Kalça çıkığının nasıl fark edilebileceği, kimlerin risk altında olduğu ve tedavi sürecinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili Gazi Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Atalar açıklamalarda bulundu.
Kalça çıkığının erkenden fark edilmesinde özellikle ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Doç. Dr. Hakan Atalar, “Aile bireylerinde ve yakın akrabalarda doğuştan kalça çıkığı olması, kalça çıkığı ile birlikte görülebilen kafa şekil bozukluğunun olması, boyun eğriliği ve ayak şekil bozukluğunun olması gibi durumlara aileler dikkat etmelidir" dedi. Kız çocuklarında bu rahatsızlığın erkeklere oranla çok daha fazla olduğunu söyleyen Atalar, ayrıca özellikle annelerin ilk hamileliğinde doğan çocukların da risk altında olduğunu belirtti. Ülkemizde yapılan kundak uygulamasının da kalça çıkığının önemli sebeplerinden birisi olduğunu söyleyen Dr. Atalar, hastalığın başarılı tedavisinde erken tanının önemini vurguladı.
Ülkemizde kalça çıkığı açısından ailelerin en çok dikkatini çeken ve doktora yönlendiren bulgunun; pili dediğimiz bacaklardaki cilt katlantılarının sayısının ve seviyesinin farklı olması durumu olduğunu belirten Doç. Dr. Atalar, aslında bu bulgunun hastalığın teşhisi acısından değerli bir bulgu olmadığını, pili asimetrisinin normal çocuklarda da görülebildiğini ifade etti.
Erken teşhisin tedavi yöntemi açısından taşıdığı öneme atıfta bulunan Atalar, yeni doğan bebeklerin ilk aylarında bu sorunu teşhis edebildiklerini, çocuklarda da basit ortezler kullanarak hastalığı büyük oranda başarılı olarak tedavi edebildiklerini söyledi. Atalar, sözlerini şöyle tamamladı: “ Tedavide gecikilmesi durumunda ameliyat seçeneği devreye giriyor. Böylece tedavinin başarı şansı düşüyor."
