Zaman zaman "büyükler"inizden "gençsin dikkatli ol" gibi uyarılar alıyor musunuz?
Mesut bey, İstanbul Üniversitesi'nde yaptığım konuşmayı destekledi mesela. Askeri tartışma konusu haline getirmek ben de inanıyorum ki hiç yararı olmayan gereksiz bir şeydir. Ancak, Rektör'ün konuşmasıyla benimkini karşılaştırınca "ben daha fazlasını söylerdim" dedi. Bazı eski milletvekilleri kaplumbağa gibi yani kabuğumun içinde, sabırlı adımlarla yürümeyi öneriyorlar. "Yaşın çok genç. Doğal olarak önün açılacak..." Yani onlar bana, kişisel istikbal öneriyorlar.
Peki, istikbalinizle ilgili bir plan yapıyor musunuz?
Siyaset yapıyorum... Ömrümün geride bıraktığım bölümünde ne yaptıysam bundan sonra da onu yapmaya devam edeceğim. Parlamento dışında ya da içinde...
Mesut bey'le ilişkilerinizin çok iyi olduğunu herkes biliyor. O size, veliaht gibi davranıyor mu?
Böyle bir şeyin konuşulmasından ne ben, ne de Mesut bey hoşnut olur. Bu bir padişahlık değil, ayrıca kimse kimseye veliaht muamelesi yapmaz. Veliahtı olmak demek bırakıp gitmeye hazır olmak demektir. Hiçbir siyasetçinin de böyle bir psikoloji içinde kimseye yaklaşacağına ihtimal vermiyorum. Zaten, siyasetçi de kendi ayakları üzerinde durabiliyorsa bir değer ifade eder.
Aynaya bakınca "vay be.. nereden nereye" diyor musunuz?
Hayır tam tersine küçümsüyorum da. Enerji ve birikimlerimin çok daha fazlasını yapmaya müsait olduğunu düşünüyorum.
Koskoca bakanlığın başındasınız. Bu, enerji ve birikiminizi yansıtmaya yetmiyor mu?
Önemli olan birşeyler yapan adam olmak. Her hangi bir ünvan insana bir şey kazandırmaz. Yaptıklarınızla yetiniyorsanız ne ala. Ama ben yaptıklarımı yapabileceklerimin binde biri düzeyinde bile görmüyorum.
İşte bu çok iddialı bir söz...
İddia olsun diye, ya da başkasını yerme kendimi ululama adına değil. Ben böyle hissediyorum o kadar.
