilmeyendir. Bunlar on yıllardır suyun başını tutmuşlar, bunlar suyun başında oturmuş oradan ahkam kesmişler. Bunlar millete tepeden bakmışlar. Kaymak tabaka bunlar kaymak tabaka...

Ama şimdi sarsılmaya başladılar. Artık Anadolu sermayesi de geliyor, bunu görmeye başladılar. Ve bunlar açlık bilmezler, bunlar susuzluk bilmezler. Bunlar yokluk nedir yoksulluk nedir bilmezler. Yolu olmayan köyden bunların haberi olmaz. Susuz tarlaları bunlar bilmezler. Bu milletin on yıllardır yaşadığı acıyı sağır sultanlar duyar. Ama bunlar duymazlar. Bunlar milletin iradesine güvenmezler. Demokrasiye de inanmazlar. Ne güzel söylemiş Necip Fazıl Kısakürek, 'Allah'ın on pulunu bekleyedursun on kul/Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul/Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa/Yaşasın kefenimin kefili karaborsa.'


-'BİZ BU KİRLİ OYUNU BOZDUK'-

Sözlerine, 'İşte biz bu kirli oyunu bozduk, işte biz bu kaymak tabakanın saltanatına son verdik. İşte biz milletimin yetkisini, milletimin yetkisiyle millete tepeden bakanlara 'dur' dedik' diyerek devam eden Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek'in şiirinden 'Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak/Haykırsam kollarımı makas gibi açarak' mısralarını okudu. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'İşte şimdi millet kollarını makas gibi açıyor ve bu makas gibi açılan kollar birbiriyle bütünleşiyor. Şimdi böyle bir dönemdeyiz. Şimdi söz millette. Şimdi karar millette. Şimdi yetki de mühür de millette. Ne dediler; 'Siz cumhurbaşkanı seçemezsiniz' dediler. Öyle mi? Dediler mi? 367 garabetini önümüze bahane olarak sürdüler. Merhum Özal onunla seçilmişti, Demirel onunla seçilmişti, Sezer onunla seçilmişti, o zaman oldu da Sayın Gül'e gelince niye olmadı? Neler yaşandığını hatırlayın o günlerde... 'Peki' dedik 'öyle mi, hadi o zaman millete'. Bunlar milletin vekillerini tehdit ettiler. Odaları göz hapsine aldılar. Mecliste vekiller üzerinde baskı kurdular.'

Bu sırada Başbakan Erdoğan'a üzerinde 'evet' yazan kasket takıldı ve alandakiler 'Kayseri seninle gurur duyuyor' şeklindeki slogan attı.

Sözlerine, 'Madem öyle buyurun seçime dedik. Son sözü millet söylesin dedik. Millet ne dedi, gür bir sesle 'AK Parti' dedi, 'demokrasi' dedi. 'Milli irade', 'adalet' dedi 'adalet'.' diye devam eden Erdoğan, şunları söyledi:

'(Bu ülkenin kızları baş örtüleriyle üniversitelere girsin) dedik. Eğitim özgürlüğü, özgürlükler, hak ya hukuk ya ve MHP ile el birliği yaptık. Burada önemli bir şey var şimdi, bu sizler için de çok önemli. Ve arkadaşlarımız MHP yönetimiyle, grubuyla görüşmeler yaptılar. 'Tamam' dediler, güzel... Ve hakikaten orada bir el birliği yaptık, işbirliği yaptık ve birlikte 411 oyla baş örtüsü özgürlüğünü, eğitim özgürlüğünü parlamentodan geçirdik. Öyle mi? Geçti. Peki hemen bunun arkasından CHP ne yaptı? Şimdi CHP'nin genel başkanı çıkmış meydanlarda 'başörtü meselesini ben çözerim' diyor. Şimdi Kayseri'den sesleniyoruz, inanıyor musunuz?'

Meydandakilerin 'Hayır' karşılığını vermesi üzerine Erdoğan, 'İşte hayır bu' karşılığını verdi.


-'KAYITLARIM, HER ŞEYİM ORTADA'-

CHP'den dürüst olmasını isteyen Erdoğan, şunları kaydetti:

'Şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu gittiği her yerde bol keseden atıyor, ama dürüstçe atışlar değil. Ne gelirse aklından atıyor. Özün sözün bir olsun. Bir diyor ki 'Ben Horasan'dan geldim'. Ya nereden gelirsen gel ama doğrusu söyle. 'Tunceli Nazımiyedenim' de. Söyle, niye gizliyorsun, kimliğinde neyse onu söyle. İlla benim de nereden gelip gelmediğimi araştırmanın anlamı yok. Kayıtlarım, her şeyim ortada. İlla bunun için de bir şey uydurmama da gerek yok. Boyumla posumla da uğraşma. 1.85... Buna da gerek yok.

Ve bundan da rahatsız oluyor. Değerli kardeşlerim ne yaptılar hemen bu konuyu aldılar Anayasa Mahkemesi'ne götürdüler. Sayın Kılıçdaroğlu altında senin de imzan var mı? Herhalde o zaman da CHP'liydin değil mi? Bir yanlışlık yok. İmzayı attın, şimdi hangi yüzle çıkıp da benim milletimin karşısına 'bu sorunu ben çözerim' diyorsun. Ayıptır ayıp. Dürüst ol dürüst. Bu memleketin ortak bir meselesi bu özgürlük, eğitim özgürlüğü. Benim başörtülü bacım, kızım niçin rahatlıkla bu ülkenin üniversitelerinde okuyamasın. Ondan sonra sıkılmadan çıkıyorsunuz, 'Herkes başbakan değil ki kızlarını şurada burada okutsun?' Ne yapacaktık, sana mı bu noktada güvenecektik, sana mı inanacaktık. Bu mücadele de er veya geç neticeye ulaşacak.'


-“BUNUN HESABINI HER YERDE VERECEKLER'-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,'Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar, bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslendi.

AK Parti hükümetlerinin 'hiçbir terör örgütüyle masaya oturmayacağını, müzakere, anlaşma yapmayacağını' ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

'(Terör örgütüyle mücadele edeceğiz) dedik. CHP, hiçbir zaman terörle mücadelede yanımızda yer almadı. Şimdi bir yalan daha uydurdular. Terör örgütünün liderlerinden bir tanesi çıkıyor, bir şey söylüyor. CHP'nin, MHP'nin genel başkanı da onların yandaşları da ona inanıyor, gelip de bu ülkenin Başbakanının, bir partinin genel başkanının söylediğine inanmıyor.

Parlamento içinde bunların terör örgütü olarak ne olduğunu anlatan liderlerden bir tanesi de ben oldum. Bakın şimdi de hayır cephesinde kimler bir arada CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV hepsi bir arada. Bu cephede başka destek kıtaları olarak kimler var? Kandil Dağı var. 'Oylamaya katılmayacağız' diyenler kimler? Hayır cephesi. Bizim dört kez bunlarla (terör örgütü) bir araya oturduğumuzu söyleme şerefsizliğini yapanlar bu alçakça iftirada bulunanlar, bunun hesabını her yerde vereceklerdir. Bugüne kadar AK Parti iktidarı olarak terör örgütüyle hiçbir zaman masaya oturmadık, oturmayacağız da. Bizim felsefemizde, anlayışımızda böyle bir şey olamaz. Kendileri aynaya baksınlar. Terörist başını MHP, DSP, ANAP'a kim teslim etti? Onu idam etmeme sözünü kim verdi? Sayın Bahçeli, DSP, ANAP verdi.'

DSP, MHP, ANAP iktidarı döneminde Başbakan Bülent Ecevit'in, terör örgütü liderini neden idam edemediklerini açıkladıktan sonra Devlet Bahçeli'nin bir gazetecinin 'neden idam etmediniz' şeklindeki bir soruya 'Sayın Başbakan gerekli açıklamaları yaptı, benim söyleyecek bir şeyim yok' cevabını verdiğini belirten Başbakan Erdoğan, bu toplantıya ilişkin görüntülerin de geçen günlerde bir televizyon kanalında tekrar yayınlandığını söyledi.


-'AK PARTİ'NİN SİYASETİNİ TERÖR ÖRGÜTLERİ BELİRLEYEMEZ'-

Başbakan Erdoğan, terör örgütünün yol kesip, vatandaşları tehdit ederek, 'hayır' oyu verilmesi yönünde propaganda yaptığını, CHP, MHP ve BDP'nin de meydanlarda terör örgütü ile aynı sloganı tekrarladığını ifade ederek, şöyle konuştu:

'Terör örgütü ve uzantıları silahla yapamadıklarını fitne ile yapma peşindeler. Meclis'te milletin iradesinin gereğini yerine getirip, oy kullanmaya elleri varmayanlar, şimdi teröristin fitnesine 4 elle sarılmak suretiyle... Terör örgütü Kandil'den ses veriyor, sufle veriyor bunlar meydanlarda... CHP, MHP, BDP toplantı salonlarında aynı doğrultuda nutuk atıyorlar. Terör örgütü Kandil'den konuşuyor, CHP, MHP, BDP Ankara'da onun hopörleri oluyor.

Silivri'deki iddianamelerde kimlerin kimlerle işbirliği tuttuğunu görüyorsunuz, Dörtyol'daki alçakça saldırıda kimlerin kimlerle işbirliği yaptığını gördünüz değil mi? Halk oylaması sürecinde kimlerin kimlerle işbirliği yaptığını gördünüz. Benim milletim bu oyuna gelmeyecek. Buradan bir kez daha açık açık söylüyorum, AK Parti, AK Parti hükümeti hiçbir terör örgütüyle masaya oturmaz, müzakere, anlaşma yapmaz. AK Parti'nin siyasetini terör örgütleri asla ve asla belirleyemez. AK Parti'nin rotasını asla ve asla çeteler belirleyemez, çizemez. AK Parti'nin rotasını millet çizmiştir millet.'


-'TERÖR ÖRGÜTLERİNİN AVUKATI OLMADIK'-

Başbakan Erdoğan, 12 Eylül 2010 Pazar günü halk oylamasında 'darbe anayasası ile millet anayasasının oylanacağını' ifade ederek, şöyle devam etti:

'Şunu bilin Tayyip Erdoğan'ın başında olduğu hiçbir hükümet terör örgütüyle masaya oturmamıştır, oturmayacaktır. Biz bugüne kadar ne aldatan olduk ne de aldanan olduk. Terör örgütlerinin avukatı olmadık, ama CHP Silivri'de avukatlık yapmaya devam ediyor. Biz milletin avukatı olduk. Karanlık senaryoları deşifre edeceğiz dedik, deşifre de ettik. Rahatsız oldular. Kirli tezgahları bozacağız dedik, tedirgin oldular. Hukukta kapalı devre, kast sistemini görüyorsunuz. Hukuku, adaleti nasıl birilerinin arka bahçesi haline getirdiklerini görüyorsunuz. Şimdi hukuk milletin ön bahçesi oluyor, kast sistemi, kapalı devre sistemi son buluyor. Bunu hazmedemiyorlar, artık milletin dediği olacak, bunu hazmedemiyorlar.

Başbakan Erdoğan, son Milli Güvenlik Kurulu toplantısından 'terörizmle mücadelenin amansız şekilde devam edeceği' yönünde çok önemli bir karar çıktığını da anımsatarak, 'Bizim bundan taviz vermemiz mümkün değil, sonuna kadar mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu mücadelenin sadece silahlı mücadele olarak devamını savunmadık. Silah bırakması gereken terör örgütüdür. Çünkü güvenlik güçleri elindeki silahıyla asayişi sağlar, teröre karşı can ve mal güvenliği sağlar. Burada herhangi bir oyuna gelmemizi kimse bizden beklemesin' diye konuştu.


-'BU KİRLİ OYUNLARA KARŞI UYANIK OLMANIZI RİCA EDİYORUM'-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu millet, bu ülke üzerinde oynanan kirli oyunlara karşı uyanık olmanızı sizlerden rica ediyorum' dedi

Partisince Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuşan Erdoğan, vatandaşlara, ülke üzerinde oynanan oyunlara karşı uyanık olmaları ricasında bulundu. Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Bakınız son günlerde bir edepsizlik daha yapıyorlar. Bana uluslararası bazı üniversiteler fahri doktora unvanları verdi. Bu fahri doktora veren üniversitelerin arasında kiliselere ait üniversiteler de var.

Şimdi kiliselere ait dünyadaki bu üniversiteler bana fahri doktora unvanı verdi diye utanmadan, terbiyesizce bu fotoğrafları dağıtmanın gayreti içine giriyorlar. Yani sen şimdi kalkıp dünyadaki kilise üniversitelerini yok mu farz edeceksin? Hristiyan Batı üniversiteleri, cübbelerini kalkarlar bu tür şeylerde bize verirler, giydirirler. Bunu kendileri için bir medet diye umuyorlar, ayıptır. Bu kadar düştüler bunlar. Bunlarda seviye kaybı var seviyeleri yok ki. Üstadın diliyle konuşacağım ama, yer müsait değil. Çünkü seviyesizlik de bir seviye. Onun için bunu da söylemiyorum. Bu kirli tezfahlara karşı vatandaşlarımın uyanık olmasını özellikle rica ediyorum.'

CHP'nin, referanduma sunulan anayasa paketindeki, Anayasa Mahkemesi ve HSYK ile ilgili hükümler dışındakilere destek vereceğini ilan etiğini, daha sonra da Anayasa Mahkemesine başvurduğunu hatırlatan Erdoğan, Yüksek Mahkemenin ufak bir değişiklikle bunu onayladığını hatırlattı.

Erdoğan, 'Şimdi ne oldu size? Hani destekleyecektiniz, niye desteklemiyorsunuz? Dürüst değiller dürüst. Anayasa Mahkemesi halinden memnun. Ne oldu? Bir inat uğruna hayır kampanyası devam ediyor' diye konuştu.

CHP ve MHP'ye oy verenlerin bu tutarsızlıkları görüp halk oylamasında 'evet' demesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, 'Bu bir AK Parti projesi değildir, bu şahsımın projesi değildir, bu bir millet projesidir. Ya darbe anayasası, ya millet projesi' şeklinde konuştu.

Anayasa paketindeki düzenlemelere de değinen Erdoğan, kadın haklarının anayasal güvenceye kavuşacağını, kadınların her alanda daha imtiyazlı olacağını, çocuk istismarının önüne daha güçlü şekilde geçileceğini, yaşlılarla özürlülerin önemli haklara kavuşacaklarını, şehitlerin dul ve yetimlerine, gazilere daha güçlü şekilde sahip çıkılacağını söyledi.

Bu düzenlemelerle aynı zamanda işçilerin artık birden fazla sendikaya üye olabileceklerini, sendikal hakların güçleneceğini, grevin önündeki engellerin kalkacağını, memurların toplu iş sözleşmesi hakkına sahip olacaklarını, emeklilerin de bundan yararlanacaklarını, kamu denetçiliği kurumunun geleceğini, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı geleceğini, yurt dışına çıkış üzerindeki kısıtlamaların kaldırılacağını, ordudan atılan askerlerle yargıdan atılan hakim ve savcılar için yargı yolunun açılacağını, fişlemeye son verileceğini, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısının değişeceğini, gelişmiş ülkelerdeki yapıya kavuşacağını ifade eden Erdoğan, 'Niye istemiyorlar bunu? Çünkü kast sistemleri çöküyor, CHP'nin arka bahçesi çöküyor. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlüğüne geçişe evet mi?' diye konuştu.

Ulaşım, tarım, sağlık, eğitim, adalet alanlarında hükümetin hizmetlerini anlatan Erdoğan, 'Yalnız bir şeyi öğreneyim: İstediğiniz hastaneye gidiyorsunuz değil mi, ilaçlarınızı istediğiniz eczaneden alıyorsunuz değil mi?' diye sordu.

'Evet' yanıtını alan Başbakan Erdoğan, 'Sizin gadanızı alayım, gadanızı. Bunları her yerde anlatın, bilsinler, çünkü Bay Kemal bilmez, Bahçeli de bilmez. Çünkü onların böyle bir derdi, sıkıntısı yok. Bunları anlatmak lazım' şeklinde konuştu.


-'BALKONLARI TÜRK BAYRAĞI VE 'EVET'LERLE DONATIN'-

Başbakan Erdoğan, 12 Eylül'ün Türkiye için bir milat olması temennisinde bulunarak, 'Gelin hep birlikte yepyeni bembeyaz bir sayfa açalım. Şunu unutmayın her 'evet' demokrasiye davettir, her 'evet' adalete davettir, her 'evet' özgürlüğe davettir, hukuka davettir' dedi.

TBMM'de 14 gün 14 gece çalışarak anayasa değişiklik paketini çıkardıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, 'Muhalefet ise kaçtı. Dediler ki 'Başbakan işi bıraktı geldi, buraya oturdu'. Nereye oturacaktım? O iş değil mi? Anayasa değişikliği yapıyoruz en önemli iş. Bunlar yan gelip yatmaya alışmışlar, biz gece gündüz çalıştık. Sizin bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Söz sizde, karar sizde, mühür de sizde' değerlendirmesinde bulundu.

Referanduma kalan 22 gün boyunca vatandaşlardan balkonlarını Türk bayrakları ve 'evet'lerle donatmasını isteyen Başbakan Erdoğan, 'Çünkü bizim sevdamız millet, kararımız evet' diye konuştu.

Erdoğan daha sonra miting alanında toplanan vatandaşlara 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedirtti.

Pakistan'daki sel felaketinde mağdur olanlar için Başbakanlık'ın büyük bir kampanya başlattığını belirten Erdoğan, Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığı, TSK, Sağlık Bakanlığı, sivil toplum örgütlerinin bölgedeki durumun düzeltilmesi için çaba harcadığını söyledi.

Başbakanlık olarak Pakistan'a ilk etapta 10 milyon TL çıkardıklarını, Kızılay'ın 2 bin uzman personelinin bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin C-130 tipi nakliye uçağı, Sağlık Bakanlığının 2 saha hastanesi gönderdiğini anlattı.

Vatandaşlardan kampanyaya hem nakdi, hem ayni destek sağlamalarını isteyen Erdoğan, çalışmaları orada görmek için Pakistan'ı ziyaret etmeyi düşündüğünü kaydetti.


-ERKİLET HAVAALANI'NIN İÇ HATLAR TERMİNALİNİ HİZMETE AÇTI-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kayseri'de Erkilet Havaalanı'nın yapımı tamamlanan iç hatlar terminalini törenle hizmete açtı.

Başbakan Erdoğan, açılış töreninde yaptığı konuşmada, Kayseri'ye dünya standartlarında dizayn edilmiş bir iç hatlar terminali kazandırıldığını belirterek, eski iç hatlar binasının bir yılda 600 bin yolcu kapasitesine sahip olduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:

'İktidarımız döneminde hızla kalkınan Kayseri'nin yolcu trafiğine eski bina cevap veremez hale gelmişti. Kayseri'de bizim dönemimizde yolcu trafiğinde yüzde 222 artış meydana geldi. 2002 yılında 242 bin 134 olan yolcu sayısı, geçen yıl sonu itibarıyla 778 bin 669'a ulaştı. Bu nedenle yeni bir iç hatlar binası yaptırmak gerekti. Yeni binamızı 13 milyon lira harcayarak yaptırdık. Yeni terminal yılda 3 milyon yolcu kapasiteli olarak düzenlendi.'

Erdoğan, iktidarları döneminde karayollarını çok yönlü hale getirdiklerini, Kayseri'nin daha önce toplam 79 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunun, şimdi 348 kilometreye çıktığını ifade etti.

Başbakan Erdoğan, havayolu taşımacılığını da geliştirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

'Eskiden sadece THY vardı. Şimdi 6 tane firma taşıma yapıyor, 7 merkezden 45 noktaya uçuş yapılıyor. 2002'de yılda 8 milyon 729 bin olan iç hatlar yolcu sayımız, 2009 yılı sonunda 42 milyon 227 bine ulaştı. Dış hatlardaki yolcu sayısı da 25 milyon 54 binden 44 milyon 281 bine yükseldi. Demiryolunu da geliştiriyoruz, hızlı treni biz getirdik. Yeni köprüler, tüp geçitler yapıyoruz. Biz bu millete sevdalıyız.'

Ulaştırma Bakanı Binalı Yıldırım da Türkiye'de havayolu, karayolu, demiryolu taşımacılığında büyük gelişmelerin olduğunu, atıl duran havaalanlarının yeniden hizmete açıldığını, duble yolların sayısının her geçen gün arttığını, yeni havaalanlarının hizmete girdiğini anlattı.

Erkilet Havaalanı'nın iç hatlar terminal binasının açılış törenine, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, milletvekilleri, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve diğer davetliler katıldı.


٪d سنوات قبل