|

'Yargı siyasallaşmadı, siyasete soyundu'

Aa
00:00 - 3/04/2010 السبت
Güncelleme: 13:15 - 3/04/2010 السبت
Yeni Şafak
'Yargı siyasallaşmadı, siyasete soyundu'
'Yargı siyasallaşmadı, siyasete soyundu'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yargının siyasallaşmadığını, siyasete soyunduğunu belirterek, 'Bu işi bu kadar seviyorsan cübbeni çıkar gel, siyaset meydanına çık. Nasıl olsa bu Anayasa değişikliğine karşı çıkan partiler var, onlardan birine katılırsın, onlarla birlikte bu mücadeleyi meydanda sürdürürsün. Şu anda zaten iyot gibi de açığa çıktınız, kendinizi gizleyecek bir yeriniz de kalmadı' dedi. 

Başbakan Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 19. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, milletin daha ileri demokrasi, çağdaş hukuk sistemi, kanun devleti değil, hukuk devleti iradesine ipotek konulmamasını, seçtiği temsilcilerinin önünün kesilmemesini istediğini söyledi. 

Bu bilinçle hareket ettiklerini, Anayasa değişikliğinin de bunu getirdiğini belirten Erdoğan, 'Ama çok enteresan, yargı şu anda feryat ediyor. Bakıyorsunuz ki bizden çok siyasetçi olmuşlar. Hani yargı siyasallaşmıştı? Yargı siyasallaşmadı, yargı siyasete soyundu. Şu anda fark bu... Bakıyorsunuz gayet rahat bir şekilde siyasete müdahale edip, şunu da söyleyebiliyorlar; vatandaşlara çağrı yapıp 'Sakın bu Anayasa değişikliğini desteklemeyin', parlamentoya çağrı yapıp 'Sakın bu Anayasa değişikliğini desteklemeyin'... Bir yargı mensubu böyle bir çağrı yapabilir mi? Bu işi bu kadar seviyorsan cübbeni çıkar gel siyaset meydanına çık. Bu iş böyle yapılır. Nasıl olsa bu Anayasa değişikliğine karşı çıkan partiler var, onlardan birine katılırsın, onlarla birlikte bu mücadeleyi meydanda sürdürürsün. Şu anda zaten iyot gibi de açığa çıktınız, kendinizi gizleyecek bir yeriniz de kalmadı. Siyasi arenada olanların yaptıkları açıklamalarla sizin açıklamalarınız birebir, kelimesi kelimesine örtüşüyor. Kendinizi artık gizleyemezsiniz. Artık bu kadarına da pes...' 

Erdoğan, hiçbir AB üyesi ülkesinde yargı kurumlarının Türkiye'deki gibi oluşmadığını ifade ederek, Avrupa ülkelerinde HSYK, Yargıtay, Danıştay ve Anayasa Mahkemesi atamalarının parlamento, senato, meclis, başkan, başbakan ve bakanlar kurulunca atandığını anlattı. 

Başbakan Erdoğan, 'Buyursunlar bize aksini iddia etsinler. Amerika'da başkan atama yapıyor ama bizde böyle bir şey var mı? Bizde buna tahammül bile edemiyorlar, adının duyulmasını istemiyorlar. En sonunda lütfettiler dediler ki 'Adalet Bakanı kalsın ama müsteşar çıksın'... Ne kadar güzel bir teklif. Şimdi bir de pazarlığa oturacağız. Biz burada millet adına varız. Biz bu konuyu milletle konuştuk ve yine milletle konuşacağız.'


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin komşularına sırtını dönemeyeceğini belirterek, 'Bu ülkenin yönü batıya döndü ama bu ülke, tarihi, kültürü, medeniyetiyle doğunun ayrılmaz bir parçasıdır' dedi. 

Başbakan Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) Haliç Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 19. Olağan Genel Kurul Toplantısında yaptığı konuşmada, 5 Mayısta 20. kuruluş yıl dönümünü kutlayacak MÜSİAD'a nice başarılı yıllar diledi. 

Zor şartlar altında kurulan MÜSİAD'ın nasıl kurulduğunu iyi bilenlerden birisi olduğunu belirten Erdoğan, MÜSİAD'ın, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik yapısının en çalkantılı olduğu dönemlerde, umudundan ve heyecanından hiç taviz vermeden gelişmeyi, kalkınmayı, diyaloğu, iş birliğini ve güç birliğini savunduğunu söyledi. 

Erdoğan, 1990-2002 yılları arasında yoğun siyasi ve ekonomik krizler karşısında MÜSİAD Başkanı'nın şevkini bir nebze olsun eksiltmediğini ifade ederek,  MÜSİAD'ın Türkiye'nin potansiyeline ve dinamizmine inandığını ve iki bini aşkın üyesiyle Türkiye'nin önemli bir sivil toplum örgütü konumuna yükseltiğini anlattı. 

Türkiye'de iş dünyasının da MÜSİAD'a inandığını, güvendiğini ve destek verdiğini belirten Erdoğan, 'Şunu tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum. MÜSİAD, her zaman sınırları zorlayan bir örgüt oldu. Anadolu'nun, Trakya'nın bereketine inandı. Türkiye'nin İstanbul ve Ankara'dan ibaret olmadığına, ülkenin her yerinde ve köşesinde potansiyel olduğunu gördü ve bunu en doğru ve güzel şekilde değerlendirdi' diye konuştu. 

MÜSİAD ve üyelerinin devlete ve kamu kaynaklarına sırtını dayamadan, teşviklere ve kredilere bel bağlamadan, kendi yağıyla kavrulmanın ne demek olduğunu Türkiye'ye gösterdiğini ifade eden Erdoğan, 'Türkiye'nin büyümesine, kalkınmasına, ilerlemesine verdiği katkılardan dolayı, el emeğinizden, göz nurunuzdan dolayı sizlere gönülden teşekkür ediyorum' dedi. 

Başbakan Erdoğan, 7,5 yıllık iktidarları boyunca Türkiye'ye aşk ve sevda ile hizmet etmenin gayreti içinde olduklarını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

'7,5 yıllık süreçte Türkiye'nin her bir ilini, ilçesini, köyünü ve hatta mezrasını Ankara'ya yakınlaştırmak, kaynaştırmak ve bütünleştirmek en önemli gayelerimizden biri oldu. Bunu da büyük oranda başardık. Dün Ankara'nın yanı başındaki Kırıkkale dahi Ankara'ya binlerce kilometre uzaktayken bugün Kırıkkale, Çankırı, Kayseri, Konya, Edirne ve Iğdır da Ankara'nın yanı başındadır, Ankara'ya eşit mesafededir. Sizler bunun acısını uzun yıllar yaşadınız. Ankara'ya giden yolların nasıl kapalı kaldığını, Ankara'nın kapılarının nasıl yüzlerinize kapandığını geçmişte ziyadesiyle yaşadınız. Ankara'nın kapıları sizlere kapansa da siz umudunuzu, heyecanınızı, Türkiye aşk ve sevdanızı kaybetmediniz. Yüzününe kapanan kapılara, hantal bürokrasiye, ekonomik krizlere rağmen Konya, Kayseri, Denizli, Çorum, Gaziantep gibi Anadolu kaplanlarını sizler kendi ellerinizle yetiştirdiniz. Sizin alın teriniz, bozkırda açan çiçek gibi Anadolu'yu baştan başa umuda yeşertti.'

Yaşanan acı tecrübelerden ders alarak, bugün Türkiye'nin 81 ilini eş zamanlı, eşit ve adil olarak kalkındırmanın, Türkiye ve dünya ile entegre olmanın mücadelesini verdiklerini vurgulayan Erdoğan, 'Sizlerden aldığımız ilhamla, iş adamlarımızın öncü girişimiyle Türkiye'yi bir dünya ülkesi, dünyanın güçlü, itibarlı bir ülkesi haline getirmek için yoğun girişimlerimiz oldu' diye konuştu.

'Nerede iş adamımız, işçimiz, vatandaşımız, soydaşımız varsa devletimizin bütün imkanlarıyla bizler de orada olduk' diyen Erdoğan, tarihin ve coğrafyanın kendilerine yüklediği sorumluluklar bulunduğunu kaydetti. 


'7,5 YILDA 23 ÜLKEYLE VİZELERİ KALDIRDIK'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti: 

'Biz komşularımıza sırtımızı dönemeyiz. Biz Asya'ya, Afrika'ya sırtımızı dönemeyiz, oralara bigane kalamayız, oralara mesafeli duramayız. Bu ülkenin yönü batıya döndü ama bu ülke, tarihi, kültürü, medeniyetiyle Doğu'nun ayrılmaz bir parçasıdır. 

Önceki hafta Libya'nın Sirte kentinde yapılan Arap Ligi 22. Zirvesi'nde yaptığım konuşmadaki şu ifademi burada tekrar etmek istiyorum. İstanbul'un kaderi Sirte'nin kaderinden, Trablus'un, Kahire'nin, Şam'ın, Bağdat'ın, Sanan'ın, Mekke ile Medine'nin ve elbette Kudus'ün ve Gazze'nin kaderinden ayrı değil. Bu sadece benim hissiyatım değil. Bu MÜSİAD'ın da Türkiye'nin de aziz milletimizin de hissiyatıdır. Allah aşkına soruyorum, yıllarca Şam ile İstanbul, Beyrut ile Adana, Amman ile Ankara, Trablus ile İzmir birbirinden uzak tutuldu. Bundan kim kazandı? Araya mayınlar döşendi. Pasaportlara vize zorunluluğu getirildi. Bundan kim kazandı? Binlerce kilometre uzakta olan ülkeler bu ülkelerde cirit atarken bize sırtımız dönmemiz tavsiye edildi. Suni gerilimler üretilerek, bu kardeşlik coğrafyası bloklara ayrıldı.'

Erdoğan, bu anlamsız mesafeleri ortadan kaldırmak için girişimler başlattıklarını, son 7,5 yılda 23 ülke ile vizeleri kaldırdıklarını belirterek, 'Şu anda kardeşler birbirleriyle kucaklaşıyor, şu anda gönüller hasret gideriyor, şu anda bin yıllık kardeşlikler yeniden güç kazanıyor' dedi. 

Dış politikada asla dar görüşlü olmadıklarına dikkati çeken Erdoğan, görüş alanlarının çevre ve bölgeden ibaret olmadığını söyledi. 

AB ile katılım müzakerelerini kararlılıkla yürüttüklerini belirten Erdoğan, 'Oradan önümüze ne engel çıkarırlarsa çıkarsınlar, işi ne kadar yokuşa sürerlerse sürsünler, biz ülkemizi ve kurumlarımızı evrensel ve modern standartlara ulaştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz' dedi. 


'KIZILAY, HAİTİ'YE YARDIM GÖTÜREN İLK KURULUŞ'

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, 48 yıl aradan sonra 192 üyenin 151'nin oyunu alarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine üye olduğunu anımsatarak, 61 yıl aradan sonra ilk kez bir Türk milletvekilinin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığına seçildiğini, Türkiye'nin İspanya ile 'Medeniyetler İttifakı' gibi yüzyılın projesi sayılabilecek bir projede eş başkanlık yaptığını anlattı. 

Erdoğan, önceki gün Türk Kızılayının genel kuruluna katıldığını anımsatarak, şöyle konuştu: 

'Buradan Haiti aralıksız giderseniz uçakla 20 saat sürüyor. Buna rağmen Türk Kızılıyı Haiti'de yardım dağıtmaya başlayan ilk uluslararası kuruluş olma unvanı kazandı. Sadece Gazze'de, Sudan'da, Kerkük'te, Telafer'de değil, Şili'de de Haiti'de de Sri Lanka'da da Endonezya'da da Türk Kızılayı var. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı aynı şekilde dünyanın dört bir yanına Türkiye'nin barış mesajlarını taşıyor. İş adamlarımız sadece ticaret yapmıyorlar, aynı zamanda bölge halkları arasındaki gönül bağlarını güçlendiriyorlar. Kalpten kalbe yollar döşüyorlar. 

Yunus Emre Enstitüsü ile birçok ülkede ve bölgede Türkçe öğretmeye başladık. TRT, TRT Türk ve TRT AVAZ ile dünyaya sesleniyoruz, yarın da TRT, Arap dünyasına Arapça seslenmeye başlıyor. Belli bir kıta ve bölge ile değil, dünyanın tamamıyla ilgiliyiz. Eğer siz onların dilini yakalayamazsanız, onların dili ile onlara hitap etmezseniz, onlar sizi nereden tanıyacaklar, nereden bilecekler? Yıllar yılı bu ayrım yapıldı. Eğer siz insanlara anlayacakları dilde konuşmazsanız onlar sizi anlayamazlar. Onun için 'insanlara akıllarının alacağı şekilde hitap ediniz' ilkesinden hareketle bunları yakalayacağız.'

٪d سنوات قبل