AYM Başkanı Haşim Kılıç, Askeri Yargıtay'ın 100'üncü kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen 'Uluslararası Askeri Yargı Sempozyumu'nun açılışının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, AYM'nin Twitter ile ilgili kararı için 'Karara saygı duymuyorum' sözleri için, 'Mahkeme bir karar vermiştir ve bu kararın sonucunda da bu tür duygusal bir takım refleksler olabilir. Biz bunları anlayışla karşılıyoruz. Bu konuda çok fazla değerlendirilmesi gereken bir durum yok' dedi.
Twitter konusunda iç hukuk yolları tüketilmeden AYM'nin bireysel başvuruyu değerlendirdiğine ilişkin eleştirilerin anımsatılması üzerine de Kılıç, Anayasa'ya göre, Yüksek Mahkeme'ye başvuru yapılmadan önce bütün hukuksal yolların tüketilmesi gerektiğini ancak bazı özel durumlarda gerek AYM gerek AİHM'nin bu sürecin bitmesini beklemeyebileceğini, bunun da normal olduğunu ifade etti. Kılıç, 'O nedenle ifade özgürlüğünü, haber alma özgürlüğünü ve haber verme özgürlüğünü de ilgilendiren böyle bir konuda, böyle bir durumda AYM telafisi imkansız zararların doğmasını engellemek için şüphesiz bu konuda, kanun yolları tüketilmeden böyle bir uygulama yapabilir' dedi. Kılıç, Youtube için başvuru olursa değerlendireceklerini de söyledi.
Yerel seçimlerden sonra il ve ilçe seçim kurulları ile YSK'ya itirazlar yapıldığının, buralardan sonuç alınamaması durumunda Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunulacağına dair açıklamalar olduğunun belirtilmesi üzerine Kılıç, başvuru olması durumunda gerekli çalışmanın yapılacağını dile getirdi. Kılıç, 'Benim o kurumun başkanı olarak bugünden 'şöyle bir karar verilir, böyle bir karar verilir' şeklinde bir değerlendirme yapmam doğru da değil, mümkün de değil. Arkadaşlarımız bu konuda gereği neyse yerine getirecektir' değerlendirmesinde bulundu. '(YSK kararının üzerine karar yetkimiz yok) diyor musunuz' sorusuna da Kılıç, 'Başvuru olduğunda bunu mahkememiz ve heyetimiz değerlendirecektir' yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için adaylar arasında kendisinin de adının geçtiği anımsatılan Kılıç, net bir yanıt vermekten kaçınarak, 'Bu olaylar tamamen benim dışımda benim haberim olmadan yapılan değerlendirmelerdir. Ben şu anda Anayasa Mahkemesi Başkanıyım ve bu görevimi yürütüyorum' diye konuştu.
Kılıç, Twitter kararının 'gayri milli' olduğu yönündeki eleştirilere de şu yanıtı verdi:
'Eğer ulusal yasalarımızla uluslararası anlaşma ve sözleşmelerdeki hükümler arasında bir çatışma olursa, evrensel hukukun ilkelerini uygulama gayreti içinde olan bir kurumuz. Ben, verilen kararların hiçbir zaman milliyetinin, dininin, mezhebinin olmadığı kanaatindeyim. Kararları böyle değerlendiremezsiniz. Bu kararlar evrensel kararlardır. Şüphesiz ki bu görüşleri ileri sürenler ifade özgürlüklerini kullanmışlardır, ben onları saygıyla karşılıyorum.'
Anayasa Hukukçusu Osman Can ise Anayasa'nın ve 6216 Sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kanunun hükümlerinin çok açık olduğunu belirterek, 'YSK ile ilgili bir başvuru gelirse Anayasa Mahkemesi bunu reddeder' dedi. Anayasa Mahkemesinin, bütün yargı alanlarında görülmekte olan davalar sonuçlandığında temel hak ihlali ile ilgili müracaatların son yeri olduğunu ifade eden Osman Can, 'Bireysel başvuru özel bir yere konulmuştur. Normal mahkemelerin gözettiği şekilde çalışamazsınız. İstisnai ve ikinci düzeyde bir değerlendirme yapar. Anayasa Mahkemesi'nin yetkileri önemlidir ama çok sınırlıdır. Bu özellik yargı denetiminde dışında bıraktığı bir konuya bakma yetkisi vermez. O zaman; HSYK'nın meslekten çıkarma dışındaki kararları da yargı denetimi dışındadır yine Cumhurbaşkanının sorumsuz olduğu konulardaki kararları da yargı denetimi dışındadır ve bu kararlara karşı AYM'ye gidilemez' dedi.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, AYM'nin bütün mahkemelerin yerini alacak bir pozisyona düşmemesi gerektiğinin aksi halde kendisinin de bu yükün altından kalkamayacağının altını çizdi. YSK'nın kararları aleyhine hiçbir merciye başvurulamayacağının bir Anayasa hükmü olduğunu vurgulayan Türk, 'Seçim ile ilgili bütün itirazlar YSK'da değerlendirilir. Üyeleri Yargıtay ve Danıştay'dan seçilen YSK aslında bir yargı mercidir. AYM kendisini bütün mahkemelerin yerini alarak bir üst denetim organı olamaz. Hak ihlali diye kendisini bütün yargı organlarının üstü gibi göremez' dedi. Türk, bireysel başvurunun sonuçlarının ilgili organ tarafından verilmiş bir kararı düzeltme anlamı taşımadığını belirterek, 'AYM, seçimlerle ilgili bir hak ihlali var mı? Kamu eliyle bir ihlal söz konusu mu ancak ona bakabilir. Hak ihlali olsa dahi 'seçim yenilensin' diye bir karar veremez' dedi. Twitter kararının da çelişkilerle dolu olduğunu belirten Türk, 'Bu bir idari karar, idari yargının alması gereken bir karar varken böyle bir karar vermesi doğru değil' diye konuştu.
Karadeniz Teknik Ünivesitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez, AYM'nin bireysel başvuruları kabul ederken bir ilke kararı alması gerektiğini söyledi. Yüksek Mahkemeye 'seçilme hakkının ihlali' iddiasıyla ilgili bir başvuru yapılabileceğini ifade eden Hakyemez, 'AYM, seçilme hakkını ihlal eden bir karara bakabilir. YSK'nın kararları ile ilgili bir başvuruyu değerlendiremez' dedi. Twitter erişimi ile AYM'nin verdiği kararı da eleştiren Hakyemez, 'Yüksek Mahkeme bir ilke belirlemek zorunda. Twitter erişimi ile igili başvuruyu ele aldı ve ivedi işler arasında saydı. Benzer durumlarda adil yargılama ve başka iddialarda da iç hukuk yolları tüketilmeden yapılan başvuruları ele almaya kalkarsa bunun altından kalkamaz. Elbette ki bir hak ihlali olduğunda AYM'ye başvurulması gerekir. Ancak iç hukuk yollarının tüketilmesi, ivedi işler gibi konularda prensip kararı alması gerekir' dedi.
