|

Ağ’da bir balık gibi

Güney Kore sınırını ihlal eden yoksul bir balıkçının maruz kaldığı hukuksuzluğu anlatan Kim Ki-Duk’un yeni filmi Ağ, uluslararası güvenlik politikalarına esaslı eleştiriler yöneltiyor. Film, konusu itibariyle Kim Ki-Duk sinemasında farklı bir yere otururken, yönetmen siyasi ve politik çatışmalara kurban edilen insan haklarına güçlü biçimde vurgu yapıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/01/2017 Pazar
Güncelleme: 15:55 - 8/01/2017 Pazar
Yeni Şafak

Filmleriyle kendine özgü bir seyirci kitlesi oluşturan ve dünya genelinde büyük beğeni toplan Güney Koreli yönetmen Kim Ki-Duk, bu hafta vizyona giren yeni filmi 'Ağ'da mayınlı bir alanda kararlı adımlar atıyor. Kuzey ve Güney Kore arasındaki güvenlik sorunları yüzünden hayatı cehenneme dönen yoksul bir balıkçının hikayesini anlatan Kim Ki-Duk, ilk kez politik bir meseleye el atarken, uluslararası güvenlik politikalarının birey özgürlüğü üzerinde oluşturduğu akıl almaz baskıları dokunaklı bir dille beyazperdeye taşıyor. Başrollerini Ryoo Seung Bum, Lee Won Gun, Kim Young Min ve Choi Guy Hwa'nın paylaştığı Ağ, politik alandaki sınırlama ve dayatmaların vatandaş güvenliğini sağlamaktan çıkıp kişisel hak ve özgürlükleri budayan bir sisteme dönüşmesini çarpıcı sahne ve diyaloglarla anlatıyor.



Kuzey Kore'de balıkçılık yaparak geçimini sağlayan yoksul bir balıkçı, motorunun bozulması üzerine yanlışlıkla Güney Kore sularına girer. Ajan olmakla suçlanarak gözaltına alınan genç adam burada maruz kaldığı işkence ve suçlamalara karşı kendini savunurken öte yandan Güney Kore'nin kapitalist kültürle kazandığı kentleşme, modern hayat ve konformizmiyle yüzleşir.







BİREYİN GÜVENLİĞİ NE OLACAK?


Bir önceki filmi Bire Bir'de şiddet kültürü ve kişisel arınmanın derinliklerinde yol alan yönetmen, Ağ'da iki ülke arasındaki siyasi çekişmenin insan hukukunu hiçe sayan boyutlarını deşifre ediyor. Filmde balıkçıyı canlandıran Ryoo Seung Bum'un güçlü oyunculuğu ve yönetmenin oluşturduğu gerçekçi atmosfer, yer yer mantık sınırlarını zorlasa da günümüz dünyasında görmeye alışık olduğumuz trajedilerden birini bu kez beyazperdede gözler önüne seriyor. Ajanlık suçlamasıyla sorguların işkence eşliğinde yapılması, güvenlik adına kişisel hakların adeta hiçe sayılması, suçlama ve şüphelerin kolaylıkla baskı ve haksız uygulamalara dönüşmesi, filmde dramatik bir biçimde ele alınıyor. Yönetmen Kim Ki-Duk, meselenin bireyin iç dünyasına dair kısmına odaklanıp bir yandan katı yasaların birey üzerindeki sosyo-psikolojik taraflarını irdelerken diğer yandan da olayın kişisel hak ve hürriyetler noktasındaki sonuçlarını etraflı biçimde tartışmaya çalışıyor.



GÖZÜNÜ KAPATAMAZSIN


Kim Ki-Duk, iki ülkenin kavgasını trajikomik bir dille, tasvir ederken, kapitalizmin ideolojileri nasıl derdest ettiğini de göz önüne seriyor. Balıkçının serbest bırakıldıktan sonra Seul'un sokaklarını görmek istemeyişi, mecbur kaldığını anladığında komünist refleksle gözlerini kapayıp kapitalist ortamı görmezden gelişi ile şaşaa ve gösterişe karşı ürkek tavırları, yönetmenin kapitalizm eleştirisi kadar kapitalizm karşısında her geçen gün kan kaybeden ideolojilerin çaresizliğine de bir ağıt olarak yorumlanabilir. Bu açıdan bakıldığında kaybeden kim olursa olsun kapitalizmin her şartta kazanan taraf olduğu tezi bir kez de Kim Ki-Duk tarafından tekrarlanmış oluyor.



#Kim Ki-Duk
#Güney Kore sineması
#Ağ filmi
7 yıl önce