Eroğlu, TÜDAV verilerine göre Türkiye denizlerindeki atıkların yüzde 53'ünün dışarıdan gelen yabancı atıklar olduğunu vurguladı. Deniz atıklarının yüzde 80'inin kara kaynaklı olduğu bilgisini veren Eroğlu, bunun yerel yönetimlerin yeterli atık yönetim sistemlerinin olmamasından kaynaklandığına işaret etti.
Türkiye'de karasal atıklarla ilgili çok iyi şeyler yapıldığını ancak deniz atıklarının yeterince bir gündem maddesi olmadığını dile getiren Eroğlu, bunun kara atıklarından daha büyük bir tehlike olduğunu çünkü denizdeki atıkların besin zincirine girme tehlikesi taşıdığını anlattı.
Birleşmiş Milletler verilerine göre denizlerde ortalama 140 milyon ton civarında atık olduğunu vurgulayan Eroğlu, bunlara her yıl 10 milyon ton atığın daha eklendiğine dikkati çekti. Eroğlu, denizlerdeki atıkların aynı zamanda ekonomik bir değer olduğunu, tekstil sektörü için atıklardan iplik üretmek üzere çalışma yaptıklarını aktardı.
Türkiye'nin plastik işleme endüstrisinde çok iyi olduğunu ancak ham madde konusunda ciddi sıkıntılar çektiğini anımsatan Eroğlu, AB'nin "askıya alma ve kota" adlı bir sistem geliştirdiğini, buna göre belirli miktardaki ürünlere verginin 5 yıl sıfırlandığını hatırlattı. Türkiye'nin de bu mevzuatın içerisinde olduğunu anlatan Eroğlu, AB'nin bu sistemle yılda sanayicisinin ödeyeceği 1 milyar avroluk vergiyi sildiğini, bu rakamın Türkiye'de 50 milyon avroda kaldığını dile getirdi.
Bu sistemden faydalanmak için çalışma yaptıkları bilgisini paylaşan Eroğlu, askıya alma ve kota sistemine her 6 ayda bir başvuruların yenilendiğini kaydetti. Eroğlu, çalışmaları sonrası Türkiye'nin İtalya'dan sonra bu sisteme en çok başvuru yapan ülke haline geldiğinin ve Türkiye'nin dosya sayısının 40'ı geçtiğinin altını çizdi.
Geçen sene 8,1 milyon ton plastik ithal ettiklerine dikkati çeken Eroğlu, plastik sektörünün 34 milyar dolarlık bir hacim oluşturduğuna, sektörün doğrudan ve dolaylı ihracat rakamının ise 12 milyar doları bulduğuna vurgu yaptı.
Eroğlu, plastik sektörünün en hızlı büyüdüğü alanın tıp olduğunu belirterek, "Artık vücuttaki kemiklerden gözde kullanılan lenslere kadar birçok ürün plastikten yapılıyor" dedi. Herkesin sektör hakkında gelişi güzel konuştuğundan yakınan Eroğlu, "Ülkemizde Kebapçı Neco bile plastik kaplar kanser yapıyor diye haberlere çıkabiliyor" diye konuştu. Eroğlu, halbuki plastiklerin sağlıklı olduğunu çünkü plastikten uzun ömürlü kemik ve diş dolgusu bile yapıldığını, havacılıkta metal yerine geçen bir çok plastik ürün ile silah sanayinde namlu hariç önemli tüm parçaların da plastikten yapıldığını hatırlattı.
Türkiye'de şu an bu malzemelerin önemli bir kısmının üretilebildiğini anlatan Eroğlu, "Ülkemizde yüksek katma değerli plastiklere ihtiyaç duyan yerli otomotiv, yerli savunma sanayi ve özellikle yerli uçak sanayi, bu sektörlerimizin de önünü açacak ve daha fazla katma değerli plastik üretmemizi sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Standart plastik ürünleri fiyatının kilogram başına 4 dolar civarında iken bu tür ürünlerin fiyatının kilogram başına bin dolara kadar çıkabildiği bilgisini veren Eroğlu, "Yani katma değer aralığı 250 kat artabiliyor. Genelde savunma sanayi, havacılık sektörlerinde ülkeler kendi yerli sanayilerini desteklediklerinden bu ürünlerin ülkemizde üretilip, parça olarak ihracı sınırlı kalıyor. Ancak bahsettiğim yerli uçak ve yerli savunma sanayi ve biyoteknoloji konularındaki gelişmeler, bu tür katma değeri yüksek plastiklerin ülkemizde üretim ve tüketimini arttıracaktır" şeklinde konuştu.
Uçaklarda normal fırınlara giren plastik tabağın da artık üretildiğini aktaran Eroğlu, söz konusu ürünün uçaklarda yakıt tasarrufu yaparak, hava yolu şirketlerinin hem maliyetlerini hem de karbon emisyonlarını azalttığını söyledi. Eroğlu, şunları kaydetti:
"Porselen bir tabağın ağırlığı 600 gramken, BORPLAS'ın ağırlığı sadece 110 gram. Ortalama bir uçakta 250 yolcu olduğu ve yurt dışı uçuşta 2 yemek servisi yapıldığı düşünüldüğünde, tek seferde 250 kilogram hafifleme sağlanıyor. Yemekler Türkiye'den gidiş dönüş olarak uçağa yüklendiğinden, gidiş-dönüş bir seferde uçak 500 kilogram hafiflemiş oluyor. BORPLAS sayesinde, bir seferde ortalama 8 yolcunun ağırlığı kadar tasarruf sağlamak mümkün. Bu da yüzde 3'lük bir yakıt tasarrufu anlamına geliyor."
