1882 yılında Osmanlı İlahiyat Okulu öğrencilerinden Abdullah Agmat tarafından kurulan kulübün geçmişi, Güney Afrika'daki "Apartheid" (ayrımcılık) politikasının yüzyılı aşkın tarihini de gözler önüne seriyor.
Kulübün eski oyuncularından ve yöneticilerinden Şamil Casim ve takım arkadaşları, kulübün dünü ve bugünü hakkında konuştu.
Ülkenin yasama başkenti Cape Town'un eski yerleşim yerlerinden Bo Kaap'ta kurulan "Osmanlı Kriket Kulübü"nün, Western Cape Bölgesinin ilk takımlarından olduğunu söyleyen Casim, dönemin sömürgeci politikasından dolayı köle olarak anılan toplulukların kendi takımlarını kurduklarını söyledi. Melezlerin ve Siyahların, Beyazlarla kaynaşmasının, maç yapmasının 1990'lara kadar imkansız olduğunu söyleyen Casim, tarafların kendi takımlarıyla mücadele ederek devam ettiklerini belirtti.
Osmanlı kriket kulübünün Western Cape Kriket Federasyonu'ndan 20 yıl önce kurulduğuna dikkat çeken Casim, o yıllarda maçların daha çok aile fertlerinin kurduğu takımlar arasında yapıldığını da hatırlattı.
Turnuvaların 1914 yılından itibaren başladığını ifade eden Rydwaun Salie ise Melezlerin ve Siyahların oluşturduğu kriket federasyonun yanı sıra Beyazların bağlı olduğu ayrı bir federasyon olduğunu ifade etti. Salie, “Arada bir dostluk maçları dışında takımlar arasında resmi maçlar yasaktı, bu 1991 yılına kadar devam etti” dedi.
Beyazların tam teşekküllü imkanlarının yanında kendilerinin çok zor şartlarda mücadele ettiklerini dile getiren Salie, Bo Kaap'ta o dönemlerde faaliyet gösteren diğer kulüplerin şartlara yenildiğini, Osmanlı takımının ise mücadelesine devam ettiğini ifade etti. Western Cape Kriket liginde sekiz ayrı grup olduğunu söyleyen Salie, kendilerinin bağlı bulunduğu grupta Müslümanların kurduğu bir çok takım olduğunu da vurguladı.
1967 yılında Apatheid ırkçı sisteminin etkinleşmesiyle pek çok takımın bir araya gelip daha güçlü takımlar kurduğunu anlatan Casim, Osmanlı kriket takımının yalnız başına yola devam ettiğini belirtti.
Osmanlı takımının birleşen takımlara karşı mücadele edecek gücü sahip olduğunu vurgulayan Ferid Abrahams ise, dönemin şartlarında tek başına, bağımsız olarak ayakta kalabilen tek takım olduklarını söyledi.
Bağış ve yardımlarla kulübü bugüne kadar ayakta tutabildiklerini de ifade eden Salie, zor şartlara rağmen oyuncuların yeteneklerinin takdire şayan olduğunu, bunun yapılan dostluk maçlarında ortaya çıktığını söyledi.
Beyazların ulusal ve uluslararası karşılaşmaları yönettiğini, Melezlerin, Hintlilerin ve Siyahların eşit imkanlardan yararlanamadığını söyleyen Salie, “ne kadar iyi olursan ol, sen ancak diğer eyaletlerdeki benzer takımlarla oynayabilirsin, milli maçlarda yer alman imkansızdı” ifadelerini kullandı. “Çünkü Beyaz hükümeti, Beyazların kurduğu ligi tanıyordu”, diyen Abrahams, ülkenin ayrımcı politikalarından dolayı 1971-1991 arasında milli maçların bile yapılmadığına da dikkat çekti.
Sporun, apartheid ırkçı rejime karşı bir direniş sergilediğini de iddia eden Salie, ayrıcalıklı olmayan takım faaliyetlerinin uluslararası sahada takdir edildiğini söyledi. Sporun itici bir güç olduğuna da değinen Casim, ırkçılığa karşı bir araç olduğunu dile getirdi.
Gençler, kadınlar ve yetişkinler takımlarından oluşan Osmanlı Kulübü'nün bugüne kadar çok sayıda ünlü oyuncu yetiştirdiğini de dile getiren Abrahams, 4 yetişkin, 11 genç takımı bünyesinde barındıran kulüpte dört yüzden fazla oyuncu olduğunu söyledi. Osmanlı kriket takımının Birinci Lig 2. grupta mücadele ettiğini anlatan Abrahams, yıllar önce bugünkü imkanlara sahip olunsaydı eğer, bugün kriket liginin önemli isimlerinin çoğu Beyaz olmayanlardan oluştuğunu söyledi. Abrahams, “Osmanlı İmparatorluğunu temsilen birinciliğe oynuyoruz” dedi.
Klübün eski oyuncularından Yasien George, Osmanlı kulübünün onun ikinci evi olduğunu, takımdan öte bir kardeşlik tesis edildiğini söyledi. Abrahams, kulüpteki kardeşliği pekiştiren unsurlardan bir tanesinin ise her yıl Ramazan ayında bir gün kulüp bünyesinde toplanıp "hatim indirmek" olduğunu belirtti.
Ekonomik yetersizlikten dolayı genç yetenekleri kaçırdıklarını da söyleyen Abrahams, sözleşmeyle oyuncularını bağlamadıklarını, önlerinin açık olduğunu söyledi.
13 yaşındaki Sarah Fredericks, 5 yıl önce Osmanlı kız kriket takımına katıldığını, geçen yıllarda Western Cape Eyaleti takımında oynadığını ifade etti. Osmanlı kulübünde oynamaktan memnun olduğunu söyleyen Fredericks yetişkinliklerle çalıştığını, farklı antrenörlerle kendini geliştirdiğini söyledi.
Klüpte kız takımının çalıştırıcısı olan Zaida Fredericks ise kriketle tanışmasının çok erken yaşlarda başladığını, dedesinin ve amcasının Osmanlı takımında oynadıklarını ifade etti. Çocuklarının da kriket oynadığını belirten Zaida, ailece kulüpte oynadıklarını söyledi. Zaida, kadın takımı olarak başarılarından memnun olduklarını, haftada birkaç gün antrenman yaptıklarını ve eğlenceli geçtiğini de sözlerine ekledi.
