|

Said Nursi anıldı! Peki Said Nursi kimdir?

Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 57. yılında anıldı. 1878 yılında Bitlis'te dünyaya gelen ve küçük yaşlarda medresede eğitim almış olan İslam alimi olan Said Nursi kimdir? İşte Said Nursi'nin hayatı...

Yeni Şafak
16:56 - 16/03/2017 Perşembe
Güncelleme: 17:15 - 16/03/2017 Perşembe
Diğer
Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 57. yılında anıldı.
Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 57. yılında anıldı.

Said Nursi kimdir? sorusunun yanıtı haberimizde. Bediüzzaman Said Nursi, vefatının 57. yılında Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesinde düzenlenen toplantıyla anıldı.Nermin Tarhan konferans salonunda Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan etkinlik, Said Nursi'nin hayatını anlatan "Said'lerin doğuşu" isimli film gösterimi ile devam etti.



Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptığı konuşmada, Said Nursi'nin 57 yıl önce vefat ettiğinde kitaplarının hiç yabancı dile çevrilmediğini, ancak şu anda 50 dile çevrilmiş kitabı olduğunu ve dünyanın her tarafında ciddi şekilde okunduğunu belirtti.



Tarhan, şöyle konuştu:


"1950'ye kadar ya sürgünde ya hapiste, çeşitli mahkemelerde 6 bin sayfalık eser yazıyor. Bu eserlerde işlediği ana konuya baktığımız zaman din bilimleri ile pozitif bilimlerin birlikte olabileceği ile ilgili tez geliştiriyor. Ben İmam hatip projesinin Bediüzzaman'ın projesi olduğunu düşünüyorum. Yani imam hatip tarzındaki din ilimleri ile pozitif bilimlerin bir arada olduğu okuldur imam hatipler. Türkiye'de şu an eğer El Kaide yoksa, DEAŞ çıkmıyorsa bunun arka planında bu insanların din ilimleri ile pozitif bilimleri birleştirerek okutulan bir eğitim sistemimiz var. İmam hatipler burada radikalleşmeyi önleyen bir unsur olmuş. Bediüzzaman'ın istismar edildiğini de görüyoruz. İşte 15 Temmuz darbe girişimini yapan FETÖ, Bediüzzaman'ı kendi amacı etrafında kullanmıştır. Bu konuda Bediüzzaman ve FETÖ farkını iyi anlamak gerekir."



SAİD NURSİ KİMDİR?


15 yaşında bir medrese öğrencisi iken hocası tarafından verilen Bedî-üz-Zamân (zamanın güzelliği) lakabı ismiyle birlikte anılır.



Said Nursi, 1878 yılında Bitlis vilayetine bağlı Hizan ilçesi Nurs köyünde yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak doğmuştur. Babasının adı Mirza, annesinin adı ise Nuriye'dir. 15 yaşında bir medrese öğrencisi iken hocası tarafından verilen Bedîüzzamân lakabı ismiyle birlikte anılır.



Çocukluğunda çevresindeki medreselerde eğitim gördü. Kendisinde görülen hafıza sebebiyle, önceleri "Molla Said-i Meşhur" diye tanındı. Daha sonra "Zamanın eşsizi" anlamında "Bediüzzaman" unvanıyla şöhret buldu. Talebelik yıllarında temel İslamî ilimlerle ilgili doksan kitabı ezberledi. Şirvan, Siirt, Bitlis, Doğubayazıd ve Tillo'dan sonra 1894'te Mardin'e geçti. Oradan da Bitlis'e gitti, sonrada Van'da 12 sene kaldı. Van'da kaldığı sürede eğitim metodunu tamamen kendisinin hazırladığı bir medrese kurdu. Esas hedefi, aynı metodun uygulanacağı bir üniversiteyi Doğu Anadolu'da kurmaktı. Bu üniversitede din ilimleri ile fen ilimleri birlikte öğretilecek, etnik diller de serbest tutulacaktı. Bu üniversiteye, Kahire'deki Ezher Üniversitesi'nden hareketle "Medresetü'z-Zehra" ismini verdi.



1900'lü yılların başında 1907 yılında doğuda Medresetü-z Zehra adında bir İslam üniversitesi kurmak fikriyle İstanbul'a geldi ve hayatı boyunca bu fikrini gerçekleştirmek için gayret gösterdi. 13 Nisan 1909 tarihinde tarihe "31 Mart Vakası" olarak geçen isyanda isyancıları yatıştırmaya çalışmış, isyan bastırıldıktan sonra Said Nursi de olaya karıştığı iddiası ile tutuklanmış fakat mahkemesi görüldükten sonra beraat etmiştir.



Birinci Dünya Savaşı yıllarında 1914 yılında Doğu cephesinde gönüllü milis alayı komutanı olarak hizmet etti. Savaş esnasında Mart 1916'da Bitlis'te yaralanıp iki buçuk yıl Rusya'da esir kaldı. 1917'deki Bolşevik İhtilali esnasındaki kargaşadan yararlanıp esaretten kurtuldu. Leningrat'tan Almanya'ya, oradan da Petersburg üzerinden Varşova'ya gelir. Viyana'yı da gördükten sonra, Sofya üzerinden trenle 1918 Haziranında İstanbul'a ulaşır. Dönüşte, Genelkurmay'ın kontenjanından Osmanlı'nın en üst düzey dinî danışma merkezi olan ve Mehmet Akif Ersoy'un sekreterliğini yaptığı "Darü'l-Hikmeti'l-İslamiye"de 4 yıl görev yaptı. İngilizlerin İstanbul'u işgali yıllarında onların aleyhinde Hutuvat-ı Sitte adıyla bir risale neşretti.



1925 yılında van'da eğitim faaliyetlerinde bulunurken, o sırada meydana gelen Şeyh Said hareketi sebebiyle, bu harekete karşı çıktığı halde, tedbir olarak 1926 yılında önce Burdur'a, ardından 25 Ocak 1927'da Isparta ve Isparta ili, Eğirdir ilçesine bağlı, Eğirdir'in 25 km kuzeybatısında Barla'ya gönderildi. Burada sekiz yıl kaldı. "Risale-i Nur" isimli Kur'an tefsirinin çoğu bölümlerini burada yazdı. Eserleri ve fikirleri sebebiyle 1935 senesinde Eskişehir Mahkemesine sevk edildi.



1936 yılında sürgüne gönderildiği Kastamonu'da eserlerini yazmaya devam etti. 1943'te Denizli Mahkemesi'ne, 1948'de Afyon Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkemeler beraatla neticelendi.



1950 yılında çok partili hayata geçildiğinde dini hak ve hürriyetler genişledi. Bediüzzaman, bu dönemde eserlerini matbaalarda bastırdı.



Said Nursi, 23 Mart 1960 tarihinde 82 yaşında Şanlıurfa'da öldü. Naaşı Halilürrahman Dergâhı'nda kendisine ayrılan yere defnedildi. Ancak iki ay sonra 27 Mayıs 1960'da bir askerî darbe oldu. Millî Birlik Komitesi hükümeti Bediüzzaman'ın kabrinin nakledilmesine karar verdi. 12 Temmuz 1960 günü mezarı Urfa'daki yerinden alınarak Isparta'ya götürülerek şehir mezarlığına gizlice defnedilmiştir.


#Said Nursi
#Üsküdar Üniversitesi
#Bitlis
7 yıl önce