Türkiye'nin halihazırdaki bir avuç sinema dergisi arasında yer alan Film Artı, Burçin S. Yalçın'ın genel yayın yönetmenliğinde 18'inci sayısına ulaştı. Yalçın, önceki yıllarda da keyifli dosyalarını Merkez Dergi Grubu yayınları arasındaki Popüler Sinema'dan takip ettiğimiz, işinde son derece başarılı bir meslektaşımız. Kendisi, 2005 yılının hemen başlarında anılan gruptan ayrılarak, orada kazandığı yoğun deneyimleri yepyeni bir sinema dergisinin doğuşuna yansıttı.
Ulusoy Grubu'na ait olan Film Artı, aylık olarak yayımlanıyor. 130 sayfa ve baştan sona kuşe kâğıda renkli olarak basılan derginin ilk dikkati çeken özelliği ise birbirinden şık sayfa tasarımları. Eylül sayısında “Miami Vice”ı kapak yapan Film Artı'da güncel sinema filmlerinin tanıtımından sinema tarihine, yerli yapımlardan ayrıntılı DVD analizlerine kadar bir çok yararlı bölüm mevcut. Üstelik bu bölümler de dostlar alışverişte görsün diye gelişigüzel biçimde değil, âdeta tıklım tıklım bilgiyle doldurulmuş. Benim gibi, tükettiği her türlü yayında makyajdan ziyade içeriği önemseyen biri için bundan iyisi can sağlığı doğrusu…
Uygar Şirin, Kerem Sanatel, Feride Çetin, Serkan Mutlu, Kaan Ege, Burak Göral, Yeşim Tabak, Talip Ertürk, Gökhan Şeker, Banu Bozdemir, Tolga Akıncı, Nil Kural, Murat Emir Eren, Gözde Samancı ve Tamer Baran gibi sektörün tanıdık imzalarının katkıda bulunduğu Film Artı'nın bu son sayısında (Eylül 2006) özellikle Tamer Baran imzalı 14 sayfalık bir Alfred Hitchcock dosyası var ki söz konusu bölüm sinemaseverler için Hitchcock sinemasının dönüm noktalarını keşfetmeye yarayacak ayrıntılı bir yol haritası kıvamında. Ben kendi adıma bir de Uygar Şirin'in “İtiraf Ediyorum: Budala Dedektif 2'yi seviyorum!” yazısını çok beğendim. Çünkü bazılarınca lanetlenmiş olan bu rezil -ama alabildiğine sevimli- filmi ben de çok seviyorum.
Genel yayın yönetmeni dostumuz Burçin S. Yalçın'a ve değerli ekip arkadaşlarına, kendinden emin adımlarla yürüdükleri bu yolda, bundan böyle de üstün başarılar diliyorum.
