Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü Profesörü Claudia Kemfert, AB zirvesinde enerji alanında belirlenen hedeflerin yeterince iddialı olmadığını ve üye ülkeler açısından bağlayıcılığının bulunmadığını bildirdi.
AB liderleri tarafından Brüksel'de dün gerçekleştirilen zirvede karbondioksit emisyonunun 2030'a kadar yüzde 40 azaltılması ve yenilenebilir enerji payının yüzde 27'ye çıkarılması konularında uzlaşmaya varıldı.
AB Türkiye Delegasyonu'ndan yapılan açıklamada, "Türkiye''nin de bu hedefleri yakından takip edip, kendi mevzuatına uyarlaması gerekir" değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, Türkiye'nin aday ülke olduğu için bu değişiklikleri takip etmesinin dışında, entegre olmak için de aynı standart ve kuralları kendi mevzuatında hayata geçirmesi gerektiği belirtildi.
Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü Profesörü Claudia Kemfert, zirvede alınan kararların yeterince iddialı olmadığını ve üye ülkeler açısından bağlayıcılığının bulunmadığını savundu.
Kemfert, "2030'a kadar yüzde 27 yenilenebilir enerji hedefi sadece bir gösterge olmakla birlikte, her ülke hangi yenilenebilir hedefini uygulamak istediğine de kendisi karar verir" dedi.
Berlin'deki Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Enerji Profesörü Volker Quaschning de hedeflerin, çevreyi korumak açısından yetersiz kalacağını belirterek, "Hedefler, Asya şirketleriyle kıyasıya rekabete tutuşan AB'nin yenilenebilirenerji sektörünü hırslandırmak için de yeterince güçlü değil" dedi.
Avrupa Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso, alınan kararlardan memnun olduklarını, yeni hedeflerin AB'nin küresel ısınmaya karşı verdiği mücadeleyi de olumlu etkileyeceğini öne sürmüş, "Karar oybirliğiyle alındı ve Avrupa Konseyi'nin de bu iddialı karar konusunda tam desteği arkamızda" demişti.
Alınan kararla birlikte AB, gelecek yıl Paris'te toplanacak BM İklim Değişikliği Konferansı öncesinde elini güçlendirerek, ABD ve Çin başta olmak üzere diğer katılımcıları bağlayıcı hedefler belirlemeye zorlamayı hedefliyor.
