|

Kadınların bayramı

Ramazan ayının son günlerinde bayram telaşını yaşarken herkesin kendine ait bayramı olduğunun farkına varıyoruz. Kimileri memleketine giderek kimileri ise evinde misafir ağırlayarak geçiriyor bayram günlerini... Nihayet Dergi bayram sofralarının telaşına düşen annelerimizin ve kardeşlerimizin bayram heyecanını okurları ile paylaştı.

Yeni Şafak
09:00 - 25/06/2017 Pazar
Güncelleme: 10:52 - 25/06/2017 Pazar
Nihayet Dergi
Kadınların bayramı
Kadınların bayramı
Meryem Erdoğan / 52 yaşında, İstanbul

Bizim evde babaanne var, yaklaşık otuz yıldır beraberiz. Kayınvalidem Firdevs Hanım şimdi çok düşkünleşti. Yaşı yüzün üzerinde, genelde bütün akrabalar, babaanneyi görmek için bize gelirler. Onu bayramlar ve onun gönlünü alırlar. Ev babaannenin duasını almaya çalışanlarla dolar taşar. Biz bayram öncesi büyük bir hazırlık yaparız. Büyük tencerelerde sarmalar, tepsi tepsi baklavalar, börekler… Yetmediği yerde sipariş ederiz. Gelen eş dost ikramlarla ağırlanır. Babaanne o günlerde daha bir gençleşir. Herkes çok mutlu olur. Bir yandan da manevi olarak günahlarımızdan arındığımız için mutlu oluruz. Namazlarımızda başka bir huzur duyarız. Bizde bayram bu şekilde geçer.

İki çocuğum var. Oğlumu nişanladığım sene dünürlerimle geçirdiğim ilk bayramın heyecanı benim için unutulmaz. Gelinim, ailesi, tüm sevdiklerimle beraber geçen harika bir bayram günüydü.

Yaşadığım en farklı bayram ise kayınvalidemi bütün rahatsızlıklarına ve ihtiyarlığına rağmen Rize'ye büyüdüğü topraklara götürdüğümüz bayramdır. Biz de beraber gitmiştik. Kendisi panik atak olduğundan uçaktan korkuyordu. İlaç verip sakinleştirdik. Onca yaşına ve ağrılarına rağmen çok mutlu olmuştu. İyileşmişti. Oradaki bayram hem hüzünlü hem de çok güzeldi. Gidenlere, artık olmayanlara (kayınvalidemin akranlarının çoğunu öte âleme uğurladık) hüzünlendik. Kalanlarla güzel bir bayram idrak ettik.

Havva İnce / 35, Beypazarı

Bayramda sabah namazından önce kalkar hazırlıklara başlarım. Muhakkak Kâbe'den yayın yapan bir televizyon kanalını açarım. Eşimin, oğlumu namaza yolcularım. Kızlarımla evi düzenler toparlarım. Eşim gelince bayram başlamış olur. Elini öperim. O da beni alnımdan öper. Sonra çocuklarla hep beraber bayramlaşırız. Kahvaltımızı yapar, güzel ve temiz elbiseler giyinir, çok yakın olan büyüklerimizin evine gideriz. Onları bayramlarız. Dualarını alırız. Gelen misafirleriyle ilgileniriz. Ben fazla mutfaktan ayrılamam. Kahveler, çaylar şerbetler, börekler sarmalar… Dolular gider, boşlar gelir.

Büyük evladım henüz doğmamıştı. Ramazan umresine gitmiştik. Kâbe'de umrecilerle bayramlaşmıştık. Çok feyizli, çok güzel bir bayramdı. En güzeli bayramlaşmak için Efendimiz'in kabrine gitmemizdi. Ravza'da Peygamberimiz'le bayramlaşmak çok duygulu bir hadiseydi.

Ayşe Karabulut / 55 yaşında, Muğla

“Bayram sabahı çeşmelerden zemzem akar” derdi nineciğim. İlk işim abdest alıp su içmek olur. Ve birkaç kabı suyla doldururum. Eşimi namaza yolcularım. Evin dışarısına çıkar, bütün evin etrafını Ayete'l-Kürsî okuyarak dolanır, çörekotu serperim. Nineciğimden duymuştum, zincirlerinden salınan şeytanlar evimizden içeri giremesin diye. Eşim namaz dönüşü muhakkak yanında misafirleriyle gelir. İsmail Dede ile oğlu ve torunları. Onlara hemen sofra kurarım. Gözleri görmeyen İsmail Dede çok düşkün birisidir. Eşim ona bir gün önceden hediyeler hazırlar. Her bayram sabahı değişmez alışkanlığımızdır. Yoksullarla yemek yemek, onları razı etmek. Belki bu yolla Allah bizden razı olur diye. Onları yolcu etmeden gelen ziyaretçilerimiz olur. Biri gider, diğeri gelir. Bir ara kendi büyüklerimize bayram için ziyarete gideriz. Ailemiz büyüdü biz yaşlandık. Artık gelen gidenlerimizle daha yoğun bayramlar geçiriyoruz. Bence bayramlar daha ziyade maneviyatla geçmeli. Yemenin içmenin değil affedilmenin kutlanması gerekir.

Bir bayramda hastanede, kayınvalidemin başındaydık. Bayram insana koşulsuz bir sevinç veriyor. Ama hasta olmak, refakatçi olmak çok zor. Her bayram hastalara dua ederim. Bir seferinde de hac için Mekke'de idik. O bayram deve kesebilmiştik. Deve etinin tadına bakmak nasip olmuştu. Kurutarak Türkiye'de merak edenlere de getirmiştik. Hâlâ unutmam maneviyat dolu bir bayramdı.

Nurhan Bulut / 42 yaşında, Aydın

Bayram güzel elbiseler giyinmek, güler yüzle geçirilen günler, büyüklerle küçüklerle beraber mutlu olmak, anne ve babalarımızı memnun etmek demek. Çok hüzünlü bir bayramdı diyeceğim bir bayram yaşamıştım. İlk evladımı bilmediğimiz bir gıda alerjisi sebebiyle aniden kaybettik (Bakladan zehirlenmiş). Ellerimizden uçtu gitti. Bayrama çok az kala Muhammet Yusuf'un ölümü herkesi üzmüştü. Sülalemizde yasla dolu geçen bir bayramdı. Ne güzel giyinmenin, ne güzel yemekler hazırlamanın ne de ziyaretlerin tadı yoktu. Hâlâ her bayram o burukluk gelir kapımı yoklar. Ama yine Allah insanın içine bir teselli ve sevinç veriyor.

Ondan sonra bütün bayramlarımız yeni bir rutin kazandı. Bayramda mezarlığa gidiyor ve Muhammet Yusuf'un başına en sevdiği çikolatalardan bırakıyoruz. Bir koli. Çocuklar dilediği gibi alsınlar yesinler diye. Muhammet Yusuf da bayram sevincinden geri durmasın diye. Allah kimseye evlat acısı vermesin.

Hatice Kara / 63 yaşında, Antalya

Bizim bayramımız arife gününden başlar. Arife günü sadaka olarak kurban kesip komşularımıza pay ederiz. Muhakkak büyüklerimizin yattığı kabirlere ziyarete gideriz. İftarda yenmek üzere çörekler, pişiler hazırlarız. Üzerine toz şeker serperiz ve bütün komşulara ikram ederiz. Gecesinde buhur yakarız. Dedelerimiz ninelerimiz sağ iken tütsü yakmayı âdet edinirlerdi. O gece yatmadan torunlarım gelmişse ellerine kına yakarım. Kendi ellerime de kına çalarım. Sabah namaz vakti yıkarım. Her bayram kınalı ellerle olmak hoşuma gider.

Bayram sabahı çok erken kalkarız. Sulardan zemzem içeriz. Ben evvela evi bahçe kapısına kadar süpürürüm. Çünkü bayramda bahçede sandalye masa kurup oturmalar yapıyoruz. Erkekler gelene kadar beze attığım bazlamaları pişiririm. Biraz da yufka yaparım. Ocak közlenince üzerine nohut ya da fasulye yemeği vururum. Kemikli etlerle lezzetlendirdiğim yemek öğlene kadar ağır ağır pişer. Eşlerimiz bayram namazından dönünce gelinlerimle ellerini öperiz. Temiz, yeni ve güzel giyiniriz. Eskiden büyüklerimize bakardık, zaten bu ev onlarındı. Biz burada yuvamızı kurduk. Şimdi onlar ahirete göç ettiler. Yerlerine biz kaldık. Ben eskiden kayınpederim ve kayınvalidemle oturduğum için bayramda annemlere gidemezdim. Gitsem de kalamazdım. Bütün bayramlarım bu evde, bu odalarda gelin olarak geçti, şimdi de evin büyükannesi olarak geçiyor. Gelinlerim, damadım gelir onlarla kalabalık ve neşeli zamanlar geçiririz. Eğer büyük şehirde oturan evlatlarım gelemezlerse çok hüzünlü geçiyor. Ama genelde geliyorlar. Büyük insan evi olmak böyle bir şeydir. Çoğunluk ziyarete gelenlerle bayramınız geçer. Çok şükür memnunuz.

Beyza Salın / 28 yaşında, İstanbul

Bayram günü gelmeden memlekete ya da eşimin memleketine gitmiş olurum. Yol yorgunluğunu atlatmışsak yapılacak olan işlerin bir ucundan tutarım. Zaten valizden çıkan eşyalarımız ütülenmek ister. Çok vaktimi alan bir ütü seremonisi yaşarım. Evi ve ortamı bayrama hazırlayanlar kadınlardır. Ben de elimden geleni yaparım. Uzakta olanları telefonla ararım. Gidemediysem annemle babamla telefondan bayramlaşırım. Sürekli sofralar kurulur. Her gelene muhakkak yemek yedirmek ister kayınvalidem. Mutfak, ikram, toparlanma, bulaşık derken bir zaman gelir bizde şık kıyafetler giyer amcaları teyzeleri dolanırız. Onları kısa ziyaretlerle tebrik ederiz. Döndüğümüzde ev dolmuş taşmıştır. Yeniden ikramlara devam ederiz.

Bir keresinde bayram doğum yaptığım zamana tesadüf etmişti. Biz evimizde kalmıştık. Kimseler kapımızı çalmamıştı. Bunu unutamam, ama bu güzel bir hatıra değildi. Bir keresinde de annem rahatsızlanmış İstanbul'a gelmişti. Babam da bizimleydi. Annem çok ağır hasta olmayınca bayrama kalmaya karar verdiler. Kardeşlerim üniversite okuyorlardı. Onlar da geldiler. Bizim evde bayram geçirdik. Babamın sürekli kitaplarından okuduğu “Süleymaniye'de Bir Bayram Sabahı” yaşamasına vesile olmuştuk. Onlar için biraz buruk ama benim için çok neşeli bir bayramdı.

Nihal İnceoğlu / 32 yaşında, Diyarbakır

Annem bizim için hem baba, hem anne olmuştur. İlkokul birinci sınıftayken babamı ansızın bir trafik kazasında kaybettik. Babamın olmaması her akşam zoruma giderdi. Ama bayram günlerinde ve gecelerinde daha da zor gelirdi. Annem, ne kadar uğraşırsa uğraşsın hayatımızdaki baba boşluğunu dolduramazdı. Bayramlar da daha çok boynumuz bükülürdü. Şimdi ben her akşam eşime kapıyı açarken çocuklarım adına mutlu oluyorum. Babaları var diye. Sevinçle kapıya koşmalarını, babalarına kapıyı açarken şükretmelerini öğütlüyorum.

Diyarbakır'da bayram arife günü yapılan hazırlıklarla başlar, bütün ev ahalisi banyo yapar şifa niyetine. O gün sular zemzem olarak akar. Biz de bundan şifa umarız. Bir de Diyarbakır'da bayram demek zengin bir mutfak demektir. Büyük sinilerde hazırlanan su börekleri, çıtır çörekler ve sarmalar... Yine en büyük tepsilerde güzelce kızartılmış baklavalar. Biz bayramlarda mırra ikram etmeyi severiz. Bütün bu yiyeceklerin yanı sıra şerbetler hazırlarız. Bayram üç günden fazla sürer. Bayram bitse de bayramlaşmalar bitmez. Misafirlikler, ikramlar, yatır ziyaretleri bayramda değişmez alışkanlıklarımızdandır.

Ümmü Nihan / 34 yaşında, İzmit-Erzurum-Aydın

Sabah tatlı bir telaşla uyanırız. Erkekleri camiye yollarız. Misafire kullanılacak tabaklar kaşık çatallar hazırlanır. Beyler dönünce ailece mükellef ve kalabalık bir sofrada kahvaltı ederiz. Tencerede sarma fırında börek bayram misafirleri için pişmektedir. Kahvaltıya erkeklerin ısrarı ile börek ve sarmalardan tadımlık koyarız. Mide fesadı başlanmış olur. Evimiz büyüklerin evi olduğundan birinci gün çok yoğun geçer. İkinci günün yarısına kadar evden çıkamayız. Mutfaktaki telaşa bir ara verip büyüklerimiz de yanımızda ziyaretlere çıkarız. Erzurum'da büyükler de küçüklere iade-i ziyaret yaparlar. Dün bize gelenlere bugün gitmek bana çok saçma gelirdi; ama bayram çocuklaştıkça güzelmiş, onu yeni anladım. Erzurum âdetleri Erzurum'dan uzakta daha iyi kavranıyor. Böyle bir evde gelin olmak zor ve zahmetli gelirdi başlarda ama şimdi bayram bunlardan ibaret benim için. Farklısını düşünmem ve istemem.

Raziye Şahin / 42 yaşında, İstanbul- Gaziantep

Antep bayramları çok güzel geçer. Damat katmeri dediğimiz fıstıklı kaymaklı tatlımız bayram sabahlarında muhakkak sofrada olur. Börekler kuru dolmalar, hoşaflar kebaplar fıstıklı baklavalar bayram boyu gelenlere ikram edilir. Bir de bolca menengiç kahvesi içilir.

Bir keresinde Ramazan Bayramı'nda memlekete gidememiştim. İşten izin alamadığım gibi üstelik bayram nöbetine kalmıştım. Ben Zincirlikuyu Mezarlığına bağlı Mezarlıklar Müdürlüğünde gasile olarak çalışıyorum. O bayram annemin pamuk ellerini babamın nur yüzünü öpeceğim yerde, ömrü sonlanmış insanların cenazelerini yıkamak nasip olmuştu. Annemleri çok özlediğimden çok zor gelmişti. Ağlayarak görevimi yapmıştım. Bayram seyran dinlemeyen bir gerçekti ölüm, benim de vazifem buydu. Unutamadığım bir bayramdı. Ama ölü yıkarken bile bayram, insana bir serinlik, bir esenlik yaşatıyor.

Menşure Şahin / 60 yaşında, İstanbul- Tokat

Ooo bayramlar ne güzel günlerdir. Biz Tokat'ta bütün mahalle yemeklerimizi birleştirir, üzüm bağlarının altında sofralar kurarız. Herkes o sofrada bulunmaya gayret eder. Bir gün önce kazanlarda meyvelerin şırasını hazırlamışızdır. Soğutur sürahilere doldururuz. Börek yaparız. Üzüm yaprağımız çok meşhurdur, Tokat sarması yaparız. Patates yahnisi bir de yoğurtlu hamur yaparız. Gittiğimizde bayramlaşmalar sırasında sürekli dualaşırız. Çocuklara günler öncesinden çoraplar mendiller alırım. Yeğenlerime verilecek mendiller daha özeldir. İçlerine hatırlı harçlıklar koyarız. Çocukları mutlu etmeye özel bir önem gösteririz.

Bir keresinde Kayseri'den bir Müftü Bey ilçemize atanmıştı. Yaklaşan bayramda kadınların ve çocukların da bayram namazına gelmesini teşvik etmişti. Biz de çoluk çocuk bayram namazı kılmıştık. O bayramın lezzetini unutamam. Tabi bir sonraki bayramda bu adet devam etmedi. Beyler çocuklarla kadınlar gelmesin diye ısrar etmişler. Feyizli bereketli bir başlangıç yapmıştık. Keşke tekrar edebilseydik.

Ayşe Genç / 50 yaşında, Gaziantep

Ramazan Bayramının arife günü, muhakkak yuvalama yaparız. Annem anlatırdı, eskiden, yuvalama yaparken Esma-ül Hüsna okurlarmış. Şimdi de bazı bazı yapanlar var. Her bir parça yuvarlanırken Allah'ın isimlerinden biri zikredilir, yuvarlamalar bir sininin içine atılır. Allah'ın 99 isminin zikri bitince bir Fatiha okunur. Tekrar başlanır, her yuvalamaya bir esma okunmaya. Yuvalama bitene kadar, bu böyle devam eder. Bu yemek, bayram namazından hemen sonra, bütün aile tarafından dualarla yenir. Ramazanı hayırla geçirmiş olmanın huzuruyla, bir sonraki Ramazana kadar sıhhat, afiyet dilenir.

Kadriye Güney / 88 yaşında, Ünye

Ramazan'ın ilk günü paklavu son günü pakla günü. Girdiği gün baklava çıktığı gün bakla yenir. Ramazan'ın ilk günü kuş tüfeğini elime alıp bir yudum su bir lokma ekmekle havlu kapısına çıkar, ezan okunmasıyla birlikte besmele çekip, iftar duasını yapar, tüfek atarım. Orucumu açıp hoş geldin Ramazan derim. Arife gününde yine bir yudum su, bir lokma ekmekle havlu kapısına çıkar, ezan okununca orucumu açar güle güle git Ramazan seneye bu zaman yine gel derim. Seneye yaşayıp yaşamayacağımız, oruç tutup tutmayacağımız belli olmadığı için dua yerine derim. Bayrama iki gün kala lokum (bir çeşit kurabiye) yapıyorum. Sabaha karşı sofra altını seriyorum üstüne tekneyi koyuyorum, oturuyorum teknenin başına, kollarımı sıvıyorum, bu adama da (eşini göstererek) bana un koy falan diyorum, hamuru yoğuruyorum, yardımlaşa yapıyoruz. Gelenlere ikram ediyorum. Çarşıdan çikolata, şeker, leblebi şu bu da geliyor ama o lokumun yeri ayrı.

Arife günü temizlik yaparız, akşamında kına yakarız ellerimize. Bayram sabahı, erkekler namazdan geldikten sonra çoluk çocuk gelip gitmeye başlar. 3-4 gün gelenimiz gidenimiz eksik olmaz, Allah mahrum etmesin. Bayram deyince bile akla sevinç geliyor. Çoluk çocuk herkes mutlu, yeni şeyler almalar, temizlik yapmalar bunlar insana neşe veriyor. Biz artık yaşlandık, gelen giden çok oluyor. Allah razı olsun hepsinden. Bayram gelmeden önce beyimden bozuk paraları toparlarım, gelen çocuklar elimi öpünce şeker de para da veririm. Çocuklar bayram olmasa da gelir bana. Oturur, sohbet ederiz. Ben öldükten sonra mezarıma da gelin diyorum onlara.
#Nihayet Dergi
#Kadın
#Bayram
7 yıl önce